Engelli vatandaşların yaşadığı sıkıntıları birinci ağızdan dinleyen Dalgıç, Mudanya’yı engelsiz bir kent haline getirmek istediklerini söyledi. Engellilerin yaşadığı sorunların farkında olduklarını ve bu yönde projeler geliştirdiklerini dile getiren Dalgıç, “Göreve geldiğimizde bütün engelleri kaldırıp, engelsiz bir Mudanya yapacağız. Her bireyin kendine göre ihtiyaçları ve sosyalleşme hakları var. Biz, hep birlikte yaşayacağımız bir kent oluşturacağız ve sosyal alanlarımızı birlikte kullanacak şekilde planlayacağız.” dedi.
21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nü de kutlayan Deniz Dalgıç, “Down sendromunun bir hastalık değil farklılık olduğunu ve farklı olmanın normal olduğunu herkese duyurmak ve bu duyarlılığı arttırmak çok önemlidir. Bu anlamda hepimiz üzerine düşeni yapmalıyız. Down sendromlu bireyler karşılıksız severler ve size gerçekten sevmenin ne kadar anlamlı ve güzel bir şey olduğunu hatırlatırlar. 21 Mart’ın eşit olduğumuzun ve aramızdaki bir sayı farkın fark olmadığının anlaşıldığı bir gün olmasını diliyorum.” dedi.
SOSYAL BELEDİYECİLİK
Atatürk’ün gösterdiği yolda ve CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket edeceklerini vurgulayan Dalgıç, “Bizim herkese gözümüz, gönlümüz açık. Herkesin varlığını biliyoruz. Engelli dostlarımızdan, yaşlılarımızdan, emeklilerimizden, sosyalleşemeyen, spor yapamayan ve kötü alışkanların pençesinde olan gençlerimizin de farkındayız. Bunlara kayıtsız kalmamız mümkün değil ve biz de kalmayacağız.” diye konuştu. “Hep birlikte Mudanya’yı yeniden inşa edeceğiz ama bu bina yapmaktan öte bir fikir ve duygu inşası olacak” diyen Dalgıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bundan 101 yıl önce Mudanya’da bir duygu ve Cumhuriyet ruhu inşa edildi. Biz bunu tekrar, toplumun her kesimiyle birlikte, yeniden el birliğiyle oluşturacağız. Mudanya, tarih boyunca birçok kültürün barış içinde yaşayabildiği bir kent olmuş. Bu kültürün içindeki en önemli unsur da çok seslilik. Engellilerimiz de bu çok renkliliğin bir parçası. Biz bu çok renklilikle, barış ve kolaylık içinde, paylaşarak huzur içinde yaşayacağız.”
