banner69

07.02.2022, 22:48

Matbaa ve kâğıt sektörü kırmızı alarm veriyor...

Ülkemize 270 yıl gecikmeyle gelen Matbaa, Avrupa'da ilk kullanımı ile birlikte maalesef hala uzun yıllarca kapatılamayacak bir yol aldı. Bugün her ne kadar teknolojik anlamada çok fazla geliştiğimizi söylesek de hala tam olarak Ayna’ya doğru bakamamanın acısını çekiyoruz. Matbaanın icadının Avrupa'ya getirdiği en önemli fayda, Avrupa Siyasal otoritesi'nin halk üzerindeki eğitimli ve kurumsal duruşu ile birlikte toplum kurallarının asırlar önce kabul edilebilir olmasıdır. İnsanlar, birlik olma şansını elde ederken hak ve özgürlüklerini korumak için yakaladıkları fırsatı "Her bireyin ahlaki yaşam hakkı" olarak kabul edip bugünkü "Sosyal Devlet" olgusuna evirmişlerdir.

Matbaanın Toplumsal Yapı'ya katkısı uzun, ciddi ve meşakkatli bir anlatım gerektirir. Bu konuya girmeden günümüzde bu kutsal mesleği yaşatmak adına Ülkemizde ve hatta bölgemizde neler yapılabileceği konusunda fikir sahibi olabilmek için bugünkü fotoğrafı doğru okumak gereklidir. Kalkınmanın Yerel'den başladığı gerçeğinden yola çıkarak Bursa'da Matbaalar ve Matbaacılık mesleğinin (sanki isminden utanılacak bir durum varmış gibi)  "modernite adına" yeni ismi ile "Basım ve Yayım Teknolojisi" olarak değiştirilmesi, sadece "ucuz kahramanlık" tan başka bir şey değildir. Öz'e dokunmaz, yaşlı bir insanı makyaj ile gençleştirmeye dönük bir davranış modelidir.  40 yılını dolu dolu matbaanın her aşamasında bulunmuş bir "meslek erbabı" gözüyle aktaracaklarım, bugüne kadar bu sektörün sahiplerinin (!) ihmal ve işgüzarlıklarından ne yazık ki sessiz kaldığı, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığının iflas ettiği ve denizin bittiği noktada olmanın acımasız gerçeğidir.

1950'den 1970'lere kadarki dönem, Türkiye'de Gazete matbaacılığı konusunda istekli olduğu bir dönem. Daha fazla ağırlık Gazete Matbaalarında, çünkü iletişim ve haber anlayışının yukarıya tırmanmaya başladığı bakir yıllar. Matbaa teknolojisinin makineden daha ağırlıklı insan gücüne dayandığı, çalışanların iyi ücretler aldığı ve bu tür işletme sahiplerinin oldukça yüklü zenginliklerinin başlangıcı olarak da adlandırılabilir. 1970'lerden sonraki dönem, Özal'ın hamleleri ile teknolojik açıdan, her meslekte olduğu gibi matbaa açısından da bir nevi uyanış dönemi. İthal makinaların, yarı otomatik baskı makinalarının Türkiye'ye satışlarının başladığı, hurufat tekniğinden (Tipografi), ofset baskı tekniğine geçiş dönemi, ülkelerin yaşadıkları Turuncu Devrim'in başka benzetmesi ile adeta bir "Renkli Devrim" veya Matbaacılığın "Lale Devri". İnsan ne kadar güzel günlermiş demekten kendini alamıyor. Müşterisi, Çalışanı, Patronu ile çalışma koşullarının yeraltında konumlandığı, genellikle güneş göremez yerlerde kurulmak zorunda kalınan ağır tonajlı baskı makinalarının neredeyse 24 saat çalıştığı zamanlar. Herkes fakir ama mutlu ve güler yüzlü. Çalışıp kazanmanın ve eve ekmek götürmenin, dostluğun, komşuluğun, arkadaşlığın, meslektaşlığın, o ahilik ahlakının en güzel yaşandığı yıllar.

MATBAACILIK, ÖNCE SANAT SONRA MESLEKTİR

Milenyum, Dünya'nın evrildiği bir çağa başlangıcını o gece büyük başkentlerinde saatlerce süren şölenler ve bitmek bilmeyen havai fişekler ile kutlanıyordu. Geleneğini Osmanlı'dan alan, çalışma şevkini Kurtuluş Savaşı ile kazanan mazlum Türk halkı olarak, evlerimizde kuruyemiş ve tombala eşliğinde geçirirken, yaşanılan en az 20 mutlu yılın ardından bir daha o günleri göremeyeceğiz konusunda hiç bir fikrimizin olmadığını ta yılar sonra anlayacaktık. 2000'li yıllar Dünya'da yeni aktörleri söz sahibi yaptı. Çin birçok alanda farklı ithal ürünleri pompalamaya başladığında, çok geçmeden Dünya "Kalite" denen argümanını kaybediyordu. Vahşi kapitalizm, artık tüm ihtiyaçlara müdahale ederek her şeyin en ucuzunu olması gerekenden çalarak üretirken "Ticaret Ahlakı" kavramı, kısa sürede herkes için kabul edilebilir bir "Normalleşme" getirdi. Türkiye'de matbaalar kısa sürede gelen ithal mallardan ne bulursa kullanmaya başlarken, mesleğin etik ilkelerinin şirazesi kaymış, yıllardır Kalite ve güzel işçilik için kendi mesailerinden ücretsiz ödün verenler, aynı kalitesizliğe düşmemek için on yıllarca kazandıkları öz sermayeleri ve yatırımlarını, kurdukları işletmelerin devamlılıklarını sağlayabilmek ve çocuklarına isim miraslarını bırakabilmek adına gece gündüz kazandıklarını satmak zorunda kalıyorlardı.

Matbaalardaki Rekabet, iş ve ahlak seviyesini aşmış etik kaybolmaya başlamıştı. Matbaa çalışanları da, değişen nesil ile birlikte tüketici alışkanlıklarına da uyum sağlamış, daha 5-10 yıl öncesi ay sonlarında evlerine iyi kazançlar ile dönüp yatırım yapan bir güruh, yerini ay sonlarını getiremeyen çalışma ve ahlak anlayışlarını yavaşça yitiren, samimiyetsiz ve sorumsuz bir gruba bırakıyordu.  Avrupa eskittiği teknolojisini "böbreklerini boşaltırcasına" tüm Dünya’ya kendi para birimi ile satıyordu. Matbaalarımız bundan nasiplenerek, onlara göre eski ama bizlere göre yeni teknolojiyi kullanmaya başlamıştı. Tam otomatik Ofset Baskı Makinaları eski ustalıkları gerektirmiyor ancak zaten yüzde 70 ithal mala olan bağımlılığımızı yüzde 90’lara kadar çıkartıyordu. İnsan gücü yerli, kalan ithaldi. Öyle ya, Türkiye'de sadece 1. hamur üretimi vardı o da zaten çok komik rakamlardaydı. Yıllık 300 bin ton kâğıda gereksinimi olan ülkede Yılda 5 bin ton üretilen kâğıt devede kulak bile değildi.

Ve bugünlere gelindi. Hala Matbaacının sorunu bitmedi hatta bırakın bitmeyi, son döviz dalgalanmasıyla artık altından kalkılamaz bir duruma geldi. İthal hammadde maliyeti son iki ayda tam 3 katına çıktı. Günlük maliyetler, yeni gelen yıl ile birlikte en az iki katına çıkarken, az da olsa çalışan matbaa makinalarından çoğu yerde artık tık ses yok. İmalatın içinde olanlar çok iyi bilir. Üretim, bizim olmazsa olmazımızdır. Bizler matbaa sektörünü bugünlere taşıyanlar olarak elimize geçen üç kuruşu dahi işimize yatırmış, mesleğimizin kutsallığını bilerek eski alışkanlıklarımızı hala devam ettirmeye çalışan sanatkârlarız. Bugün bu sektör, personel bulamamaktan, tüm malzemesini ithal para birimi ile alıp, yerli para birimi ile satış yapmaktan, borçlarını ödeyememekten, yaptığı yatırımın onda birinin bile karşılığını alamamaktan neredeyse "kaybolmakta olan meslekler" listesinin yeni ve en büyük adayıdır.

Hızlı bir Devlet desteği acil ve önemlidir. Bursa bir sanayi kentidir demek ya da bunu deklere etmek işin en kolayıdır. Ancak altı boştur. Çünkü Bursa sadece inşaat, tekstil (taklit), otomotiv (montaj)  ve turizm sektörlerinden ibaret değildir. Matbaacılık bir sanat işidir, montaj ve taklit üretimi yapmaz. Bursa'da kayıtlı matbaa sayısı 500'e yakındır ve makina emtia varlıkları toplamı ise finansal ölçüde tekstilden aşağı değildir. Tüm sanayi Bölgelerindeki imalat sanayilerinin, mallarını kıymetlendirmeleri "matbaa sanatı'nı" zorunlu kılar. Gıda Sanayii'ndeki tüm ürünlerin satış görsellikleri yine aynı merkezden geçer. Ambalaj, son tüketicinin alım gücünü artıran en önemli etkendir. Hadi her şeyi bir kenara bırakın, bir ülkenin kültürü matbaadan geçer. Eğer sanatkârınız yoksa alet ve ekipmanınız yoksa kendi dil ve kültürünüzü emanet edeceğiniz bir yer de yoktur. Gelecek nesillerin kendi örf ve adetlerimizi, şanlı tarihimizi, dilimizi kaybetmesini istemiyorsak Matbaanın eski saygınlığına kavuşmasına destek vermeli, çok büyük zorluklar ile sahip olduğumuz bu mirasa sahip çıkmalıyız.

Bu vesile ile 9 Şubat 2022 Çarşamba günü Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Odası kurul seçimlerinde yarışacak, yönetimdeki Başkan Sn. İsmail AKAR ve ekibine, başkanlık adayı Sn. Erhan ÖZTÜRK ve ekibine, başkanlık adayı Sn. Mehmet Akif EROL ve ekibine başarılar diliyorum. Yeni bir seçim yeni bir heyecandır. Umarım bu koltuğa içi meslek aşkı ile dolu olan bir aday ve yönetim oturur. Bugüne kadar üstü tozlanmış, cansız ve sahipsiz kalmış yapıya bir enerji ve hareket getirir. Mücadele ruhu önemlidir. Doğru işler yapan kişilere her zaman desteklerimizi, yanlış giden düzene, sadece koltuk sevdası ile seyirci kalanlara da her zaman sitem ve eleştirilerimizi bu satırlardan vermeye devam edeceğiz. Sektörümüze hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 24 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Eyüpspor 31 50
5. Beşiktaş 30 49
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Bodrum FK 31 34
16. Alanyaspor 30 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 30 19
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 34 67
3. M.City 34 61
4. Nottingham Forest 33 60
5. Newcastle 33 59
6. Chelsea 33 57
7. Aston Villa 34 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 32 63
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 32 52
6. Real Betis 32 51
7. Celta Vigo 33 46
8. Mallorca 33 44
9. Real Sociedad 33 42
10. Rayo Vallecano 32 41
11. Osasuna 32 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 32 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 32 37
16. Deportivo Alaves 33 34
17. Girona 32 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 32 29
20. Real Valladolid 32 16