Aziz dost,
Ders usulümü biliyorsunuz. Müfredata çoğu zaman bağlı kalmam. Bazan dersle ilgili aktüel olaylar, bazan mübarek gün ve geceler doksan dakikayı alır götürür.
Alır götürür beni..
Öyle bir gündü. Günlerden Ramazan’dı. Seher, sihir ve sahuru anlatıyordum. Üçünün de aynı kökten geldiğini söyleyerek aralarında ilişki kuruyor konuyu biraz daha derinleştiriyordum ki arkalardan bir el kalktı, “soruları ben lafımı bitirdikten sonra soracaksınız” cümlemi söylemeye/hatırlatmaya fırsat vermeden “sahur o kökten değil hocam” dedi. Öyle ya o kadar Arapça biliyordu. Bir şey söylemeliydi. O kökten olmamalıydı. Bendeniz ilgisiz davranarak “akşam eve gidince o kelimeye bir daha bakarsınız” dedim ve devam ettim.
Bu bir seher hatırası..
Aziz dost,
Sadece seher yeli mi?
Sadece şafak vakti mi sadece gurub anı mı?
Her an bir ayet, her an bir belge, her an bir farklı tecelli..
Binbir çeşit rüzgâr, binbir çeşit bulut, binbir çeşit yağmur..
Farklı bir kuş sesi ,farklı bir hayvan nâlesi, farklı bir insan nefesi
Sadece seher yeli mi?
Günün her saatinde farklı bir ışık, gecenin her anında değişik bir ziya..
Denizde aşkla yüzen, karada şevkle yürüyen, havada zevkle uçan milyarlar..
Hepsi doğuyor, besleniyor, büyüyor, yaşıyor, çoğalıyor ve ölüyor.
Sadece seher yeli mi?
Her nimette farklı bir koku, her eşyada farklı bir râyiha..Ah o râyiha..
Görmek, işitmek ve koklamak..
“Size kulaklar, gözler ve gönüller verdik…Ne kadar az şükrediyorsunuz”
Gönüllerinin özüyle O’na dönenlere ne mutlu!
Kalbinin içiyle O’na yönelenlere ne mutlu!
Not: Seherin bir anlamı da kalbin özü demek.
Bursa/Mudanya, 09. 07. 2022/ 10 Zilhicce 1443