11 Mayıs akşamı Dank Laboratuvar Tiyatrosu’nun sahnelediği Medea’nın Parmak İzleri oyunu Kafa Sahne’de seyirciyle buluştu. Ali Bircan Teke mitolojideki Medea hikâyesini alıp tiyatroya uyarlamış. Aynı zamanda yönetmenliği de üstlenmiş. Oyun Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda 22 Nisan’da prömiyer yapmıştı.
Oyuncu Ezgi Eneç’i ilk defa seyrettim. Uludağ Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü’nden mezun. Çocukluğundan itibaren bale eğitimi almış. Dans etmeyi çok seviyor. Ali Bircan Teke de oyuncunun dansa olan yeteneğini ön plana alan bir reji yapmış.
Oyunda bir başka temel unsur kukla ve maske kullanılmasıydı. Tasarımlar Hilal Akcan ve Dilan Mine Uğurlu’ya ait. Oyuncunun dört tarafında maskeler var. Yeri geldikçe maskeler mitolojik kahramanlar olarak hayat buluyor. Bebek kuklalar, oyuncak ejderha ile oyuncunun onlarla sessiz diyalogu güzel düşünülmüştü.
Yönetmen Ali Bircan Teke, Oblomovlaşma oyununda yaptığı gibi konuşma olmadan yönetseydi daha doğru bir tercih yapmış olurdu. Çünkü oyuncu sesini iyi kullanamıyor. Konuşmadığı zaman biz seyirci olarak oyunu farklı yorumlayacağız. Belki bir erkek oyuncu veya dış ses eklenebilirdi.
Ezgi Eneç’in dansları çok iyiydi. Her kahramanı farklı dans ile yorumlaması, oyun ilerledikçe dansların farklılaşması, gelişmesi oyuncunun ve yönetmenin başarısıydı.
Oyun sırasında doğaçlama müzik yapılsaydı daha iyi olurdu. Arka fondaki müziğin oyunla olan bağlantısını çözemedim.
Bursa’dan yetişen tiyatrocular, şehrin tiyatro hayatını bir adım ileri götürmek için emek harcıyor. Ali Bircan Teke ve Ezgi Eneç’i kutluyorum.