bursagorus.com.tr
2022-03-22 09:12:45

18 Mart

AV. Suna Soydaş Fırat

22 Mart 2022, 09:12

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günümüzü andık hep beraber. İçimizde başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehit ve gazilerime hissettiğimiz büyük şükran, minnet ve özlem.

Bu büyük savaşın önemini hepimiz biliyoruz. Artık gelen her gemi boğazı ‘ÇANAKKALE GEÇİLMEZ’ diyerek selamlamaktadır.

Çanakkale Savaşı'na katılan devletlerin hepsi büyük kayıplar yaşamıştır. Savaş sırasında 56 bin Türk askeri hayatını kaybetmiştir. Çanakkale Savaşı sırasında yaralanan 21 bin kişi ise hastanede şehit olmuştur. Sadece ölen değil, yaralılar ve kayıplar ile birlikte şehitlerimizin toplam sayısı 250 bin kişi olmuştur. İtilaf devletlerinden de ortalama 252 bin ölüm meydana gelmiştir.

Şehitlerimizin kanlarıyla suladığı bu topraklar bizim için hep kutsal kalacaktır. Toprağın altı binlerce isimsiz Mehmetcik ile doludur.

Burada savaşmaya gelen İngiliz, Fransızlarla beraber Avusturyalı ve yeni Zelandalı askerler de binlerce kayıp vermişler, ölü bedenler toprakla karışmıştır. İlerleyen süreçte ANZAK annelerinin ölülerinin bulunması ve ülkelerine geri getirilmesi istekleri artarak devam etmeye başlamıştır. İsteklerin yerine getirilmesi elbette mümkün değildir. Çünkü kayıplarının çok büyük kısmı, denizaltılarca batırılan gemilerde, denizde kaybolan askerlerdi. Ayrıca bombardımanlar cesetlerin sürekli parçalanmaya devam etmesine neden olmuştu. Ama tabi bunları bir anne yüreğine anlatmak çok zordu. Türk devleti bulunan bazı cesetler için mezarlıklar yapılmasına izin verdi ama bu yeterli değildi.

1934 yılı 18 Mart’ta, bazı Anzak yakınları kayıplarını anmak için törene katıldılar. Bunları karşılayıp tören konuşması yapmak üzere hazırlanan konuşma metni Ankara’ya gönderilip onay istendi. Mevcut konuşma Türkiye’nin düşmanlarını kovduğu, işgale gelenlerin denizin dibinde kaldığı, işgalcilere ders verir nitelikte bir konuşma idi. Aslında hepsi doğru olmasına rağmen büyük Önder Atatürk; insani, askeri ve siyasi dehasını bir kez daha göstererek; misafire davranma şekli ve uluslararası nezakete uygun olarak TARİHE GEÇEN aşağıda konuşmayı kaleme almıştır:

Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.

Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.

Dinleyenleri allak bullak eden, gözyaşlarına boğan bu metin, ANZAK annelerinde derin duygulara neden olmuştur. Kendi çocuklarına ‘kahraman’ diyen ve ‘dost-evlat’ olarak hitap eden bu büyük alçakgönüllülük Ulu Önder sayesinde tarihe geçmiştir. Gözyaşları içinde binlerce anne tarafından okunan bu metne karşı; bir cevap metni yazılıp gönderilmiştir.

“Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını alicenap sözleriniz hafifletti, gözyaşlarımız dindi. Bir anne olarak bana güzelim teselli verdi. Yavrularımızın sonsuz uykularında huzur içinde dinlendiklerinden hiç şüphemiz kalmadı.

Majesteleri kabul buyururlarsa, bizler de size ‘ATA’ demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce.

Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan Büyük Ata’ya bütün anneler adına sevgi, şükran, saygıyla…”

ATA’mıza ve tüm şehit ve gazilerimize minnet ve saygıyla…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.