N. NURİ YAVUZ
Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (BESOB) Başkanı Arif Tak, 840 bin esnafın vergiden muaf tutulmasının yıllardır beklenen bir adım olduğunu belirterek memnuniyetini dile getirdi. Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) Başkanı Doğan Yılmaz ise düzenlemenin kayıt dışılıkla mücadeleye hasar vereceğini savundu.
Aralarında Bursa Milletvekili M. Müfit Aydın’ın da bulunduğu AK Partili milletvekillerince Meclis’e sunulan ‘vergi kanunlarına ilişkin düzenleme içeren teklif’ TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Küçük esnafa yönelik yeni düzenleme, kayıt dışılık tartışmalarına konu olurken esnaf, yeni kanundan memnun olduğunu ifade etti.
Yeni düzenlemede şu iki adım öne çıktı:
Yıllık cirosu 240 bin liranın altında olan, ‘küçük esnaf’ olarak nitelendirilen ve basit usulde defter tutan yaklaşık 840 bin civarındaki mükellef, gelir vergisinden muaf tutuldu ve beyanname şartı kaldırıldı. Elektronik ortamda vergi dairesi kurulması ve vergi incelemesinin uzaktan yapılabilmesinin önü açıldı. Mükelleflere, defter ve evraklarını elektronik ortamda ibraz etme hakkı tanındı.Yeni yasayı, Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (BESOB) Başkanı Arif Tak ile Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (BSMMMO) Başkanı Doğan Yılmaz’a sorduk.
YILLARDIR BEKLENEN BİR DÜZENLEMEYDİ!
BESOB Başkanı Arif Tak, özellikle basit usuldekiler için yıllardır dillendirilen ve beklenen önemli bir düzenleme olduğunu belirterek atılan adımdan dolayı hükümete teşekkür etti.
Bursa’da basit usuldeki mükellef sayısı kaç?Yaklaşık 18 bin basit usulde esnaf var.
Yıllık cirosu 240 bin lira ve altında kalanlar açısından nasıl bir sayı var?Basit usul ile birlikte 40 binin üstünde olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, bu düzenleme neden önemli?Biz, uzun yıllar basit usuldekilerin vergi dışı bırakılmasını ısrarla dile getirdik. Çünkü bu kişilerin, yıllık olarak ödediği vergi rakamları çok düşük seviyelerde bulunuyordu. Bu vergiyi ödemek için yapılan muhasebe masrafına değmeyecek kadar düşük olduğunu her zaman ifade ettik. Bu insanların korunup kollanması gerektiğini söyledik. Allaha şükür hükümetimiz, gerekli adımı attı ve 840 bin mükellefi vergi dışına çekti. Bir esnaf için aylık muhasebe ücreti en alt limit 250 lira, yıllık 3 bin lira ediyor. Muhasebeciye bu para veriliyor ama devlete vergi olarak 50 lira 100 lira ödeniyordu. Bu çok yanlış bir konuydu.
Esnafa vergi muafiyeti geldi ancak asgari ücretliden vergi alınmaya devam ediliyor. Bu da ayrı bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor.Asgari ücretlilerin de bu taleplerinde kendilerince haklılık payı var. Ancak örneğin bu salgın önemindeki kapanmalarda yaşadık. Bu süreçte esnaf ciddi zorluklar yaşadı. Asgari ücretli bir şekilde maaşını alıyor ama esnaf, masraflarını karşılayamıyor.
Salgından esnaf nasıl etkilendi?Salgından bazı meslekler çok etkilendi bazılarının da lehine gelişti. Şuanda esnaf, ‘dükkânlarımız açık kalsın’ bize yeter diyor. Salgında çektiğimiz sıkıntı had safhadaydı. Şimdi dükkânlar açıldı. Cumhurbaşkanımız da ‘bundan sonra kapanış olmayacak’ dedi. Kapanış olmadığı sürece insanlarımız, az da olsa kazanç elde etmeye devam eder bu da hiç kazanmamaktan iyidir. İnsanlar, salgın felaketini yaşadıktan sonra şuan ki duruma şükür ediyor.
Esnaf, salgın döneminde verilen destekleri yeterli buluyor mu? Siz ne düşünüyorsunuz?Yok, yeterli değil. Esnaf da yeterli bulmadı. Ama yine de devletimiz elini uzatmış oldu. Ciro kaybı ve kira yardımları yapıldı. Bu da verilmeyebilirdi. İmkânlar dâhilinde bu kadarı mümkün oldu. Esnaf açısından o an için ufak desteklerle mutlu olmak mümkün değildi. Fakat yine de ateşe ufak da olsa bir su serpildi. Ben her zaman söylerim; birlik ve beraberliğimiz olduğu sürece her zorluğu aşarız. Bu nedenle bunu kaybetmemeliyiz. Birlik ve beraberlik konusunda topluma en güzel örnek olanlar da esnaf ve sanatkârlarımızdır ve bu konudan hiçbir zaman taviz vermiyorlar. Ben, tüm esnaf ve sanatkârımıza teşekkür ediyorum. Tabi ki içimizde farklı düşünenler de var ve olması da gerekiyor. Tümünü aynı kategoride göremeyiz ama yine de camiada bir şekilde bütünlük sağlanıyor. Bu, Türkiye’de de sağlanırsa gelecekte ileri noktalara gideriz diye düşünüyorum.
Esnaflık, aynı zamanda bir kültür ve Bursa da bu konuda gelişmiş illerden biri. Siz, yeni gelen kuşakların bu kültürü yaşatabildiğini düşünüyor musunuz?İyi örnekler de var kötü örnekler de… Önemli olan burada gencin enerjisiyle yaşlının tecrübesini bir araya getirmektir. O zaman verimli bir sonuç elde ediliyor. Yoksa işi ileriye götürenler gibi 2 yılda batıranlar da oluyor. Bu konuda esnafımızda da sanayicimizde de çok iyi örnekler var. Mesela Hüseyin Durmaz var. Bir sanayici olarak babasının adını yaşatmak için güzel işler yapıyor. Mesela ben de bir plaketle teşekkür ettim kendisine.
Salgında esnafın istihdamında bir düşüş yaşandı mı?İşsizlik ülkemizin ana sorunlarından biri, 4 milyondan fazla işsizimiz var. Salgın döneminde esnaf ve sanatkârımız, çalıştırdığı elemanı kaçırmamak adına elinden gelen mücadeleyi verdi. Ama yine de gidenler oldu. Çalışanın elinde tutulduysa minnet duyup devam ediyor ama diğer türlü onlar da başka çare aramak zorunda kalıyor. Bunu yaşadık. Fakat büyük çoğunluğu böyle oldu diyemeyiz. Bir kısmı elemanını kaçırdı, bir kısmı tutabildi. Bazen de giden eleman yeni yerinde huzurlu ve mutlu değilse eski işine de dönebiliyor. Yani salgında ölümler dışında kaybettiğimiz her şey kademe kademe geri geliyor. Taşlar yerine oturuyor. Herkes, var olan duruma yavaş yavaş uyum sağlıyor.
Yüksek enflasyon yaşıyoruz, bu da herkese ve her şeye yansıyor. Esnaf açısından nasıl bir durum var?Evet, enflasyon maalesef bir çıkmaz. Bir takım marketlere karşı tedbir alınmaya çalışılıyor ama çok zor bir konu. İnsanın vicdanı ve Allah korkusu olacak ki bu tarz fırsatçılıkları yapmasın. Belli ki toplum olarak bundan yoksunuz. Devletin bir tedbir alması, yasal düzenleme yapması gerekiyor. Beklemekle olmaz bu iş. Enflasyon sadece bugün değil geçmişte de bu ülkenin sorunuydu. Yüzde 100’lere yakın enflasyonları gördük biz. Memlekette ne gaz, ne tuz, ne benzin, ne mazot vardı. O zamanlar çok sıkıntılar çektik. Şuanda da enflasyonun önlenmesi lazımdır. Yoksa dar gelirlinin alım gücü düşecek ve büyük sıkıntılar çekecek. Onlar da devletine küsecek diye endişe duyuyorum. Esnaf ve sanatkârların enflasyon konusunda çok mesuliyeti yoktur. Fiyatların yükselmesinde üretim gücünü elinde tutanların, ara girenlerin rolü daha büyük. Bir de tabi siyasi yaklaşımlar da etkili oluyor. Hükümet karşıtlığıyla bunu yapanlar da var. Tabi parti ayrımı yapmadan söylüyorum siyasetteki gerilim topluma da yansıyor.
Bu gerilim esnafa nasıl yansıyor?Esnafta siyasi bir gerilim yok. Ancak işleri iyi gitmeyenlerin doğal bir gerginliği var. Bu da psikolojisini etkiliyor.
Taksi, servis ve dolmuş esnafının da bu 840 binlik vergi muafiyeti paketinde olması doğru mu? Plaka fiyatları milyonlarla fiyatlandırılırken bu insanların, vergi vermemesi garip değil mi?Burada bir rakam var. Yıllık cirosu 240 bin liranın altındaysa vergiden muaf, değilse vergisini ödeyecek. Onlar da vatandaş, şartları uyuyorsa bu haktan faydalanacak.
Sizce burada kayıt dışılık açısından bir sorun yok mu?Bunlar seyyar bir iş. Nasıl ölçümleyeceksiniz? Sistemde ufak tefek aksamalar olabilir. Bunları mazur görmek gerekir. Ama önemli olan kişinin vicdanlı olması, sorumlu davranması ve geliri 240 bin liranın üzerine çıkıyorsa devletine vergisini ödemesidir. Esnafımız da bu konuda her zaman üzerine düşeni yapmıştır.
Ahilik haftası neden bu yıl etkinliklerle kutlanmadı?Bu sene kutlamadık. Sayın Valimizi ziyaret ederek çiçek sunduk. Valilikte ahi ustası, kalfası ve çırağı belirlediklerimize birer hediye ve plaket takdim ettik. Böyle bir kaynaşma düzenledik. Bu yıl kutlama yapılmaması doğruydu. Salgın şartlarında ne kadar önlem alırsanız alın kapalı ve kalabalık ortamlarda temas virüsün bulaşmasına neden oluyor.
Esnaflara ve topluma bir mesajınız var mı?Toplum olarak özellikle dikkat etmeli ve israftan kaçınmalıyız. Tüketim alışkanlıklarımız, tasarruf alışkanlığımızın çok önüne geçti. Esnaflar her zaman müşterisinin hakkını korur, gözetir ve doğrusu olan da budur. Bir esnaf olarak söylüyorum vatandaşımız, ihtiyacı olanın dışında tasarrufa yönelmeli. Ben hayatın her alanında çok fazla israf görüyorum. Ne yazı ki gençlerimizin de bu konuda özensiz davrandığını görüyorum. Hep birlikte bu konuda adım atmalıyız. Tasarruf kültürünü geliştirmeliyiz.
***
KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELEYE UYMUYOR
BSMMMO Başkanı Doğan Yılmaz, yeni düzenlemeyle kayıt nizamının bozulma ihtimaline vurgu yaparak “Bu adım, hükümetin kayıt dışılıkla mücadele stratejisine uymuyor” açıklamasında bulundu.
Vergi muafiyeti düzenlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?Minibüsçü, taksici ve dolmuşçunun bu kapsamda olması adil değil. Aracı kiralayıp çalıştıranlar evet çok para ödüyor ve onlar için olmalı ama birden fazla plakası olan ve kiralama yapanlar var. Mesela bir taksi plakası İstanbul’da 9-10 milyon lira, Bursa’da 2-3 milyon civarında bulunuyor. Plaka sahipleri ciddi kazançlar elde ediliyor hem vergiden hem de beyandan muaf tutuluyor. Ama asgari ücretli vergi ödüyor. Bu adaletsizdir. Tek problem kayıt nizamının bozulması ihtimalidir. Biz, ‘kayıt dışı önlensin’ diyoruz. Fakat şimdi faturasız işlem yapılacak. Birçok kişi 240 bin lirayı geçmemek için kayıt dışına yönelecek. Çok küçük esnafın bu rakamı geçmesi zaten mümkün değil. Bu adım, hükümetin kayıt dışılıkla mücadele stratejisine uymuyor. Burada popülist bir yaklaşım var. Aslında tüm dünyada herkes beyan vermeli trendi hâkimken bizde birilerinin beyan dışı bırakılması yanlış oldu. Vergi vermeyebilir ama beyan vermeyi önlemek kayıt dışılıkla mücadele açısından geriye doğru bir adımdır.
Dijital vergi dairesi kurulması ve dördüncü dönem geçici vergi beyanlarının kaldırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Bunlar güzel adımlar. Bir bölgeye veya alana bağlı kalmaksızın vergi dairesi kurulacak. Yani bütün işlemler internet üzerinden yapılabilecek. Bir tür, tek vergi dairesi sistemi kurulacak. Yani istediğiniz işlemi, mekâna bağlı kalmadan istediğiniz vergi dairesinden yapabileceksiniz.
Peki, hâlihazırdaki şartlar buna uygun mu?Aslında altyapı buna çok uygun. Çünkü bütün evraklar dijitalde var.
Son dönemde dijitalde defter kaydı tutmaya yönelik özellikle bankaların bir takım kampanyaları var. Bu sizi nasıl etkiliyor?Defter tutma mali müşavirlik hizmetidir. Beyanname vermek için mali müşavirle sözleşme yapılmalı ve beyanı mali müşavir vermeli. Zaten şirketler, ön muhasebesinde bu tarz programlar kullanıyor olabilir. Ama açıkçası herkes kendi işini yapmalı. Bankacılar bankacılık yapsın, mali müşavirler de mali müşavirlik yapsın.
Bursa’da işsiz meslektaş sayınız nedir?Çok işsiz var dersek yanlış olur. Sadece mali müşavirlik stajını başlatmış ve yeni kazanmış deneyimsiz arkadaşları işe yerleştirmekte sorun yaşıyoruz. Yeni büro açanlarda da ofis altyapısının oluşması 2-3 yıl sürebiliyor. Salgın döneminde mükellef sayısı artmayınca yeni müşteri bulmasında sorun yaşandı. Ama bu geçiciydi. Şuan mesela ekonomi çok hızlı ilerliyor. Odaya kayıtlı 5 bin 300 meslektaşımız var. Bursa’da ekonomi hareketlendiği ve büyüdüğünde bu sayı kente yetmez.
Her yıl ne kadar artıyor bu sayı?Yılda 300 yeni meslektaş ekleniyor. Ama vefat edenleri, ayrılanları, kamudan emekli olanları düşündüğünüzde net artış 150 civarında diyebiliriz.
Genç meslektaş adaylarına yönelik üniversitelerle herhangi bir anlaşmanız var mı?Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ile bir protokolümüz var. Hem mali müşavir yetiştirme konusunda onlardan destek alıyoruz hem de MYO’da 2 yıllık okuyan öğrencilerin ofislerde yardımcı eleman olarak çalıştırılması için bir projemiz var. Bu projede 1’inci dönem bitti. 2’nci dönem başlıyor.
Genel olarak piyasada serbest çalışanlar ve bağımlı çalışanlar açısından nasıl bir fiyat politikası var?Serbest çalışanlarda bir tarife var ve bu genelde firmanın boyutuna göre değişen boyutlardadır. Bağımlı çalışanlar açısından da firmanın defter tutma ücretinin 6 katı gibi bir rakam var.
Bağımlı çalışanların sorunlarıyla ilgili odanın bir rolü var mı?Yasal bir zorunluluk yok.
Olmalı mı?Bana göre olmalı ama onunda kriterlerini kamu ile birlikte belirlemeliyiz. Oda olarak bağımlı çalışanların işverenlerine birer mektup yazıp gönderiyoruz. İşletmeye mali müşavir çalıştırdığı için teşekkür ederken meslektaşımızın nasıl bir eğitimden geçtiğini anlatıyoruz. Bunun kazanımları ve sorumluluklarını vurguluyor hem meslektaşımızın yayında olduğumuzu hem de bir sorun yaşandığında disiplin hükümlerimiz olduğunu hatırlatıyoruz.
Yani odanın disiplin açısından bir yaptırım gücü var. Öyle mi?Mesela diyelim ki bir meslektaş, yüz kızartıcı suç işledi. Onun yargısal sürecinden ayrı olarak biz de oda olarak meslekten ihraca varacak derecede disiplin süreci işletebiliyoruz. Meslekten ihraç edilenler yargıya gidebiliyor tabi ama karar alındıysa bir daha dosya bile açamaz. 6 ay ve 1 yıl süreyle geçici ihraç da uygulanır. Sadece yüz kızartıcı suçlar değil tüm meslekli problemler, şikâyetler, vergi suçlarına da bakıyoruz. Odamızda bir disiplin kurulu var ve seçimle belirleniyor. Kurul bir karar aldığında Ankara’daki genel merkez disiplin kuruluna gider, orada onaylanırsa Maliye Bakanlığı’na iletilir. Oradan da onay çıkarsa Resmi Gazetede yayınlanır, bütün şifreler ve sistem kilitlenir. Bu uzun bir süreçtir. Bu karar, kolay verilmez. O nedenle bizim asıl amacımız, disipline etmektir. Uyarma, kınama, geçici men ve meslekten men şeklinde disiplin süreci işletiliyor. Uyarmayı çok önemsemeyenler daha basit bir şeyden kınama alır. Kınama alanlar mali müşavirlik sınavına giremezler.
Konkordato süreciyle ilgili bir takip yapıyor musunuz?Biraz takip edebildik. Biraz takip edebildik. Sürece şu anlamda hâkim olamıyorsunuz çünkü mahkeme, mali müşavir atıyor, bizim ondan haberimiz olmuyor. Konkordato komiseri listesi var ama atanıp atanmadığı bilinmiyor. Belki de gizli kalması hukuk açısından doğrudur. Eskiden 1 mali müşavir 5 firmaya kadar bakabiliyordu ama 3’e düşürüldü. Konkordato konusunda bizim de şikâyetimiz oldu çünkü bunu kötüye kullananlar oldu. Önlem alındı ve sistemdeki firma sayısı azaldı. Şu aşamadan sonra konkordato artışı beklemiyorum. Konkordato sürecinden dönen neredeyse hiç olmadı.
Salgın sürecinde zombi şirketlerde bir azalma ve piyasada bir ayıklanma yaşandı mı?Tam olarak değil. Düşük faizle verilen krediler ve kısa çalışma ödeneği, onları biraz hayatta tuttu.
Merkez bankasının faiz indirimi ve dövizdeki yukarı yönlü hareket, sizin açınızdan piyasayı nasıl etkiliyor?Risk devam ediyor. Merkez Bankası faizi indirdi diye kredilerde maliyetler düşmüyor. Döviz yükseliyor bu enflasyona da yansıyor. İhracat açısından avantaj gibi görünüyor ama orada da ithal girdileri yüksek. Firmalarda huzursuzluklar başladı. Örneğin geçenlerde bir firmada işçilerin ‘geçinemiyoruz’ diyerek patronun karşısına çıktığını duyduk. Tabi ki dolar kurunda 8,70 seviyesi de kötü ama en azından 9,50’ye göre iyiydi. Kötü bir döneme giriyoruz.
Ekonomide tablo böyle olunca firmaların vergi alışkanlıklarında bir değişiklik hissediyor musunuz?Kurum kültürünün oturduğu ve disipline olmuş firmalarda vergi süreçleri aynı şekilde devam ediyor ve onlar ödemeleri yapıyor. Tabi unutulmamalı; veri verilmez, alınır. Denetim yapılacak, kayıt dışı ekonomi azaltılacak ve ‘nereden buldun bu parayı?’ diye sorulacak.
Varlık Barışı’nın sürdüğü ortamda ‘nereden buldun?’ sorusu sorulabilir mi?Türkiye’de hiçbir siyasi irade bunu yapamaz diye düşünüyorum. Geçmişte Ecevit’in Maliye Bakanı Zekeriya Temiz, 4369 sayılı yasayı çıkarmıştı. Çok iyi bir kanundu ve millette uyum sağlamaya çalıştı. Fakat iş dünyası çok kuvvetli karşı çıktı. Sonunda Mesut Yılmaz zamanında kaldırıldı.
Odalarda bir güç kaybı yaşandığınız düşünüyor musunuz?Toplumda bireyselleşme giderek artıyor. İnsanlar, sorunlarına bireysel çözümler arıyor. Ama böyle olunca sistem bunu bir bir yıkıyor. Mesela bu son düzenlemede toplu ve örgütlü hareket etmenin çok faydasını gördük. Bu düzenlemede ‘yıllık beyanname verme sürelerinin bir ay öne çekilmesi’ söz konusuydu. Kamuoyunda oluşan talebe siyasiler de sessiz kalmadı ve bu yasadan çıkarıldı. Önemli bir kazanım oldu. Odamız açısından nisbi aidatın kaldırılması önemli bir gelir kaybına neden oldu.
Oda da seçim atmosferine girildi. Ne düşünüyorsunuz?Bu dönemde de adayım. Zaten en fazla 2 dönem görev alabiliyoruz. Çağdaş Grubu’nda benim dışımda 2 aday daha var. Grupta mart sonu nisan başında, oda da ise haziranda seçim yapılacak. Söz verdiğimiz projelerin bir kısmını tamamladık. İki projemiz kaldı. Genç meslektaşlarımıza ofis teslimi için çalışma yapıyoruz.
***
YENİ DÜZENLEMEDE
BAŞKA NELER VAR?
‘Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin ayrıntıları kamuoyuna yansıdığında Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) başta olmak üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) bazı düzenlemelere itiraz etti. Özellikle ‘yıllık beyanname verme sürelerinin bir ay öne çekilmesi’ tartışmalara konu oldu. Kamuoyunda oluşan itiraza sessiz kalmayan hükümet, söz konusu değişikliği yasadan çıkardı.
Yasada yapılan değişiklikle ilave olarak şu adımlar atıldı:
Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası getirildi. Tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna tutuldu ve bu ödemelerden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması kararı alındı. Yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatlar, Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilmeksizin, vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklar tarafından doğrudan yurt dışı temsilciliklerine iletilebilmesinin önü açıldı. Banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler ile belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler, bazı durumlarda gider pusulası yerine kabul edilmesine izin verildi. Varlık yönetim şirketlerine, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen 5 yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirildi. Bu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırıldı. Konaklama vergisinin yürürlük tarihi 1 Ocak 2022'den 1 Ocak 2023'e ertelendi. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, (YİKOB), Damga Vergisi Kanunu uygulamasında resmi daire kapsamına alındı. Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi müessesesiyle şirketlerin sermaye yapısı güçlendirilerek, özkaynakla finansman teşvik edilmesine karar verildi. Yerel gazeteler için de yeni düzenlemede önemli bir madde yer aldı. Daha önce gazetelerde yayınlanan ilanların ilgili idarenin internet sitesinde de yayınlanabilmesinin önü açıldı: 3 bin 600 liradan fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilanın, Gelir İdaresi Başkanlığı veya ilgili idarenin resmi internet sitesinde de duyurulabilmesine imkân tanındı.