banner52

banner78

21.12.2021, 12:08

Endüstriyel Ekoloji

Endüstri dediğimiz şey doğal sistemlere benzer mi hiç? Ne dersiniz? Nasıl bir benzerlik kurulur da endüstri ve ekoloji kelimeleri yan yana anılır? Ekolojinin yanında, simbiyoz, metabolizma gibi kelimeler de duyulur bazen.

Efendim, endüstriyel ekoloji kavramı, insanın “Endüstriden kaynaklanan çevre problemleriyle nasıl baş edebilirim?” sorusunu sormaya başladığı seksenli yıllarda ortaya atılmış. Her zamanki gibi doğadan yanıt istemiş insan. “Doğayı taklit ederek doğanın başına açtığım bu problemlere çözüm bulabilir miyim acaba,” demiş. 

Doğadan nasıl yanıt almış dersiniz? Doğadan öğrendiklerini uygulayabilmiş mi?

Endüstriyel ekoloji,  endüstriyi insan yapımı bir ekosistem olarak görmeye çalışıyor. “Hani endüstriler doğal ekosistemlere benzer şekilde işleseler ne güzel olur” der misali. Endüstriyel bir süreçte ortaya çıkan bir atık veya yan ürün, diğer endüstrinin girdisi olsa! Böylelikle doğrusal sistemlerden çıkıp döngüsel sistemler kurabilsek! Doğada hep döngüler var, endüstrilerde neden olmasın? Doğal ekosistemlerde sürekli bir akış var, endüstriyel sistemlerde de öyle. Bu akışı dengeye getirebilsek!

Çok iyi biliyoruz… Endüstriyel süreçler, malzemenin maden olarak çıkarılmasından başlayarak atık haline gelmesine kadar olan beşikten mezara sürecinde hep çevreye yük oluştururlar. Yorarlar, kirletirler çevreyi. Çevre üzerinde etkisi olmayan endüstri bulmak çok zordur.

Endüstriyel ekoloji anlayışı, endüstrinin çevre üzerinde oluşturduğu stresi yenilikler geliştirerek, kaynaklarını verimli kullanarak, sürdürülebilir büyüme modelleri benimseyerek azaltmaya çalışan bir anlayıştır.  Bu anlayışa göre endüstri, gezegen üzerinde ne kadar az baskı oluşturursa yaşama ve büyüme şansı o kadar fazla olur. Bu anlayış, endüstriyel alanları yalnız ve bağımsız olarak görmez, onları daha geniş bir ekosistemin parçası olarak görmeye çalışır.

Endüstriyel ekoloji kavramı içinde, endüstri doğayla etkileşim içindedir. Başka endüstrilerin atıklarını kendi süreçlerine girdi olarak sokar. Temel prensipleri aşağıdaki gibidir:

  • Endüstriyel sistemlerde döngüyü kapat. Atığı kaynak olarak gör. Diğer endüstrilerle ortaklıklar kur, onların yan ürünleri için alışveriş yap.
  • Endüstriyel girdi ve çıktılar arasında bir denge kur. Çevre-endüstri ara kesitini iyi yönet. Ekosistem davranışını anla, endüstrinin ne zaman doğal ekosistemlerle etkileşime geçebileceğini ve ekosistemlerin sınırını öğren.
  • Daha az işlenmemiş madde ve daha az enerji kullan. Kaynaklarını daha verimli kullan. Malzemeleri yeniden kullan ve çevre dostu malzemeleri tercih et. Daha azıyla daha çok iş yap.
  • Endüstriyel süreçlerinin verimini artır. Ürünleri, süreçleri, ekipmanı yeniden tasarla. Kaynakları korumak için malzemeleri tekrar tekrar kullan.
  • Çevre üzerinde etkisi olmayan enerji kaynakları kullan.
  • Çevre ve ekonomi kavramlarını hem örgütsel yapına hem de politikalara dahil et. Dışsallıkları içselleştir, çevre politikalarında ekonomik araçlar kullan. Refahı ekonomiyle ölçmek yerine daha kapsamlı çevresel indekslerle ölçmeye çalış.

Bütün bunlar sağlanabilirse endüstriyel ekolojinin pek çok faydası ortaya çıkar. Satın alma ve atık bertaraf maliyetleriniz düşer mesela. Atıklarınızı satarsanız gelir elde edersiniz. Şirket imajınız güçlenir. Diğer endüstrilerle işbirlikleriniz artar ve pazar avantajları elde edersiniz.

Söylerken iyi hoş da, yapması kolay mı bu organizasyonları? Hiç kolay değil. Bu nedenle her zaman aynı örnek anlatılır endüstriyel ekoloji veya endüstriyel simbiyoz için. Danimarka’daki Kalundborg Eko-Parkı’dır anlatılan örnek. Biz de onu anlatalım:

1970’lerden beri Danimarka’daki bazı endüstrilerin atıklarını ve yan ürünlerini diğer endüstrilere sattıklarını biliyoruz. Danimarka’daki en büyük kömürle çalışan termik santral (Asnaes) proses buharını bir petrol rafinerisi olan Statoil’e ve bir farmasotik firması olan Novo Nordisk’e satar. Asnaes’in fazla gelen ısısının bir kısmı da belediyenin ısıtma sistemine verilir. Evlerdeki yakıt kullanımı biraz azaltılmış olur böylelikle. Fazla ısının bir başka kısmı ise Asnaes’in ticari balık çiftliklerine verilir. Bu balık çiftliğinden çıkan çamur ise yerel çiftçiler tarafından gübre olarak kullanılır. Novo Nordisk atıklarının bir kısmını işleyerek yüksek besin maddesi içeren sıvı çamur elde eder ve onu çiftçilere satar. Statoil, Anaes’e soğutma suyu ve arıtılmış atıksu sağlar; böylelikle Asnaes dışarıdan temiz su alma ihtiyacını azaltır. Statoil çıkan gazındaki kükürtü giderir ve temiz gazını Asnaes’e ve yapı malzemesi endüstrisi olan Gyproc’a satar. Gazından gidermiş olduğu kükürtü ise sülfürik asit üreticisi Kemira’ya satar. Kükürtü giderirken ortaya çıkan kalsiyum sülfatı da alçıtaşı olarak Gyproc’a satar.

Burada kurulan ortaklıklar gönüllü olarak oluşturulmuş ve görüşmeler bağımsız olarak gerçekleştirilmiş. Başlangıçta sadece ekonomik sebeplerle kurulan bu ortaklık yapısı çevre dostu bir eko-park olarak dilden dile anlatılmış durmuş.

Bu sistemi kurmak pek çok faktöre bağlı, kolay değil.  Ancak sistem kurulduğunda hem endüstriler için hem de toplum için fayda sunmaya başlayabiliyor.  Bu tür sistemleri kurmak için ne gerekiyor o halde?

Düşünelim… Aklıma unuttuğumuz bir kelime geliyor: Endüstriyel planlama. Endüstriyel kuruluşların kurulmadan önce yerlerinin belli olduğu, “kim kimle komşu olabilir, kim kime atığını verebilir, döngüler nasıl kapanır,” sorularının sorulduğu ve yanıtların alındığı bir endüstriyel planlama sürecinden söz ediyorum. Yoksa “Şurada boş bir arazi gördüm. Limana da yakın. Benim için çok iyi olur,” şeklinde bir endüstrileşmeyle endüstriyel ekolojiden söz edilemez elbette. Yerleşimle kucak kucağa yaşayan bir endüstrileşmede de bu kavramı unutabiliriz. Endüstri, atığını yönetmek isteyecek; yerleşim buna izin vermeyecek; uğraş dur. Nasıl bir endüstriyel planlama düşünüyorum? Kentlerin gerçek kimliklerini baskı altına almayacak bir endüstriyel planlama. Bir kent, bırakınız doğal varlıklarıyla ünlü olsun; bırakınız meyve ağaçlarıyla ünlü olsun; bırakınız turizm altyapısıyla ünlü olsun. Her kent endüstrisiyle ünlenecek diye bir şey yok. Limana yakın, havaalanına yakın diye endüstriyel bölgeler tarım alanına yapılmasın mesela. Tarım alanına endüstriyi kuralım ama biz içinde endüstriyel simbiyoz uygularız demek biraz ironik değil mi?

Yazının başına dönelim. Doğa endüstriler için yanıt vermiş mi? Evet vermiş. Uygulanabilecek ekolojik bir model, simbiyotik bir ilişki önermiş. Yapabiliyor muyuz?

Söz dinliyor muyuz? Doğayı dinliyor muyuz?

Ne zaman dinledik doğayı? Huylarımız değişti mi? Yoksa doğanın tepesinin atacağı o kritik noktaya kadar gitmek midir niyetimiz?

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 23 Kasım 2024
İmsak 06:23
Güneş 07:51
Öğle 12:55
İkindi 15:26
Akşam 17:49
Yatsı 19:12
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Pendikspor 13 18
12. Manisa FK 12 17
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 13 13
17. Las Palmas 13 12
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 14 9
20. Valencia 11 7