Meclisimizin açılışının ve Milli Egemenliğimizin 102’nci yıl dönümü. Bu büyük günü çocuklara armağan eden DEV ADAM-BÜYÜK ÖNDER Mutafa Kemal Atatürk’ün geniş vizyonu ve eşsiz öngörüsü ile dünyada ilk defa çocuklara bayram armağan edildi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanıyor, bizim de göğsümüz kabarıyor.
Bu ülkede her çocuk bu bayramı kutluyor. Dünün çocukları, bizler de kutladık, geleceğin büyükleri de halen kutluyor. Bayramımız ilelebet kutlanacaktır.
Sahi bir ara, tam da 23 Nisan’a denk gelen Kutlu Doğum haftalarına ne oldu acaba. Terör örgütünün dallanıp budaklandığı dönemlerde; özellikle 23 Nisan’a denk gelen zamanlarda; hiçbir İslam ülkesinde mevcut olmayan bir acayip hafta çıkarmışlardı. Neymiş, kutlu doğum haftasıymış. Neyin kutlaması, kim doğmuş, gerçekten 23 Nisan’ı gölgelemek için uydurulduğu o kadar belliydi ki. Ama tabi menfaat peşinde koşanlarla hain emel sahiplerinin hazırladıkları bu mizansene katılım da her sene artmaktaydı. Zamanın ünlü siyasetçileri sahnelerde gözyaşları dökerek yaranma yarışına girmişlerdi. Dinin sömürü aracı olarak kullanıldığı ne kadar da belliydi. Bu haftaya karşı çıkanlar hemen ‘dinsiz’ diye yaftalanıyordu.
Çok şükür ki bu sahte gösteriler de hain darbe girişiminden sonra gerçek amaç ortaya çıkınca bir mum gibi sönüverdi. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma özelliğini hepimiz biliyoruz. Buradaki gerçek ise çok uzun sürmeden ortaya çıktı.
Milli Egemenliğimiz bizim kırmızıçizgimizdir. Cumhuriyetin temeline dinamit döşemeye çalışanlar bu egemenliği yıkamazlar. Atatürk ve silah arkadaşları millet meclisini açmaya çalışırlarken Osmanlı Devleti’nin haklarında idam cezası vermesi bile onları engelleyememiş, bağımsızlık yolunda mücadeleye devam etmişlerdir. Bu kadar zorlu süreçlerden sonra elde edilen bağımsızlığımız; bize bırakılan en kıymetli mirasımızdır.
Günümüzde kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşma ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile Meclis’in yetkisiz bırakıldığını; TBMM’nin 100’üncü yıl ve devamında yapılan törenlere Devletin başı olan Cumhurbaşkanının katılmamasından anlıyoruz. Ancak modern ülkelerde olduğu gibi Kuvvetler Ayrılığı Sistemi ile Yasama, Yürütme ve Yargı’nın bağımsızlığına da kavuşacağımızı biliyoruz.
Kalın sağlıcakla…