‘Nilüfer’de Salon Belediyeciliği Var’

Röportaj: N. Nuri Yavuz

Nilüfer, Bursa’da sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısıyla ayrışan ilçelerin başında geliyor. Uzun süredir CHP tarafından yönetilen ilçe bir yandan gelişirken diğer yandan sorunları da büyüyor. MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç ile teşkilatlanma çalışmaları, seçim hazırlıkları, kent sorunları ve Nilüfer Belediyesi üzerine konuştuk.

Nilüfer’de 64 mahallenin tamamını inceledik. Muhtarlar, esnaf ve mahalle sakinleriyle görüştük. Tüm mahallelerde vatandaşın beklenti, talebi ve sorunlarına ilişkin raporlar hazırladık. Sorunları ilgili kurum hangisi ise ilettik ve takibini yaptık. Bunların yanında vatandaşın şahsi sorunlarını çözme gayreti de gösteriyoruz. Biz, Nilüfer’in reçetesini çıkardık. Nilüfer’in sorunları nedir, nelere ihtiyacı var biliyoruz. Bunları zaman zaman ilçe belediye başkanını ziyaretimizde de dile getiriyoruz. Aynını büyükşehir ile alakalı konularda da yapıyoruz.

Nilüfer, modern görünen ama sorunların ortasında kalmış ilçedir. Bunun nedeni de belediyeciliğin salon belediyeciliğine dönmüş olmasıdır. Açılışlara, kokteyllere katılan ama ilçenin sorunlarını ve değer katacak projeleri ikinci plana itmiş bir belediye başkanı profili olduğunu gözlüyoruz. Nilüfer’in sloganı var herkes biliyor. Nilüfer hiç de gülümsenecek bir yer değil. İyi çalışmayan bir belediye var. Yeterince yeşil alana sahip olmayan bir Nilüfer var. Nilüfer’e ait olan alanların doğru kullanımını sağlayamayan bir Nilüfer Belediyesi var.

Biz, Nilüfer’e Türk Dünyası Etnografya müzesi kazandırmak istedik. Bunun için belediye başkanı ile görüştük. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) Türk Dünyası için önemli çalışmalar yapmış bir isim olan Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz’ın TEKE Derneği ile belediyenin anlaşmasını sağladık. İki yıl önce çalışmalara başladık ama maalesef halen bir sonuç çıkmadı. Hatta yer tespitlerini de yapmıştık.

Büyükşehir’e teklif etmedik. Çünkü Nilüfer’de Büyükşehir’in arazileri belirli bir metrekarenin üzerinde ve yeşil alan olarak planlanan bu alanlarda yapılması da ciddi bütçeler istiyor. Nilüfer Belediyesi’nin bunu yaptırması daha kolay çünkü belediye, müteahhitlik firmalarına yeşil alanda satış ofisi kurduruyor ve sonrasında proje tamamlanınca o ofis yapısı belediyeye kalıyor. Bu yöntem kullanılabilirdi.

Nilüfer Belediyesi mahallelerin problemlerinden bihaber durumda... Biz, her hafta mutlaka bir mahalleyi ziyaret ediyoruz. Ve bu 3 gün sürüyor; Perşembe, Cuma ve Cumartesi. Mahallelerde kaldırımlarla ilgili problemler var. Nilüfer Belediyesi’ne ait yollarla ilgili problemler var. Mahalleli, seçildi seçileli belediye başkanını görmediğini söylüyor. Durum böyleyken bakıyoruz başkan ya bir açılıştan ya da bir kokteylden çıkıyor. Belediye başkanının her hafta bir mahalleyi ziyaret etmesi gerekiyor ki sorunları yerinde tespit edebilsin. Siz, iyi niyetlisiniz ama alttaki birimler ne kadar çalışıyor, bunu evraklarda değil mahalle görebilirsiniz. Bunlarda mahalleye inme alerjisi var. Bizde 64 mahalle ilgili dosya var. Bu dosyalarda nokta nokta sorunlar biliniyor. Hangi mahallenin muhtarı gelse onun sorunları nelerdir biliyoruz.

Her mahallede başkanlıklarımız var. Bunun yanında Akçalar, Çalı ve Görükle’de de ofisimiz var. Bu noktalarda vatandaşla görüşmelerimizi o binalarda yapıyoruz.

Kırsal mahallelerde problemler var. Genelde asfaltlama ve mezarlık sorunları oluyor. Kırsaldaki Ayvaköy, Güngören gibi mahallelerde mezarlıklarda duvar ve tel örgüsü olmadığı için aç hayvanlar kabirlere zarar veriyor. Bu bölgede çok ciddi bir sorun. Biz bu konuyla yakından ilgileniyoruz ve mezarlıklarına duvar örülmemiş mahalle bırakmak istemiyoruz. Ayrıca kırsal mahallelere çok gidilmediği için hizmete bırakılan binaların bakımsızlığı göze çarpıyor. Yine orada doktorların birkaç mahalleye bakıyor olması da ayrı bir sorun. Taşımalı eğitim var. Taşıma konusunda sorun yaşanmıyor ama okul sorunu var. Belki birkaç mahalle belirlenip yakın noktada bir okul yapılabilir. Özellikle lise sorunu var. Kırsalda sorun çok ama nüfus azaldıkça kırsal, siyasetçinin odağından uzaklaşmış. En büyük dargınlıkları da budur. Biz, kırsalın bütün sorunlarıyla ilgileniyoruz ve bunlarla ilgili önergeleri hem Nilüfer hem de Büyükşehir belediyelerine ilettik.

Mesela geçen Çalı Mahallesi ile ilgili bir önerge verdi. Alaaddinbey’den başlayıp Hasanağa’ya kadar uzanan kaldırım var. Bunlar kontrolsüz kaldırımdı çünkü yol giderken biranda şeridi kapatıyor ve açılıyordu. Bu da özellikle gece sürücülere ciddi tehlike oluşturuyordu. Gün içinde belli saatlerde de trafiğin kilitlenmesine neden oluyordu. Bununla ilgili Büyükşehir’e önerge verdik. Uygun görüldü, çalışma yapıldı ve yakın süreçte o kaldırım yapısı düzene sokulacak, yola ilave şerit eklenecek.

Aynı zamanda Tahtalı’da köye girişte trafik lambaları yoktu. Orada çok sayıda kaza oluyor, yılda 1-2 kişi ya vefat ediyor ya da sakatlanıyordu. Bununla ilgili muhtarla çok yakın çalıştık, görüşmeler yaptık ve şuan oraya trafik lambası konuldu. Bölgede yaşayanlar rahat bir nefes aldı.

Yine bizim yaptığımız görüşmeler neticesinde Güngören Mahallesi’ndeki mezarlıkların duvarı için Büyükşehir çalışmaya başladı. Keza orada camiye bakım yapılması gerekiyordu, Büyükşehir’e ilettik ve çok hızlı bir şekilde çalışmaya başlandı.

Nilüfer’deki seçmen, çok dikkatli ve süreci çok yakından takip ediyor. Nilüfer’deki seçmenin milli duyguları çok yüksek, inanılmaz derecede ‘Atatürk İlke ve İnkılapları’na bağlı bir yapısı var. Seçmenin en net ve kalın çizgisi bu olarak öne çıkıyor. Bu bence de çok doğru bir çizgidir. Bir başka özelliği de anlattığınız konuyla ilgili bilgi sahibi değilse sizi önyargısız dinliyor ve dikkate alıyor.

MHP’ye bakış açısı çok iyi. Siyasetin doğasında bir yere gittiğinizde tepkiyle karşılaşmanız doğaldır. İddia ediyorum bizden daha fazla mahalle ziyareti yapan hiçbir siyasi parti yoktur. Nilüfer’de gittiğimiz hiçbir yerde bize ‘siz buraya niye geldiniz’ diyen olmadı. MHP’ye oy vermese de MHP’nin ülke için önemini bize ifade eder. Biz, şuanda tüm mahalleler için 5’inci turu bitirdik. Ekibimiz aynı anda farklı bölgelerde komple sahada çalışıyor. 

Her hafta bir mahalleyi ziyaretimizde tüm vatandaşa ulaşabileceğimiz bir noktayı belirleyip izin alıyoruz ve üye katılım standı açıyoruz. Şuan 5 mahalleyi bitirdik ve 320 yeni üye yaptık. Toplam 2 bin 100 üye sayısına ulaştık. Eylül ayının sonuna kadar bin 500 yeni üye hedefimiz var. Ekim ayı sonuna doğru toplu katılım töreni yapacağız. Ciddi bir yeni üye yönelimi var. Bu da sahada olmamızın bir yansımasıdır. Biz, 64 mahallede bisikleti olmayan bir çocuğa bisiklet projesi başlattık. Muhtarlar, mahalle başkanlarımız aracılığıyla her mahallede bir çocuk belirledik ve 64 bisiklet dağıttık. Ama bir çocuğa gittiğimizde bisikleti olmayan başka çocuklar da gördük, toplam 125 bisiklet dağıttık.

Kendi aramızda, ilçe yönetim ve teşkilat olarak satın aldık. Biz, bu tarz organizasyonların tamamını kendimiz finanse ediyoruz. MHP Nilüfer teşkilatı, hayırseverlik konusunda elini taşın altına koymaktan geri durmayan bir yapıya sahiptir. Ki bu durum bizi çok güçlendiriyor ve motive ediyor. Aktif, çalışkan, aidiyet duygusu yüksek ve hiçbir karşılık beklemeden işlerinden önce buraya zaman ayıran bir teşkilatımız var.

Hazırlıklarımıza nisan ayında başladık. Sandık görevlilerimizi yüzde 95 oranında belirledik. Ağustos sonu itibarıyla bu hazırlıklarımız tamamlanacak. Yarın seçim olsa biz hazırız. Öte yandan biz sadece seçim döneminde değil sürekli sahada çalışıyoruz.

Biz göreve geldiğimizde ilk olarak kadın kolları yapılanmasını kurduk. Nilüfer’de ülkücü çok kadın var. Ve her biri kendi alanında belli bir başarıyı yakalamış arkadaşlarımızdır. Kadın kolları üyelerimiz, üye standı ve ziyaretlerde destek veriyor.

Burada zaman zaman gençlerimizle toplantılar yapıyoruz. Yine gençlerimize ulaşmak için spor komisyonu kurduk. Bunda bir başka amacımız da uyuşturucuyla mücadele etmekti. Ne yazık ki uyuşturucu kullanım yaşı giderek düşüyor. Örneğin bir Görükle gerçeği var. Biz orada başımızı derde sokacak kadar uyuşturucu tacirleriyle mücadele ediyoruz. Orada emniyet teşkilatı da çok iyi çalışıyor ama bu, sadece emniyetin veya bizim çabalarımızla çözülecek bir iş değil. Bu konuda Türkiye’nin tüm kurumlarıyla topyekûn bir mücadele vermesi gerekiyor. Spor, gençlerin bu illetten uzak durmasını sağlıyor. Mesela biz her mahallede gençlerle halı saha turnuvaları yaptık.

Salgın süreci çalışmalarımızı olumsuz etkiledi. Bu dönemde bizimle diyalog kuran çok vatandaş oldu. Bize ulaşanlara hizmet vermek adına salgın döneminde mobil ekipler kurduk. İzinlerini aldık ve salgın dönemini tamamen sahada geçirdik. Sonrasında özellikle normalleşmeyle birlikte çalışmalarımızı hızlandırdık. Geçtiğimiz Ramazan’ı dolu dolu geçirdik.

Diyaloglarımız iyi seviyede, belli konularda istişare ediyoruz. Ama bizim programlarımız farklı onların programları farklı.

Bir öngörüde bulunmak çok kolay değil. Seçim yaşamadan net bir şey söylemek doğru olmaz ama mahallelerdeki iyi seviyedeki diyaloglarımız ve insanların teveccühü bize bir izlenim veriyor. Biz, bu çalışmalarla Nilüfer’deki varlığımızı çok daha güçlü hale getireceğiz.

Mutlaka olmuştur. Ama bizim bu dönem yapacağımız toplu üye katılım törenindeki arkadaşlarımızın yüzde 40 hatta yüzde 50’si daha önce İYİ Parti diye düşünüp sonra bize gelen arkadaşlarımızdan oluşuyor. Açık söyleyeyim mevcutta mahalle temsilcisi olup istifa ederek bize gelenler dahi var.

Sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkisi çok fazla. Bunun kültürel bir yozlaşmaya neden olduğu da kaçınılmaz bir gerçektir. Ama vatandaş, doğrusunu sizden duymak istiyor. MHP’yi de bir denge unsuru olarak görüyor. Memleket hassasiyeti olan herkeste MHP’ye ilişkin bir güven tesisi oluşmuş durumda. Karşılıklı konuşmaya başlayınca da sosyal medyada maruz kaldığı bilgilerin dezenformasyondan ibaret olduğunu anlıyor. Mesela şunu açıkça söyleyeyim sahada CHP’lilerin kendi partilerini çok eleştirdiklerini gördüm. Biz, ziyaretlerimizde sadece MHP’yi değil Cumhur İttifakı’nı anlatıyoruz. Ama sosyal medyanın neden olduğu tahribatı sahada görüyoruz. Çünkü sosyal medyada örgütlü bir şekilde Türkiye’ye karşı işletilen kötülük süreci var. Özellikle Fetöcü grupların sosyal medyada çok ciddi bir algı yarattığını görüyorum. Her kılığa girebiliyorlar. Fetöcüler şuan bir tek Cumhur İttifakı kılığına giremiyor. Dolayısıyla bunları vatandaşa anlatma vazifesi tüm siyasi isimlerdedir. Gerek MHP, gerekse de AK Parti kadroları bu işe seferberlik gibi bakmalı. Tüm yöneticiler sahada olmalı. Şuan Türkiye için sislerin kalktığını görüyorum. Özellikle milli güvenlik konusunda riskler açık ve seçik herkesin önünde duruyor. Vatandaş da meselelerin tamamını görüyor.