bursagorus.com.tr
2022-03-15 05:00:00

Bu savaşın ekonomik kazananı kim?

Ferruh Varanoğlu

15 Mart 2022, 05:00

Putin’in Ukrayna macerasının 20’nci gününe yaklaşıyoruz. Dünya, Putin’in kararını henüz sorgulamaya bile zaman bulamadan, birçok otorite bu savaşın uzun sürmeyeceğini ve Putin’in NATO’ya ve AB’ye karşı bir güç gösterisi yaptığını söyleyedursun, “Kavgada ilk yumruğu atan kazanır” sözünün de doğruluğunu adeta test ediyor. Ortada yalnız bir Rusya Federasyonu ve başında bir diktatör, kendi kamuoyuna karşı güçlü gözükmek için Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Asya’yı “yeniden şekillendirme” hayali kuruyor.

Türkiye’yi dolaylı olarak ilgilendiren taraf, Putin’in tarih tezinden yola çıkarak Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlık kazanan Türk Cumhuriyetleri için de durumun çok iyi olmadığı. Türk Dünyası’nın merkezinde olan Kazakistan ile başlayan Rus askeri müdahalelerinin devam edecek olması, akabinde diğer ülkeleri de rahatsız bir duruma soktu. Aliyev’in 22 Şubat Moskova ziyareti, “koltuğunu sağlama almak isteyen Azerbaycan lideri” olarak algılansa da, iki ülke arasındaki dostluğun 30’uncu yılını kutlama görüşmesi olarak lanse edildi. Zaten Rus istihbaratının Soğuk Savaş’tan beri içinden hiç çıkmadığı, iç parametrelerini kontrol ettiği, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan öteden beri hep kolay hedef olarak görülüyordu.

Söz konusu Türki Cumhuriyetlerine karşı bir tarafta ekonomik gücünü göstermeyi ön plana çıkarmış emperyalist bir Rusya, diğer tarafta da bu ülkeleri daha önceden borçlandırmış ve Maden yataklarını satın almış bir Çin var. Rusya’nın hedefleri arasında, sırasıyla önce Slav coğrafyasını bütünleştirmek sonra Asya’ya dönerek, yakın bölgelerin dizaynı Doğu Avrupa ülkelerini NATO’ya üyeliği için tehdit seviyesine bile gelebiliyor olma ihtimali ve Karadeniz’i kendine göre düzenlemek istemesi var. Ancak tam bu noktada ABD’nin Rusya ile ilgili uzun vadeli bir stratejisi olduğu da unutulmamalı. ABD’nin bitmeyen en büyük hedefi, federasyonu dağıtmak. Ukrayna’daki stratejisi ise Ruslara işgali pahalıya getirmek. Elindeki koz ise yaptırımlar. Ancak, burası bir Irak değil. Soğuk Savaş zamanında NATO’yu Ruslara karşı birlik içinde tutmak kolaydı çünkü zaten Varşova Paktı ile ticaret yoktu ama 1990’lar sonrası küreselleşmenin etkisi ile ilişkiler oldukça karmaşıklaştı. Üstelik konu sadece Rusların petrol ve doğal gaz gelirlerini azaltmak değil, Avrupa buğdayı da Ukrayna ve Rusya’dan alıyor. Dünya buğday üretiminde Rusya birinci, Ukrayna ikinci durumda.

Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakı ile birlikte zaten çok sert ambargolar başlamıştı. Yaptırımların etkili olacağını savunanlara göre; Rusya’nın dış borcu 500 milyar dolar ve dış ticaretinin yüzde 80'ini dolar ile yapıyor. Rus mali kuruluşlarının dünya para piyasasındaki günlük işlemleri 80 milyar dolar. ABD’nin yaptırım uygulayacağı en büyük iki Rus bankası ülkenin savunma sanayini de finanse ediyor. Rusya, askeri maksatlı ve/veya çift maksatlı Batı ürünlerini alamayacak. Yüzde 51 hissesi Rusya’ya ait olan 12 milyar dolarlık Kuzey Akım projesi de donduruldu. Batı bankalarında milyarlarca dolar kişisel varlıkları bulunan 50 hırsız Rus oligarkın da varlıkları donduruldu. Ve bunlar Putin'in mali destekçileri. Batı kararlılıkla yaptırım uygularsa orta-uzun vadede Putin ekonomisi’nin çökmesi uzun sürmez. Bazı kaynaklar, Rusya’nın 600 milyar $ rezervi olduğunu belirtse de bunun bir dezenformasyon mu yoksa gerçek mi olduğu belli değil. Ancak, Putin koltukta kaldığı sürece yaptırımları ve halkının düşüncelerini önemsemeyecektir çünkü algı yönetiminde oldukça başarılıdır.

***

OYUNUN KURALLARI DEĞİŞECEK; İLK İŞ YAPTIRIMLAR…

Rusların bombardıman eşliğinde Kiev’e yürüyüşü her geçen gün yaklaşırken yaptırımların devreye alınması an meselesi. Yaptırımlar ile ilgili istisna Rusya’nın şimdilik SWIFT sisteminin dışına çıkarılmaması. Ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılmasını için çalıştıklarını açıklaması gerçekleşirse Rusya önemli bir ekonomik kayba uğrar. Bir ülkenin bu sistemden dışarı atılması demek, o ülke bankalarının diğer ülkelerdeki bankalarla güvenli bir şekilde iletişim kurmak için alternatif yollar araması demektir ki bunu geçmişte yaşayan İran, petrol ihracat gelirlerinin neredeyse yarısını ve dış ticaretinin en az yüzde 30’unu kaybetmişti. Swift adımı atıldığında, Rus bankaları uluslararası ödemelerde bu sistemi kullanamaz ve Rusya ile yapılan ticarette ödeme krizi ortaya çıkar. Böyle bir adım atılması durumunda, özellikle, petrol ve doğalgaz ithalatı karşılığında Rusya'ya ödemelerin nasıl yapılacağı konusu belirsiz bir durum alır.

Batı yaptırımları ile ilgili olumsuz düşünceler de var. Batı, Rusya’nın enerji gelirlerini azaltmak yönünde önemli projeler üzerinde çalışıyor ama bu yaptırımlar en çok kendisini vuracağından şimdilik yaptırım kapsamına alınmıyor. Gazprom, yaptırım listesinden muaf. Rusya, yaptırımlar karşısında şüphesiz yönünü Asya’ya çevirecek ama birbirlerine petrol ve doğal gazdan başka satacak başka bir şeyleri olmayan ülkelerden hiçbir ekonomik birlik olmaz. Teknoloji yok, teşebbüs yok, dolayısı ile Avrasyacılık büyük bir yalan; Rusya kontrolünde Asya demek. Rusya’nın diğer seçeneği Çin ile artan ekonomik ilişkisi. Ancak burada da Çin’in planları’nın kendine özel durumları var. Ruslar, Moskova’yı kalpgah haline getirmek isterken, etrafına Sovyet döneminde olduğu gibi uydu ve tampon ülkeler sıralamak istiyor. Fakat Çin eski Çin değil. Tüm amaçları Yol ve Kuşak Projesi ile dünyanın yeni kalpgahı olmak istemeleri. Bunun için de en büyük yatırımlarını Güney Afrika’ya yaptılar. Yoluna çıkmadığı sürece Çin, Rusya’ya tahammül edebilir ama rakip olmasını asla istemeyecektir.

***

ABD, NATO ve UKRAYNA SONRASI YENİ CEPHELER…

Olmasını asla istememekle birlikte, ifadesi çok güç, belki felaket tellallığı ancak büyük bir ekonomik krize artık daha da yakınız. Bunu ben söylemiyorum, rakamlar telaffuz ediyor. Nasıl mı?

Koronavirüs döneminde ABD Merkez Bankası (FED) 2020 yılından bugüne piyasaya 2,5 trilyon dolardan fazla para sürdü. Bu para üretimin onarılmasına değil, daha çok ABD’deki işsizlerin desteklenmesinde kullanıldı. Sonuçta enflasyon yükseldikçe yükseldi. Enflasyonun artması ile birlikte para akışı, güvenli yerlere ve kriptoya yöneldi. Dünya genelinde 21 çeşit kripto para var. Büyük Depresyon’un yaşandığı 1930’lardan 2008 yılına kadar piyasaya 2 trilyon dolar süren FED, 2008’den 2020’ye kadar 6,5 trilyon dolar sürdü. ABD’nin piyasaya sürdüğü paraların çok büyük bölümü kâğıt olarak basılmıyor, elektronik hesaplarda rakam olarak duruyor. Kâğıt para ile elektronik olarak hesapta olanların oranı yaklaşık 1/170 yani doların çoğu varlık olarak karşılıksız. Peki, bu ne anlama geliyor? FED, 16 Mart’ta faiz oranlarını yükselterek piyasalarda gezen doları toplayacak. Bu sadece devlet tahvili ile olmayacak, ABD daha çok silah satmak zorunda kalacak.

İşte Ukrayna krizini önemli kılan, ABD’nin “Silah Ticareti”. In These Times gazetesi yazarı Sarah Lazare’nin 27 Ocak tarihli makalesinde şu satırlara yer veriyor; “Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna ve Rusya arasındaki büyüyen çatışmaya daha fazla müdahil olmaya ağırlık verirken, dünyanın en büyük silah şirketlerinden bazıları (Raytheon ve Lockheed Martin) yatırımcılarına açıkça ülkeler arasındaki gerilimlerin iş için iyi olduğunu söylüyorlar. Bu arada General Dynamics, şirketin bu tür anlaşmazlıklar sonucunda gördüğü geçmiş getirilerle övünüyor. Açıklamalar, ABD hükümetinin , aralarında Raytheon ve Lockheed Martin'in ortak girişimi olan Javelin füzelerinin de bulunduğu Ukrayna'ya silah sevkiyatını artırması üzerine geldi. Bu arada Meclis Demokratları, ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımını önemli ölçüde artıracak ve Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulayacak bir tasarıyı hızla geçirmeye çalışıyorlar. CNBC'de 25 Ocak'taki bir programda açık bir şekilde “çok yüksek karlılık” beklentisini konuşanlar arasında Raytheon CEO'su Greg Hayes’e; “Ukrayna'ya 8.000 Amerikan askeri yerleştirirseniz, 103.000 Rus askerini durdurabilmelerini sağlayacak herhangi bir şeyimiz var mı? şeklindeki soruya Hayes, şirketin ABD müttefiklerini silahlandırmada oynayabileceği rolün lansmanını yaparak​" Açıkçası, vatansever füze sistemi gibi yardımcı olabilecek tedarik edebileceğimiz bazı savunma silah sistemlerimiz var” diyerek devam ederek; “Vatansever sistemler, bazı radar sistemleri olsun, bu çatışmalarda yardımcı olacak teknolojilere sahibiz. ”

***

AVRASYA BOŞLUĞUNU TÜRKİYE TAMAMLAR…

Ruslar, Batılıların kendilerine karşı bir askeri harekât yapamayacaklarını bildiğinden bu kadar rahat davranabildiler. Ancak Rusya, Ukrayna dışında bir AB ülkesi veya NATO ülkesi ile sıcak çatışmaya girerse durum kendisi açısından çok daha kötüleşebilir. Çünkü artık yeni senaryolar söz konusu. Ukrayna düşmezse, daha önce hazırlık yapılan Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Türkiye ve Gürcistan ile bir Karadeniz NATO’su kurma planı var.

Avrupa ve Türkiye’nin tarih boyunca olduğu gibi bugün de ve gelecekte de en büyük problemi Rusya olacaktır. 1990’larda Batı, Rusya’yı kendine entegre etmeyi denedi ama bunu istismar edince kötü yönetim şartları değiştirdi. 11 Eylül sonrası ABD, enerjisini küresel teröre harcayınca, Rusya ve Çin’in önünü açtı. Rusya için; güçlü bir asker, istihbarat, oligark elitinin arkasında olduğu bir diktatörlük tanımını yapmak çok abartı olmaz.

Putin bundan sonrasında; otoriter yönetimini tahkim edecek, Rusya çevresindeki etki bölgesini düzenleyecek ve Batı yaptırımları karşısında ekonomisini Asya’ya kaydıracaktır. Önümüzdeki dönemde Batı, Rusya’dan daha çok Çin’e odaklanmak zorunda. Çin, üretim yapmadan ve yeni pazar bulmadan yaşayamaz. Çin’in çökmesi için de Amerikan Yahudi sermayesinin buraya çöreklenmesi lazım. Türkiye ise kısa vadede Karadeniz’de statükoyu korumaya çalışırken, orta ve uzun vadede Avrasya coğrafyasında çıkacak fırsatlara hazırlanmalı ve başkalarının değil, kendi oyunun aktörü olacağı bir strateji ve buna uygun güç kapasitesi geliştirmelidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.