bursagorus.com.tr
2021-11-02 12:32:12

Kapasitesini Aşan Marmara Kentleri İçin Çözüm Öneriniz Var Mı?

Sedat Yalçın

02 Kasım 2021, 12:32

Ülkemizin her alandaki insan kaynağı, sanayi ve ticaret alt yapısı, tarım, turizm, eğitim, sağlık ve kültür alanında en önemli cazibe merkezinden bahsediyoruz. Marmara bölgemiz ve bu bölgede yer alan şehirler. Ve tam ortasında Asya ve Avrupa kıtasını birbirinden ayıran Marmara denizi ile eşsiz Boğaziçi su yolumuz. 67.000 km² alanı ile ülke yüzölçümünün yüzde 8,5’unu oluşturuyor ve yaklaşık 25 milyon insan yaşıyor Marmara Bölgemizde. Otomotiv, tekstil, gıda, demir-çelik, kimya, plastik, tarım başta olmak üzere ülkenin 1 numaralı üretim üssü. Sadece İstanbul sanayi odasına kayıtlı 22.000 sanayici üye bulunuyor. İstanbul’u tabi ki Bursa, Kocaeli, Tekirdağ ve Sakarya illerimiz takip ediyor. İş alanı olması yanında tarihi, coğrafi ve turizm özellikleri bölgeyi tam bir cazibe merkezi yapmış durumda. Öyle ki bölge tüm Anadolu şehirlerinin yanısıra yakın ülke coğrafyalarından, Balkanlardan, Kafkaslardan, Türk Cumhuriyetlerinden, Orta doğu ve Afrika ülkelerinden yoğun göç baskısının da altında bulunuyor. Ülkemizin bu coğrafyalarda yaşayan topluluklarda olan kültürel geçmişi nedeniyle de bu ilgi giderek artıyor.

KAPASİTE YETMEZLİĞİ DİYE BİR SORUNUMUZ VAR

Bu aşamada bölgenin fiziki altyapısı, havası, suyu, toprağı, ulaşımı, sağlık ve eğitim yeterliliği ve benzeri konularda ciddi bir kapasite yetmezliği ile karşı karşıya bölge şehirleri. Dünyada da aşırı göç baskısı nedeniyle nüfusu kapasitesinin üzerine çıkmış, altyapısı asgari insani ihtiyaçların karşılanmasına bile izin vermeyen örnek şehirler var. Bu kentlerin yüzlerce yoksul mahallelerinde güvenlik sorunları ile ciddi eğitim, sağlık, çevre başlıklarında büyük mücadeleler veriliyor.

Marmara bölgemiz henüz bu noktada değil ancak bu noktaya hızla yaklaşılıyor. Barajların su seviyesi her an alarm verebiliyor, hava kirliliği normal seviyenin 3-4 katı, ulaşım büyük sorun ve her alanda giderek artan sıkışıklık, yoğunluk ve en temel ihtiyaçların karşılanmasında bile zorluklar söz konusu. Ve dünyada küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği gündem konuşuluyor... Buna bağlı hükümetlerin canlı yaşamı hızla olumsuz etkileyen sera gazı salınımlarını azaltma taahhütleri var. Paris Antlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ciddi bir hukuk ve finansman altyapısı ile ülkelerin tüm gelecek tasarımlarını etkileyecek. Bu çerçevede şehirlerimizinde bu süreçten önemli ölçüde etkilenmesi bekleniyor. Şehirlerde nüfus baskısı yaratan sanayi kümelenmelerinin Marmara bölgesinde yoğunlaşmasının sebepleri son derece açık. Pazara, hammaddeye ve enerji kaynaklarına yakınlık, İnsan Kaynağı, Navlun, Su, Atık yönetimi, çevre, iklim ve yatırım teşvikleri özellikle sanayi yatırımları için belirleyici kuruluş yeri parametrelerini oluşturdular. Ülkemiz için sermaye birikimi ve istihdam oluşturdular, ihracat imkanları ile ekonomimizin büyümesine büyük katkı verdiler. Buraya kadar her şey güzel.

BİR İRADE UYARMAYA BAŞLADI

Ancak bir irade, çevreyi kirleterek, aşırı su kullanarak ve de havayı kirleterek artık üretim yapılamayacağını, doğadan malzeme almak yerine geri dönüşüm sistemine geçilmesini, temiz enerji kullanımının şart olduğunu söylemeye başladı artık. Bu irade sahibi ihracatımızın yüzde 50’sini yaptığımız Avrupa Birliğinden başkası değil. ABD, Japonya, Güney Kore, Çin ve Rusya’da benzer tutumlar almaya hazırlanıyorlar.

Açıkçası tüm sektörlerde ve şehirlerimizde büyük bir yeşil dönüşümün işaretleri çok boyutlu olarak hissedilmeye başlandı. Bu çerçevede yeni oluşturacağımız Organize Sanayi Bölgelerinin kesinlikle artık Marmara Bölgesi şehirlerine değil, Anadolunun liman bağlantısı yapılabilecek ve tarım toprağı olmayan bölgelerine planlamaları ve bunların hepsinin Yeşil OSB statüsünde yapılması çok büyük önem arz ediyor. Devletimiz ve özel sektör birlikte hem yeşil dönüşümü, hem ölçek ekonomisini ve hem de dijital dönüşüm ihtiyacını karşılayacak, Liman bağlantıları ve altyapıları oluşturulmuş yeni sanayi kümelerini sektörel bazda rahatlıkla oluşturabilirler. Marmara bölgesi ve denizi aşamalı olarak rahatlar. Bu şehirler yüksek teknoloji, tarım, turizm, sağlık, eğitim ve kültür şehirleri olarak yeniden dünya platformundaki yerlerini alırlar. Şehir bazlı, günübirlik yaklaşımlar ile bu büyük sorunu çözme imkanımız malesef bulunmuyor.

ÇÖZÜM ODAKLI VE UZUN VADELİ PERSPEKTİF GEREKİYOR

Yukarıda bahsettiğimiz önerimiz ile;

Daha rekabetçi ve karbon-nötr bir sanayi varlığımız oluşacak, Başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara Bölgesi şehirleri sanayi kaynaklı nüfus, çevre, susuzluk ve şehircilik sorunlarından aşamalı olarak kurtulacaklar, Marmara denizi evsel ve endüstriyel atık kaynaklı zararlardan kurtulacak ve doğal dengesine yeniden kavuşacak, Ankara, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Bilecik, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Konya, Isparta, Burdur, Çorum, Batman, Şanlıurfa, Adıyaman ve demiryolu ile liman bağlantılı diğer illerimizde orta ve uzun vadeli bir planlama ve yatırım teşvik sistemi ile bölgesel kalkınmışlık farkları da giderilmiş olacaktır. Anadolu’da çok sayıda yeni cazibe merkezleri oluşacaktır. Bu bölgeler için yeni ulaşım, enerji ve insan kaynağı planları yatırım teşvik sistemleri ile cazip hale getirilecektir. Tüm sektörlerde Avrupa Yeşil Mutabakatına uygunTemiz Üretim Teknolojilerine” geçiş yapılacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin geçmişte aldığı İstanbul Vizyon belgesi kararında da benzer görüşlere yer verilmiş ve öncelikle kirletici sanayinin kent dışına alınması yönünde planlama kararları almıştır.

Konunun bir bütün olarak ele alınması, ülkemizin ve Marmara bölgemizin karşı karşıya olduğu sorunlar birlikte ele alınarak, finansman ve teşvik planları yapılarak aşamalı olarak bir devlet-özel sektör projesi olarak dev bir sanayi ve şehircilik dönüşümüne imza atılabilir. Tartışmaya devam edeceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.