banner69

18.01.2022, 08:49

Avrupa Birliği Ve Türkiye İlişkileri: Ne Seninle Ne De Sensiz…

Avrupa Birliği çağdaş dünyanın gördüğü en büyük uluslar üstü (supra national) örgütlenmedir. Büyük bir entegrasyon projesidir. Hayali bir hayli eskilere gitmektedir. Çağlar boyunca birbirini kırıp geçiren Avrupalılar içinde kimi düşünürler, yazarlar ve devlet adamları bu yok edici gidişe zaman zaman dur demek istemişler ve Avrupa’nın bütünleşmesini ve yekpare bir Avrupa düzeni kurmayı önermişlerdir.

Avrupa’nın “birleşmesi “düşüncesinin ilk izlerine 14. yüzyılda Dante’de rastlanır. Aynı yüzyılda Dubois’nın yazılarında da görülen bu fikrin sonraki asırlarda takipçileri olagelmiştir. 15. Yüzyılda Bohemia Kralı George, 17. yüzyılda Emeric Cruce, ve sonrasında Victor Hugo bunlar arasında sayılabilir. Tarihi seyir içinde Avrupa birliği hayallerini kurmayı tetikleyen olaylar gerçekleştikçe bu fikir de giderek daha çok gündeme getirilir olmuştur. Rönesans, ticaretin gelişip yaygınlaşması, İstanbul’un fethi, Avrupa’yı kasıp kavuran din ve mezhep savaşları, veba ve kıtlık gibi baş edilmesi zor büyük olaylar ile Fransız Devrimi bunların başlıcasıdır.

J.J. Rousseau ve Immanuel Kant gibi önde gelen filozofların da bu konuda düşünceleri ve önerileri olmuştur. Kısacası Avrupa bir yandan bitmeyen savaşlarla ve çatışmalarla sarsılırken, diğer yandan da “Birleşik Avrupa” hayali bitmeyen bir senfoni gibi dile getirilmeye devam etmekteydi. Ta ki Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İkinci Dünya Savaşı’yla dibe vuran Avrupa, artık yolun sonuna gelinceye dek… Otobana çıkmadan önce son dönemeç olan bu aşamada Avrupalılar başlarını iki ellerinin arasına alıp derin derin düşünmüşler ve sonunda kömür ile demir ve çeliğe sınır getirmede çareyi bulmuşlardır.

Savaşın ana malzemelerinin üretim ve kullanımına, daha da önemlisi bunların silah sanayi ve savunma endüstrisindeki marjlarına sınır getirerek bu mega sorunu çözmeyi planlamışlardır. Bunun için köklü bir anlaşma yapmak gerekecekti. Ve bunu da yaptılar.

Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman tarafından temel prensipleri 1949 yılında ilan edilen bu anlaşma 1951 yılında Paris’te imzalanan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmasıyla hayata geçirilmiştir. Altı Avrupa ülkesinin imza attığı ve Avrupa Birliği’nin temeli olan bu anlaşma, mahiyeti itibariyle bu ölçekte ve bu niyetle oluşturulmuş ilk uluslararası örgütlenme oluyordu.

Fransa ve Batı Almanya başta olmak üzere üyeleri arasında kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmesi, dönemin en önemli sanayi hammaddeleri olan kömür ve çelikten doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın önlenmesi ve buna bağlı olarak iki ülke arasındaki olası bir savaşın engellenmesi amacıyla yapıldı. Böylece Avrupa'daki ilk uluslar üstü topluluk, 1951 Paris Antlaşması'yla Fransa ve Almanya'nın katılımlarının yanı sıra, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg tarafından kurulmuş oldu. 1957’de Roma Anlaşması ile süreç devam ettirildi.

O tarihten bu yana Avrupa Birliği’nin günümüzdeki formatına ve yapısal ve işlevsel düzenine gelinceye değin belli aşamalarda Topluluk gelişmiş ve sonunda bir “Birlik” oluşmuştur. Ana aşamalar Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKTÇ), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ( EURATOM), Avrupa Topluluğu (AT)  nihayetinde Avrupa Birliği (AB) dir. Avrupa Birliği son tahlilde 1993 Maastricht Anlaşması ile kurulmuştur. Ardından Amsterdam Anlaşması, Nice Anlaşması ve Lizbon Anlaşması ile Avrupa Birliği’nin kurumsal yapısı pekiştirilmiş ve ana stratejiler belirlenmiştir.

Avrupa Birliği 6 üye ile başladığı yolculuğuna günümüzde 27 üye ile devam etmektedir. Bilindiği gibi Büyük Britanya 31 Ocak 2020’de Brexit ile ayrılınca sayı 28’den 27’ye düşmüştür. Birliğin kapısında hali hazırda bekleyen ülkeler vardır. Bunlardan bazıları umutla o kapıyı beklerken bazıları ise aynı umudu taşıyamamaktadır.  En son 2013 yılında Hırvatistan, 2007’de ise Bulgaristan ve Romanya Birliğe üye olarak girmişlerdir.

Günümüzde Arnavutluk, Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Türkiye AB üyeliğinde sıralarını beklemektedir. İzlanda’nın da benzer bir sürece dahil olduğu, ancak 2015 yılında bu sürecin AB tarafından resmi olarak sonlandırıldığı bilinmektedir. Ayrıca üyelik başvurusu yapıp doğrudan reddedilen bir ülke olarak Fas’ı da dile getirmek gerekir.

Bekleyenler arasında ilk adaylık başvurusunu yapan ve adaylık statüsünü alan ülke Türkiye’dir. Türkiye Nisan 1987’de adaylık başvurusunda bulunmuş ve Aralık 1999’da adaylık statüsü kazanmıştır. Birlik ile Türkiye arasında müzakereler Aralık 2004 tarihinde başlatılmıştır. Türkiye müzakere konu başlıkları olan 35 Fasıldan yarıya yakınını gerçekleştirmiş olup, son yıllarda bu süreçte bir yavaşlama periyoduna girmiştir.

Son olarak geçtiğimiz yıl sona ererken AB’den sarsıcı bir karar gelmiştir. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki gerilim devam ederken, AB Genel İşler Konseyi 14 Aralık’ta (2021) alınan kararları duyurdu. Türkiye’nin AB’ye giriş müzakerelerinden uzaklaşmaya devam edildiğinin belirtildiği kararda, “AB Konseyi, “Türkiye’nin AB’den giderek daha fazla uzaklaştığını” üzülerek not ediyor” ifadesi kullanıldı.

Aynı metinde, Türkiye ile müzakerelerde yeni bir fasıl açılması ya da kapanmasının ise gündemde olmadığı kaydedildi. Konsey ayrıca Türkiye’ye de uyarılarda bulundu. Yapılan açıklamada, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini düzeltmesi ve negatif tavırlarını ( ki karar da “tehditlerini” ifadesi geçmektedir) bir kenara bırakması istenirken, bütün AB üyesi ülkelerin kıta sahanlığına, hava sahalarına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiği belirtildi. Konsey ayrıca, müzakerelerin devam etmesi için Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini de duyurdu.

1959 yılında başlayan Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri uzunca süre devem eden deyim yerindeyse bu “uzatmalı nişanlılık” aşamasından “nikah” aşamasına bir türlü geçememiştir. Tam da burada akla o meşhur şarkının sözleri geliyor; “…ne seninle ne de sensiz…” Gerçekten de Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi özetleyen bir söz olabilir bu. Hele de Avrupa bakışı açısından…

Türkiye’nin 1963 yılında Ankara Anlaşması ile perçinlenen bu ilişkisi; Katma Protokol (1973), Adaylığa Başvuru (1987), Gümrük Birliği (1996), Adaylık Statüsünün Kabulü (1999),  Katılım Müzakerelerinin Başlaması (2005) , Pozitif Gündem’in Başlatılması (2012) ve Müzakerelerin Durdurulması (2016) şeklinde günümüze kadar gelmiştir. Bugün AB ile ilişkilerimiz maalesef pozitif bir görünümde değildir. Konunun bu noktaya gelmesinde doğal olarak iki tarafın da aksayan yanları ve eksiklikleri olmuştur. Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olma idealini ve gayretini devam ettirdiği süreçte pek çok kazanımlar elde etmiştir. Bilhassa hukuk alanında ve ekonomik alanda elde edilen bu kazanımların sürdürülmesi ve evrensel değerlerle ülkenin buluşturulması süreci, Avrupa Birliği üyeliği idealiyle daha disiplinli ve daha rasyonel olarak gerçekleşebilecektir. Sonunda üye olabilir ya da olamayabiliriz, ama süreç sağlıklı bir şekilde devam ettirildiğinde, elde edilecek kazanımlardan dolayı kazanan Türkiye ve Türk insanı olacaktır.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 18 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Eyüpspor 30 50
5. Beşiktaş 29 48
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 29 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 34 69
2. Karagümrük 34 60
3. Erzurumspor 34 58
4. Gençlerbirliği 34 58
5. Bandırmaspor 34 56
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 34 49
12. Esenler Erokspor 34 49
13. Ümraniye 34 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 34 27
20. Yeni Malatyaspor 34 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Newcastle 32 59
4. Nottingham Forest 32 57
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Bournemouth 32 48
9. Fulham 32 48
10. Brighton 32 48
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 32 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 31 63
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 31 16