banner69

11.01.2022, 09:02

Nükleer Enerji Yeşil Midir?

2021’in son günlerinde Avrupa Komisyonu bir öneri taslağı yayınladı, doğal gazı ve nükleer enerjiyi iklim dostu olarak sınıflandırmak için. Doğal gazı başka bir gün tartışırız. Ben nükleer enerjiye takıldım.

Kendimi şöyle söylerken yakaladım: “Hem Yeşil Mutabakat, hem döngüsel ekonomi, hem de nükleer enerji. Oldu mu şimdi?”

Avrupa Komisyonu öneriyi AB üyesi ülkelere gönderdi.  Bu tartışmalı planın AB bloğu içinde enerji yatırımları konusunda oluşmakta olan ayrılıkları iyice büyüteceği belirtiliyor. Bu öneriyi destekleyenler nükleer enerjinin sıfır karbon emisyonu yaydığını iddia ediyorlar. Öneriye karşı çıkanlar ise nükleer enerjinin çevresel sürdürülebilirlik açısından kabul edilemez olduğunu, mevcut çabaları sulandıracağını belirtiyorlar.

Taslak planda, en güncel teknolojik standartlara uyum sağlayan ve atık bertarafı için katı planları olan nükleer tesislere yeşil etiket verilebileceği söyleniyor. Eğer üye ülkelerin çoğunluğu bu öneriyi kabul ederse önerinin 2023’ten itibaren yürürlüğe gireceği belirtiliyor. 

Avrupa Komisyonu, planın kömür gibi zararlı kaynaklardan çıkışı ve düşük karbonlu daha yeşil bir enerjiye geçişi hızlandıracağını iddia ediyor.

Plana karşı çıkanların başında Almanya var. Komisyonu ‘yeşille aklama’ yapmakla suçluyor. ‘Sürdürülebilir değil, yanlış bir uygulama bu’ diyor. Komisyonun bu önerisini ‘Çevresel yıkımla sonuçlanacak uygulamaları kapatmak için iklim dostu gibi gözüken politikalara başvurmak’ olarak ifade ediyor Almanya. Bu teknolojiyi çok riskli, çok yavaş ve çok pahalı bulduğunu ilave ediyor.

Ben tüm bu gelişmeleri okurken küçük dilimi yerinde tutmakta zorlanıyorum. “Nükleer atıklar ne olacak” diyorum içimden. Aklıma nükleerin türlü türlü olumsuz yönleri geliyor. “Nasıl olur?” diyorum. “Nasıl oluyor da siyahlar beyaz gibi görülmeye başlanıyor istenince? Nasıl da bulanıklaştırılıyor gerçekler? Nasıl da örtülüyor karanlıklar? Nasıl da akla uygun hale getiriliyor yanlışlar? Finans dünyası nükleeri riskli görmeyecek mi? Bilinen en riskli teknolojilerden biri olan nükleeri?”

Üye Ülkelerin Duruşu

Almanya 2011’deki Japon Fukushima nükleer tesisi felaketinden sonra nükleer enerjiye karşı olduğunu belirtmişti. Hatta son altı nükleer tesisini de 31 Aralık itibarıyla kapattı. Almanya’nın yanında Lüksemburg, Portekiz, Danimarka ve Avusturya da nükleer enerjinin iklim dostu enerji kaynağı olarak sınıflandırılmasına karşı duruyor.   

Fransa ise nükleer santrallerin adeta sözcülüğünü yapıyor. Çünkü enerjisinin çoğunu nükleerden elde ediyor. Fransa’nın yanında Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti de nükleer tesislerin ‘yeşil’ olarak sınıflandırılmasını istiyor. Hatta nükleer atık geçici depolama tesislerinin de ‘yeşil’ olarak sınıflandırılması gerektiğini savunuyor bu ülkeler.  

Görünen o ki Avrupa Komisyonu bir AB Taksonomisi üstünde çalışıyor. Bu taksonomide çevresel yönden sürdürülebilir gördüğü ekonomik faaliyetleri listeleyecek. Fransa’nın başını çektiği bir grup ülke modern nükleer enerji tesislerinin bu listeye eklenmesi için yollar araştırıyor. Seragazı emisyonu yayan fosil yakıt tesisleri yerine nükleer enerji tesislerini öneriyorlar (!).

Bir taraftan iklim nötral bir gezegen olmaktan ve gezegenin sınırlarına saygı duyan bir ekonomik sistem kurmaktan bahseden Avrupa, nasıl oluyor da nükleer enerjiyle göz boyamaya kalkıyor? Olur da nükleer enerji Avrupa Taksonomisi içinde listelenirse, AB fonlarının güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımları azaltacağını, nükleere yönleneceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Fransa nasıl bir savunma yapıyor dersiniz? Her zamanki hikâye… “Enerjimizi ucuza getirmek istiyorsak, yabancı ülkelere bel bağlamak istemiyorsak topraklarımızda bu şekilde karbonsuz enerji üretimine yatırım yapmalıyız” diyor.

AB Taksonomisi

Çevresel yönden sürdürülebilir bulunan ekonomik faaliyetler Avrupa Komisyonu tarafından listelenecek demiştik. Bu listenin yatırımcılar için güvenli bir alan oluşturacağını söylüyor Komisyon. “Özel yatırımcıları yeşille aklamadan koruyacak, şirketlerin daha çevre dostu hale gelmelerini sağlayacak, piyasa bölünmelerini azaltacak, yatırımcıların en çok ihtiyaç duyulan alanlara kaymasını sağlayacak vs.” bir taksonomi…

Eğer Brüksel yasal metin içinde nükleer gücü ‘sürdürülebilir’ olarak sınıflandırırsa, bu durum, finans piyasalarını nükleer tesislere yatırım yapmaya teşvik etmek anlamına gelecek doğal olarak. Ne acıdır ki Avrupa Komisyonu’nun bilimsel organı JRC, 2020 Nisan’ında bir rapor yayınlayarak nükleer santralleri güvenli ve düşük karbonlu bir enerji kaynağı olarak tanımlamıştı. 

Çevreciler Nükleere Neden Karşı Çıkıyor?

Japonya Fukushima nükleer felaketinden sonra nükleer gücün zararlarıyla ilgili küresel tartışmalar sıcaklığını koruyor aslında. Özellikle nükleer erime riski (aşırı ısınmadan kaynaklanan çekirdek erimesi ve nükleer reaktör kazası) ve nükleer atıkları uygun bir şekilde bertaraf etmenin bilimsel bir yönteminin bulunmayışı altı çizilen başlıca konular arasında.

Nükleer reaktörlerin karbonsuz enerji ürettiği ve ucuz olduğu söyleniyor ya, bu da doğru değil çevrecilere göre. Yeni bir nükleer tesis kurmak hiç de ucuza gelmiyor; inşa etmesi de yıllarca sürüyor. Nükleere yapılan yatırım aslında güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılması gereken yatırımın yerini aldığı için iklim uyumunu güçleştiriyor demek yanlış olmaz.

Mevcut tesislerde üretilen elektrik enerjisi maliyetinin aslında bugünkü teknolojiyle üretilen yenilenebilir enerji maliyetlerinden daha pahalıya geldiği de Dünya Nükleer Enerji Raporu’nda (2020) ayrıca belirtiliyor.

Nükleer endüstrinin sürdürülmesi sadece bir enerji olayı değil elbette. Bazı ülkelerin bu teknolojiyi askeri stratejiler açısından da koruyup kolladığı sır değil. Fransa bu ülkelerden biri… Çin gibi ülkeler için farklı jeopolitik çıkarlar da söz konusu. Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (yeni İpek Yolu) içinde bazı ülkelere nükleer santral finansmanı sağlanıyor.

İşleyen bir tesisi kapatmak da kolay değil diğer taraftan. Yasal yükümlülükleri ve maliyetleri çok… Yıkım maliyeti ayrı bir konu… Bir nükleer reaktörü kapatmanın maliyeti 1 milyar Avroyu bulabiliyor. Ayrıca tesisi kapatmak yıllarca sürebiliyor. Güvenli atık yönetiminin maliyeti hiç hesaplanamıyor; çünkü yüksek seviyeli radyoaktif atıklar için dünyada kalıcı bir bertaraf tesisi henüz yapılabilmiş değil. Dolayısıyla Fransa gibi hâlihazırda tesisi olan ülkelerde gelir getiren nükleer tesisleri kapatmak yerine onları ‘yeşil’ sınıfa sokarak tanımı değiştirmek hem daha kolay hem de bu ülkelerin kısa vadedeki ekonomik çıkarlarına daha uygun.

Evet, en kritik konuların başında radyoaktif atık yönetiminin çözümsüzlüğü geliyor. Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerde radyoaktif atıkları bakır muhafazalarda depolamak, 1980’lerin başından beri benimsenen bir uygulama. Ancak yapılan son bilimsel araştırmalarda bakır muhafazaların aşınmaya karşı düşünüldüğünden daha hassas olduğu anlaşıldı. Bu nedenle radyoaktif atıklar için güvenli bir kalıcı depolama tesisinden söz etmek bugünün teknolojisinde halâ mümkün değil. Bir de geçici bile olsa hiç radyoaktif depolama tesisi olmayan tesisler var; bazı kasabaları atık alanı haline getirip toprağın altına gömerek yönetmeye çalışanlar… Onlara ne demeli onu da bilemiyorum. Japonya ve Kore gibi ülkeler buna örnek. Çin’de nükleer atığı tekrar işleyebilir miyiz acaba tartışmaları sürüp gidiyor. Ancak bu da çok uzak bir olasılık…

Diyeceğim o ki…

Avrupa’nın yaptığına teessüf ederim. Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış ama ben yine de teessüf ederim.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Yeşil Mutabakat deyip, ince ince planlayıp, sonra da nükleeri yeşil bir enerji olarak nasıl paketleyebilir bu düşünce modeli? Gezegenin sınırlarına nasıl ihanet eder? Hani döngüsel ekonomi? Hani atık çıkarmamak? Hani yaşam döngüsü anlayışıyla tasarım yapmak? Nükleer hangisine giriyor tüm bunların?

Bir söz var ya hani, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek. Yani kömürden çıkabilmek için nükleere evet demek. Bu durum öyle bile değil. Bir ölüm yerine başka bir ölümü göstermek bana göre.

Yorumlar (1)
Sule Aybar 3 yıl önce
Akıl alir gibi değil. Insana insandan başka zarar veren yok.
Namaz Vakti 11 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 33 66
2. Karagümrük 33 59
3. Gençlerbirliği 33 57
4. Erzurumspor 33 55
5. Bandırmaspor 33 55
6. İstanbulspor 33 52
7. Keçiörengücü 33 48
8. Boluspor 33 48
9. Iğdır FK 33 48
10. Esenler Erokspor 33 48
11. Ahlatçı Çorum FK 33 48
12. Amed Sportif 33 48
13. Ümraniye 33 47
14. Pendikspor 33 45
15. Sakaryaspor 33 42
16. Ankaragücü 33 38
17. Manisa FK 33 38
18. Şanlıurfaspor 33 37
19. Adanaspor 33 27
20. Yeni Malatyaspor 33 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16