"Sosyoloji oku bak alanı çok geniş. Medya sektörüne girersin muhabirlik, kameramanlık, editörlük... Seçeneğin çok olur."
Bu diyalogu metroda dinlemek mecburiyetinde kaldım. Ve son ana kadar cevap vermemeyi başardım. Zira bu bakış açısı zannetmiyorum ki insan gibi açıklama yaparsam ne demek istediğimi anlar.
Anlayacağını bilsem derdim ki,
"Bak güzel kardeşim, 10 senedir bu sektördeyim. 2020'lerden itibaren sektöre doluşan sizin gibi tek derdi herhangi bir işe gireyim de ne iş olursa olsun mantığına sahip kişiler yüzünden medyanın içi boşaldı.
Zaten inşaatçı, emlakçı, müteahhit patronlar yüzünden ne özgürce fikrimizi beyan edebiliyoruz, ne tarafsız bir şekilde haberin olduğu yerde bulunabiliyoruz. Çünkü arkamızda haberciliği savunan gazeteci imtiyaz sahipleri yerine tek derdi medyanın tetikçi kalem gücü ve medyanın verdiği itibarı düşünen patronlar var.
Bir de sizin gibi çok affedersin iş bilmez, meslekle uzaktan yakından alakası olmayan, birilerinin selamıyla hak etmediği yere senelerce kazık çakan, iş bilen insanlara bilmişlik taslayan, işin eğitimini almış muhabirlikten kameramanlığa, grafikten rejiye bütün işi a'dan z'ye öğrenmiş basın mensuplarının yerini zapt eden kişiler sektöre doluşunca bize olanlar oluyor. Vakti zamanında yaşça benden küçük bir sözde müdüre söylediğim gibi, "Fotoğraf çek desem çekemezsin, haber yaz desem yazamazsın, grafikten kurgudan anlamazsın. Peki sen bu sektörde ne halta yararsın?"
Yeter, rica ediyorum medyayı at koşturacak bir alan görmeyin. Eğitimini almış, sektöre yıllarını vermiş medya ve basın mensuplarına gölge etmeyin. Yerimiz yeterince dar!