banner69

Üründen İnsana Bir Cennet Modeli

Ürün ve hizmet ile başlayan kalite sürecinin, bugün yaşam ve düşünce kalitesine evrildiğini vurgulayan Kalder Bursa Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi, EFQM modelinin önemini belirterek “Her kurum mükemmellik modeliyle çalışıyor olsa cenneti dünyada yaşarız” ifadelerini kullandı.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI 17.05.2022, 10:04
Üründen İnsana Bir Cennet Modeli

Haber: N. Nuri Yavuz

Üründe, hizmette kaliteden artık düşüncede, yaşamda kaliteye ve en nihayetinde de ‘kaliteli insan’ fikrine evrilen yaklaşım, giderek yaygınlaşıyor. Ait olduğu topluma, yaşadığı kent ve ülkeye; daha geniş bağlamda da dünyaya karşı sorumluluklar üstlenen insanı özetleyen ‘kaliteli insan’ yetiştirmek için eğitim önünde fırsat eşitliği, adalete erişimde eşitlik ve ekonomik refah büyük önem arz ediyor. Fakat içinde bulunduğumuz yüzyılın bir takım kitlesel unsurları, sosyokültürel erozyona neden oluyor; ahlak, etik, dürüstlük gibi bir takım erdemlerde aşınmaya sebebiyet veriyor. Bu da ‘kaliteli İnsan’ fikrine olumsuz etki ediyor. İşte bu bağlamda Kalder Bursa Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi ile Kalder ve kalite üzerine söyleştik…

  • Kalder hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye Kalite Derneği (Kalder), İstanbul merkezli olarak 32 yıldır faaliyet gösteriyor. Kalder’in Bursa’nın yanı sıra Ankara, Eskişehir, İzmir ve Kayseri’de şubeleri bulunuyor. Kalder’in ülke genelinde yaklaşık 2 bin, Bursa’da ise 400 civarında üyesi aktif rol alıyor. Üye profili; kamu ve özel kuruluşların yanında bireylerden katılımından oluşuyor. Avrupa Birliği (AB) sürecindeki Türkiye’nin ‘kalite’ başlığında da entegre olma felsefesinden hareketle kurulan Kalder, Avrupa’daki EFQM (European Foundation for Quality Management/Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) sürecinin ulusal iş birliği ortağıdır.

  • Nedir EFQM?

EFQM, bir mükemmellik modelidir. Türkiye’de bu modeli yöneten Kalder’dir. Biz, bu modeli ülkeye yaymaya çalışıyoruz.

  • Nasıl?

Rol model kurumlar ortaya çıkarıyoruz. EFQM modeliyle çalışmak isteyen kurumlar, ‘Ulusal Kalite Hareketi’ne dâhil oluyor. Ve süreç zaman içinde ilerliyor. Bu kısa bir yolculuk değil. Şirketin potansiyeli ve yönetimin yaklaşımı da önemlidir. Model, hangi sektörde olursa olsun her kuruma aynı soruları soruyor. Model önce bir öz değerlendirme yaptırıyor. Sonra bir stratejik plan oluşturulmasını sağlıyor. Ve vizyon, misyon ve değerleri gözden geçirip rota belirlenmesine yardımcı oluyor. Doğru bir liderlikle, kaynakları etkin kullanarak ve paydaşları da gözeterek ölçülebilir hedefler belirleniyor. Buna ‘kritik performans göstergeleri’ diyoruz. Bir de sloganımız var; ölçmediğin bir şeyi iyileştiremezsin. Belirlenen hedefler, grafiklerle periyodik olarak takip ediliyor. Sonuç olarak yönetimin, çalışanları, tedarikçilerin ve müşterilerin memnuniyeti sağlanıyor. Bir de topluma fayda sağlanıyor.

  • Süreç hangi kurum ve kuruluşlarla başladı?

Önce özel kuruluşlarla ve ürün kalitesiyle başladı. Daha sonra kamu kurumları işin içine girdi ve süreç hizmet kalitesine evrildi. Şimdi sürecin içerisinde hem bireyler hem de çok farklı kurumlar var: TBMM, Türk Hava Yolları (THY), bankalar, sayısız belediye ve iştirakleri, okullar, bazı kamu kuruluşları, üniversiteler…

  • Model kendini yeniliyor mu?

3 yıl önce bir güncelleme oldu. İki yeni başlık eklendi. Biri Sürdürülebilirlik ile ilgili başlıklar, diğeri de Global Compact denen ‘Küresel İlkeler Sözleşmesi’dir. EFQM modeli, 8-9 ana başlık 30-35 alt başlıkta kurumlara sorular soruyor.

  • Siz nasıl bir rol üstleniyorsunuz?

Kurumların rehberlik hizmeti alması için aracı oluyor ve doğru kişilerle buluşmalarını sağlıyoruz. Her kurum mükemmellik modeliyle çalışıyor olsa biz cenneti dünyada yaşarız.

  • EFQM, kurum ve kuruluşlara ne sağlıyor?

Bu modelle çalışan kuruluşlar, zaman içerisinde varlıklarını, ciroları ve itibarlarını artırıyor; kayıplarını azaltıyorlar. Kamu da itibarını artırıyor, iş süreçlerini hızlandırıyor. Tüm kurumlar, paydaşlarını mutlu ve memnun etmek için uğraşıyor. Bu paydaşların içerisinde kuruluşun sahipleri, çalışanları, tedarikçileri ve müşterileri var. Ürün ve hizmet ile başlayan kalite süreci, bugün yaşam ve düşünce kalitesine evrildi.

Geçen sene Türkiye Mükemmellik ödülünü, Bursa’daki Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) aldı. Başka özel kurumlar da vardı ama onlar, Türkiye Büyük ödülünü aldılar. Şuanda o okula ziyaretçi akını oluyor. Farklı illerden oraya ‘bu işi nasıl yapıyorsunuz?’ diye gelenler var. Bu okulların giriş puanı artıyor, mezunları hemen iş buluyor, öğrencilerini yurtdışı staja gönderebiliyor. Bu süreçte mükemmellik modelinin çok büyük bir katkısı var.

  • Süreç nasıl ilerliyor?

Bu model tüm kalite yöntemleri ve iyileştirme araçlarıyla barışık ve iç içedir. Biz, sürece değerlendirme süreci diyoruz. Ve bu süreci değerlendiren arkadaşlarımıza ‘denetçi’ demiyoruz, ‘değerlendirici’ diyoruz. Bunun yanında bir de ödül sürecimiz var. EFQM sürecine giren kuruluşlar, ödül sürecine de girebiliyor ki her yıl 3 ile 5 firma bu sürece dâhil oluyor. Biz, Türkiye ve Bursa’da mükemmellik ödülleri veriyoruz. Avrupa’da da verilen mükemmellik ödüllerinin bir parçasıyız. Bursa, hem ülkemiz de hem de Avrupa’da birçok finalist ve ödül alan kurum çıkardı.

  • Eğitim çalışması yapıyor musunuz?

Kalder’in güçlü kaslarından biri de eğitimdir. Bursa’da Kalder Akademi olarak 200’ün üzerinde başlıkta eğitimler veriyoruz. Talep giderek artıyor. Bu eğitimleri artık çalıştay formatında yapmaya başladık. Eğitimleri, Kalder Evi’de düzenliyoruz.

  • Yönetim nasıl belirleniyor?

Kalder’in yönetimi iki yılda bir seçimle belirleniyor. Gönüllülük esasına göre çalışıyor. Yönetim içerisinde Bursa’da çok güçlü kurumların yöneticileri yer alıyor. Biz, sadece asil üyeler değil, yedek üyeler ve denetim kurulu üyeleri de dâhil her ay toplam 20 kişiyle yönetim toplantıları yapıyoruz. Katılım da yüzde 80-90 seviyelerinde gerçekleşiyor. Kalder Türkiye Yönetim Kurulu’nda da Bursa üç kişiyle temsil ediliyor. Orada da etkin bir katılım sağlıyoruz. Öte yandan çevre ve iş güvenliği, eğitim, sağlık ve teknoloji konularında farklı uzmanlık gruplarımız var. Bu gruplar gönüllü üyelerimizden oluşuyor. Ayda bir buluşarak bazı etkinlikler düzenlemek, bazı mesajlar vermek veya farkındalık yaratmak için oluşturduğumuz gruplardır.

  • Bir de ‘Kalite ve Başarı Sempozyumu’nuz vardı. Devam ediyor mu?

Bu yıl 25-26 Mayıs’ta 19’uncu ‘Kalite ve Başarı Sempozyumu’nu ‘Birlikte Güçlüyüz, Birlikte Başaracağız’ temasıyla gerçekleştireceğiz. 25’inde sempozyumu çevirim içi, 26’sında ödül törenini yüz yüze gerçekleştireceğiz. Bu sene ödül sürecimize katılan 4 kurum var: Hitachi Astemo Türkiye, Bandırma Belediyesi, Nilüfer Anadolu İmam Hatip Lisesi, Yıldırım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

  • Sosyal sorumluluk çalışması yapıyor musunuz?

8 yıl önce başlattığımız ‘Saklamıyorum, paylaşıyorum’ projemiz var. Bu da evde bulunan ve artık kullanılmayan kitap ve oyuncakları Kalder’in kumbaralarına ulaştırmaktır. Burada toplanan kitap ve oyuncakları, ülkemizde bunlara erişmekte zorlanan okullara gönderiyoruz.

Yine 8 yıl önce yerelde karikatür yarışması düzenlemeye başladık ve sonra uluslararası ölçe erişti. Uluslararası Kalder Karikatür Yarışması’nı Anadolu Karikatürcüler Derneği ile beraber düzenliyoruz. Mesela geçen yıl bu yarışmaya 56 ülkeden 900’e yakın karikatür katıldı. Yarışmamız, Türkiye’de sürdürülebilen üçüncü yarışmadır. Son iki yılın ilk üçü yabancılardan oluştu. Geçen yılın birinci ve üçüncüsü Ukrayna’dan çıktı. Yarışmada derece yapan eserleri, dijital platformlarda paylaşıyor ve halka açık alanlarda sergiliyoruz.  

Bir de Kalder Ormanı oluşturduk. Göynüklü sırtlarında 10 bin ağaca kadar genişleyebilecek bir alan kurduk. Bizi ziyaret eden ya da bizim ziyaret ettiğimiz kişilere, bu alanda kendi adlarına 7 ağaç dikilmiş olduğunu simgeleyen bir plaket takdim ediyoruz.

Üniversite öğrencilerinden oluşan ‘Genç Kal’ diye bir topluluğumuz var. Kalder Evi, onlara 24 saat açık. Gelip burada kendi içlerinde eğitim, konferans ve etkinlik düzenliyorlar. Üniversitenin son sınıfında veya yeni mezun olan 25-30 kişilik genç gruplara, 17 farklı kalite başlığında 6-7 hafta sonu süren sertifika programı düzenliyoruz. Bu sertifikalar, gençlerin iş bulmalarında avantaj sağlıyor.

  • Bursa’da kurumlarla ne düzeyde iş birliğiniz var?

İş birliği yaptığımız kurumlar oluyor. Sempozyumu, BUSİAD ile düzenliyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ile geçmişte yoğun iş birliğimiz vardı, bir dönem sekteye uğradı. Şimdi rektörümüzün de yaklaşımıyla iş birliklerimiz artıyor. BTSO ile 2 yılda bir mükemmellikle ilgili iyi uygulamaların paylaşımını sağlayan bir etkinlik gerçekleştiriyoruz. Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin Bursa temsilcisi Yeşim Grup, BUİKAD ve BUSİAD’ın oluşturduğu ‘Kadının Güçlendirme Platformu’ paydaşıyız. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile çok güzel projelerimiz var. Her yıl en az iki okulumuz sürecin içerisine katılıyor. Sanayi kuruluşlarının birçoğuyla iletişim halindeyiz.

  • Türkiye’de kaliteye yaklaşımın ve algının doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

Genel anlamda doğru olmadığını düşünüyorum. Bu iş eğitimden başlıyor. Ülke olarak müfredatı, eğitimcileri ve eğitim ortamını iyileştirmek zorundayız. Ama biz tam tersini yapıyoruz. Bu 3 unsur iyileşeceği yerde bozuluyor. Bugün hayatın içerisinde sorumluluk alanlar, bu eğitim düzeninden geliyor. Eğitimde matematik, tarih, felsefe, dil öğretmenin yanında ki bunu dahi beceremiyoruz, bunun dışında çocuklara ahlaklı bir insan olmayı öğretiyor olmamız lazım. Toplum içinde güçlü bir birey, sorumluluk sahibi bir yurttaş olmayı hatta dünya vatandaşı olmayı öğretiyor olmamız gerekiyor.  Ülkede eğitim tamamıyla parasız olmalıdır.

  • Günlük hayatta da kaliteye bakışı etkileyen faktörler var mı?

Kitle iletişim araçlarında özellikle televizyon ve telefondaki bir takım içerikler, çocuklarımızı ve insanlarımızı yozlaştırıyor. Bir dizide insanların birbirini nasıl katlettiğini ve dolandırdığını gösterir ve bunu sürekli topluma enjekte ederseniz insanlar, bunu hayatın bir parçası zanneder. Bu o insanların günlük hayat pratiklerine dönüşür. Bu aslında bir kalitesizlik sorunudur. Biz, aslında ne ekiyorsak onu biçiyoruz.

  • Sizin öneriniz nedir?

Eğitim için benim önerim tıpkı köy enstitüleri gibi artık kent enstitüleri kurulmasıdır. Düzgün bir müfredatla insanlara teorinin yanında uygulamanın da anlatılması gerekiyor. Bunun yanında bizim iyilik hareketlerine ihtiyacımız var. Ama biz ticari ve ahlaki bir çöküntü yaşıyoruz. Aslında biz, mükemmellik modelimizle bu tahribatı onarıyoruz. Ekonomik olarak sıkıntı yaşayan bir ülkeyiz. Çünkü iyi yönetilemiyoruz. Bizi yönetenler de bu eğitim sürecinden geçiyor ve bizden insanlar. Ama yönetim kademesinde etik ve ahlaki değerler çok önemlidir.  Bir başka konu da adalettir. Herkese eşit ve hızlı adaletin tesis edilmesi gerekiyor. Eğitim ve adaleti düzelttiğiniz de ekonomi de düzelir, itibar da artar. Eğitimde fırsat eşitliği ve adalet önünde eşitlik sağlanmalıdır. Bu ülke yönetiminin iradesiyle alakalıdır. Türkiye, ‘önce Türkiye’ demeli ve dışa bağımlılığı azaltmalıdır. Bu gidişatı durduracak olan güç, güçlü iradeye sahip yönetimlerdir.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 09 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 32 54
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 33 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Keçiörengücü 33 48
8. Iğdır FK 33 48
9. Amed Sportif 33 48
10. Ahlatçı Çorum FK 32 47
11. Ümraniye 32 46
12. Esenler Erokspor 32 45
13. Boluspor 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Manisa FK 33 38
18. Şanlıurfaspor 33 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16