Haber: N. Nuri Yavuz
Nilüfer Belediyesi’nin önceki dönem başkanı ve 31 Mart 2019 yerel seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Mustafa Bozbey, Bursa Görüş gazetesine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Bozbey, Bursa’nın çevre, ulaşım, kentleşme ve sanayileşme sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken adaylığı hakkında da açıklamalar yaptı.
Büyükşehir Belediyesi için yeniden adaylığınız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklandı. 31 Mart 2019 seçimleri sonrası nasıl bir çalışma süreci geçiriyorsunuz?Seçimlerden sonra 15 gün ara verdikten sonra yeniden saha çıktık. Her Cuma günü ilçe ve mahallelere bir nevi teşekkür etmek üzere ziyaretler yapıyoruz.
Bu ziyaretlerdeki konuşmalarınızda hangi konulara değiniyorsunuz?Gündemi yorumluyor ve aynı zamanda kent sorunlarına değiniyoruz. Ziyaret ettiğimiz yerlerde kurum, kuruluş ve vatandaşların şikâyet ve önerilerini topluyoruz. Sorunların tespitleri ve çözümleri için çalışmalar yapıyoruz. Bu, uzun soluklu bir süreç... Yerel seçimler 5 yılda bir yapılıyor. Önümüzde yaklaşık olarak 2 yıllık bir zaman dilimi var.
Öncesinde bir genel seçim de var.Genel seçimler, yerel seçimin de kaderini belirleyecek. Bursa, yıllardır devlete ve ekonomiye sağladığı katkının karşılığını alamayan bir kenttir. Devletten kişi başına alınan paya bakıldığında son derece azdır. Bursalılar kendi kaderine teslim edilmiş durumdadır. Devlet, birçok ilde çok sayıda projeyi bakanlıklar eliyle yürütürken Bursa’da son 20 yılda yapılan çalışmalara baktığınızda gerçekten bu şehrin ne kadar az yatırım aldığını ve hak ettiği yatırımı alamadığını görmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Şehir içi ulaşım yatırımlarında devletten destek yok, Büyükşehir de yapamıyor. Bursa ve Bursalılar bunu hak etmiyor.
Sizce Bursa’nın en önemli sorunları nelerdir?Bu soruyu sokakta da sorsanız aynı cevabı alırsınız. Ulaşım, çevre, kentsel dönüşüm… Sorunlar belli, buna karşılık çözüm var mı? Bugüne kadar göremedik. Düşünün T2 hattı, neredeyse 6 yıldır bitirilemiyor. Orası metrobüs hattı olsaydı, şimdiye kadar çoktan bitmişti. Hattın bir bağlantısı yok. Aslında Osmangazi İstasyonu’nda yer altında o yönde bir tünel bırakıldı. Ama hesaplı olsun diye yer üstünden yapıldı. Ama pahalıya geldi. Üstelik ana yolda gidiyor, yine yolcu hatta taşınıyor. Bana göre asıl sorun budur. Yer altından yapılsaydı mahallelerden geçecekti ve vatandaşın kolay ulaşımını sağlayacaktı. Dünyanın her yerinde toplu taşıma sistemleri yolcunun ayağına giderken biz de yolcu, raylı sisteme taşınıyor. Bursa’nın raylı sistemlerini mutlaka yeraltına indirip kenti bir ağ gibi örmesi gerekiyor. İşte o zaman bir yerden bir başka yere ulaşım çok daha rahatlayacak.
Bir planlama eksiği mi görüyorsunuz?Bursa’nın sadece ulaşımda değil eğitim, sanayi, çevre ve diğer alanlarda da planlanması gerekiyor. Maalesef Bursa’nın iyi planlanmadığını görüyoruz. Bunun için de Bursa, yaşanmaz kentler arasında en öne doğru çıkmaya başladı.
Raylı sistem hattı şehir hastanesine ulaştırılıyor?Şehir hastanesi şehir dışında yapılıyor. Büyükşehir Meclisi’nde konuşmalarım var; ‘şehir hastanesi inşaatı başladı; yolların yapılması, raylı sistemin oraya gitmesi lazım’ diyordum. O zaman kimse umursamamıştı. Şimdi hastane açıldı ve ulaşım sıkıntısı devam ediyor. Yol bağlantısı da yok. O dönemde Nilüfer Belediyesi olarak Ahmet Taner Kışlalı ve Bülent Ecevit bulvarlarını planladık. Büyükşehir Meclisi’ne iki kere yol projesi getirdiler. O projeler, kamulaştırmanın çok yüksek bedelde olduğu alanlarca ve üstelik de sanayinin içerisindeki alanlardan geçen bir güzergâhtaydı. İki kez benim itirazımla geri çekildi bu projeler. Hazırladığımız projeyi onlara sunduk. Halen daha yapılıyor. Aslında bu yolların hastane açılmadan bitmesi gerekiyordu.
Yılan hikâyesine dönen bir hızlı tren konusu var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Yüksek hızlı tren bir komediye döndü. 2016’da açılacaktı olmadı. 2018’de açılacaktı olmadı. 2020’de olmadı. Hala devam ediyor. Yüksek hızlı tren diye başladı şimdi yük trenine döndü. Bursa; İstanbul, Ankara ve İzmir’in tam ortasında bir kent ve stratejik olarak çok değerli bir yerdeyiz. Gelgelelim demiryoluyla adımız yok. Hatta bakıyorsunuz, Osmaneli’ne kadar gidiyorsun ve aktarma yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. Eskişehir bizden daha şanslı ki direk Ankara ve İstanbul’a gidebiliyor. Eskişehirli, Bursalıdan daha şanslı... Havası da daha temiz. Tabi Yılmaz Büyükerşen hocamız, Anadolu’da bir vaha gibi şehir kurdu. Eskiden Eskişehir’in yazları tozu, kızları da çamuru meşhurdu. Şimdi ne toz ne de çamur kaldı. Bursalılar, Eskişehir’e turistik ziyarete gidiyor. Bursa kaybede kaybede devam ediyor. Bursa hem kültürel hem tarihi birikimini öne çıkaramadığı için kaybediyor. Bursa, 20 yılda çevre illere göre çok geriledi.
Büyükşehir’e adaysınız ve bu dile getirdiğiniz sorunların çözümü için siz nasıl hazırlanıyorsunuz?Tüm sorunlarla ilgili proje üretiyoruz. Biz, sadece 2 yıl veya 5 yıl sonrasını düşünerek değil bugün de kent yöneticilerine önerilerimizi dile getiriyoruz. Biz fikrini kendine saklayan bir anlayışta değiliz. Neticede bu kentte yaşıyoruz ve bu şehirde insanın mutlu olması ve bu kentin yaşamsal alanlarının olması hepimizin ihtiyacı ve isteğidir. Bunun için düşüncelerimizi öneriler şeklinde zaman zaman iletiyoruz. Kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiği söylüyoruz.
Ne öneriyorsunuz kentsel dönüşümle ilgili?Bu kentin yeniden planlanmasını ve çöküntü bölgelerinin ortaya çıkarılmasını öneriyoruz. ‘20 yıllık binaları yıkmayalım. Gelin esas çöküntü bölgelerinden başlayalım’ diyoruz. Kentsel dönüşüm sadece binaların yıkılıp yeni binaların yapılması değildir. O binalarda yaşayan insanların da dönüşümünü sağlamamız gerekiyor. Örnek; bir aile, kendilerine ait 2 katlı binada yaşıyor. Üstte kendisi altta çocuğu oturuyor. Kapısını kendisi açıyor. Balkonunda halısını yıkıyor, silkeliyor. Bu ailenin evini yıktınız. Çok lüks bir daireye yerleştirdiniz. O aile mutlu mu olacak sanıyorsunuz? Bu insanların da yeni şartlara hazırlanması gerekiyor. Bunun için de sosyologlara, psikologlara, hekimlere ihtiyaç var. Böyle olmayınca o insanlar, yeni yapılarda da barınamıyor. Eski alışkanlıkları için aynı tarzda yeni yapılar yapabileceği yerlere gidiyor.
İklim değişikliği perspektifinden bakıldığında da ulaşımda bisiklet gibi alternatif araçların kullanımını yaygınlaştırmak gerekiyor. Siz Nilüfer’de bunu başardınız. Bursa genelinde de bu uygulanabilir mi?Şehre bakın; Mudanya yolu, Ankara yolu ve İzmir yolu var. Buralarda 1 metre bisiklet yolu yok. Daha önce Büyükşehir’e önerdik; ‘Carrefour’un oradan üniversiteye kadar bir bisiklet yolu yapılsın ve oradan da Görükle’ye bağlansın.’ İnanıyorum ki öğrencilerin birçoğu bu yolu kullanacak. Dünyada bunun örnekleri var. Yeniden bir keşfe gerek yok. Brüksel’de otoban kenarında ayrı bir bisiklet yolu gördüm. Bu yapılabilir. Ama burada önemli olan niyettir. Keşke bu teşvik edilse... İklim eylem planı yapmak başka uygulamak başka bir şeydir. Biz, Nilüfer’de bunu uyguladık. Biz, iklim eylem planıyla değil çok daha önce buna başladık. Birbiriyle entegre bisiklet ve yürüyüş yolları yapmaya çalıştık. Ana yol ve caddeler Büyükşehir sorumluluğundaydı. Oralarda biraz sıkıntılar yaşadık çünkü Büyükşehir yapmıyordu ama mahalle içlerinde biz bunu yaptık. Bunu kentin her tarafına yaymak gerekiyor. Bu bir ihtiyaç değil zorunluluktur.
Bursa’daki hava ve su kirliliği hakkında ne düşünüyorsunuz?Bursa’da insanlar sağlıklı bir yaşam sürsün mü sürmesin mi? Eğer sağlıklı bir yaşam sürmesini istiyorsak yapılacaklar belli. Birincisi havamızı temiz tutacağız. Bunun için de sanayi ile etkin bir iş birliği yapılması gerekir. Havayı kirletici ne varsa anında ve etkin müdahale edilmeli. Büyükşehir, bu işi bakanlığa bırakmamalı. Bursa’nın birçok noktasında hava kalitesini ölçme istasyonları olması gerekiyor. Ayrıca kentin belli noktalarında hava kalitesini canlı olarak izleyebileceğimiz panoların olması lazım. İkincisi su. Yeraltı sularımız kirli. Bursa’da kaçak sanayi var. Bazı sanayi bölgelerinde özellikle boyahaneler, bir taraftan temiz suyu çekiyor diğer taraftan kirli suyu aşağıya basıyor. Bu 15-20 yıldır biliniyor. Niye müdahale edilmedi? Arıtma tesisi kurmak kolay, işletmek zor. Derelere baktığınızda gördüğünüz kirlilik bu tesislerin tam kapasite çalışmadığını gösteriyor. Sanayicimiz bu konuda duyarlılığını artırmalı, devletin de yerel yönetimlerinde işin içinde olması ve denetlemesi gerekiyor. Çünkü bu kent hepimizin ve bu kenti kirlettik. Yeşil Bursa, gri Bursa oldu. Bu kentin tekrar yeşile dönmesi için zaman kaybına tahammülü yok.
Sanayicinin yeni sanayi bölgeleri talebi var. Ki yeni bir bölge daha yapılıyor. Bu konudaki değerlendirmelerinizi merak ederiz?Biz, sanayiye karşı değiliz. Ama sanayinin de bir kente ve nüfusa göre haddi var. 260 bin kişinin çalışacağı söylenen bir sanayi bölgesi kuruluyor. Bu insanlar nereye gelecek? TEKNOSAB’a. Peki, nereden gelecek? Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım’dan gelecek. Peki, bu insanlar oraya nasıl ulaşacak? Hiç düşünen yok. Daha büyük bir kaosla karşı karşıyayız. O bölgeye giden 2 yol var; biri otoban, diğeri İzmir yolu. 260 bin çalışanı, 50 kişilik otobüslerle taşıdık diyelim; 5 bin 200 civarında otobüs yapar. Hadi 3 vardiya dedin. Aşağı yukarı bin 600-700 civarında otobüs yolda olacak. Bin 700 otobüsü, 12 metreyle çarp, 20 kilometre. İki sıra olsa 10’ar kilometrelik bir otobüs kuyruğu oluşacak. Bu çok basit bir hesap! Böyle bir tehlike var. İkincisi o bölgelerde kaçak inşaat furyası başladı. Belediyeler nasıl dayanacak? Karacabey Belediyesi ne kadar dayanacak? Müdahale edebilecek mi? Nilüfer Belediyesi, o bölgeye nasıl müdahale edecek? Sanayi var diye Anadolu’dan kopup gelenler orada köy içinde bir yer alacak ve ev yapacak. Bunun geçmişte örnekleri var. Bunu bile bile nasıl yaparsınız? Bursa, gerçekten her yönüyle kötü yönetiliyor. O kadar sanayi alanına ihtiyaç var mıydı? Bu hesaplandı mı? Mustafakemalpaşa sanayisi boş duruyor. Bizim mevcut sanayilerde de yüzde 35 civarında boş yer var. Salgın tarımın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Bu rağmen tarım alanlarını yok ediyoruz. Çevreyi kirletiyoruz. Kaçak inşaata neden oluyoruz.
Uydu kentler konuşuluyor. Bu konuda kanaatiniz nedir?Planlamayı yapmak ve oradaki inşaatların bitmesi en az 10 sene sürer. 260 bin kişi dedik. 40 bin kişi de sosyal alanlarda çalışanlar olsa 300 bin kişi eder. Hadi diyelim ki bunun 100 bini dışarıdan geliyor. 200 bini ortalama 3 kişilik bir aileye göre hesaplasınız yaklaşık 60-70 bin konut demektir. Bu o bölgenin bitmesi demektir. Planlama yanlışlıklarının getirdiği sonuçlar bunlar. Bunun için bu kentte yaşayanlar mutsuz ve belli bir sermaye birikimi olanlar, sahillere kaçıyor.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerini ziyaret ediyor musunuz?Sürekli ziyaret ediyor ve projelerini inceliyoruz. Onlardan da istediğimiz zaman destek alabiliyoruz ve alacağız. Hem proje hem de bilgi desteği anlamında katkıları oluyor.
İfade ettiğiniz sorunların çözümü mümkün mü?Bursa’nın sorunları çözülmeyecek sorunlar değildir. Bursa’da Büyükşehir’in de ilçe belediyelerinin de başarılı olmasını istiyorum. Çünkü bu kentte yaşıyorum. Başarılı olsunlar ve sorunları çözsünler ki biz de aday olduğumuzda ‘daha iyisini yapacağız’ diyerek yola çıkalım. Çıtayı yükseltelim. Tüm sorunların çözümü var. Bursalılar hiç merak etmesin. Bursa’nın hem mühendislik birikimi hem sermaye birikimi çok yüksektir. Bursa’da artık katma değeri yüksek ürünlerin yapılacağı bir sanayi anlayışı olmalı. Sanayicinin de bu anlayışta olması gerekiyor. Büyükşehir’in de bu konuda önderlik yapması gerekiyor.
2023 seçimlerinde değişim olma ya da olmama ihtimallerine yönelik 2024’te adaylığınızla ilgili de bir yorumlama yapar mısınız?Vatandaşta sistemin değişeceğine dair bir beklenti var. Sahada fazlasıyla bu beklentiyi gözlüyoruz. Yerel seçimlerle ilgili de şimdiden görüşünü belli edenler var.
2023’te bir değişim olmaz ve AK Parti size Büyükşehir için adaylık teklifinde bulunursa tavrınız ne olur?Bizim hedefimiz ve niyetimiz belli. Formamızı değiştirmeyiz. Biz, anlayışımızı değiştirmeyiz. O kesimin içinde gerçekten Bursa’yı seven insanlar var. Ben genel anlayıştan bahsediyorum.