Yüreğimiz Hep, Bursa’da Atıyor

Haber: N. Nuri Yavuz

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu, MHP İl Başkanı M. Cihangir Kalkancı, MHP İl Başkan Yardımcıları Cemal Ersoy ve Sertaç Yurdacan, Bursa Görüş gazetesini ziyaret etti. Gazetenin imtiyaz sahibi Ferruh Varanoğlu’nun ev sahipliğindeki buluşmada MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman Bursa Görüş’ün sorularına yanıt verdi.

• Seçimlere 1 yıldan az bir zaman kaldı. MHP’nin saha çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Salgınla birlikte uzunca bir ara vermek zorunda kaldığımız sürece müteakip normalleşmenin başlamasıyla ilk olarak 9 bölgede miting gerçekleştirdik. Devamında 81 ilde programlar yaptık. Sonrasında da ülkedeki tüm ilçeleri kapsayacak şekilde halen devam etmekte olan ‘2023’e Doğru Anlatma ve Aydınlatma’ temalı ilçe ziyaret programlarını organize ettik. Kurban Bayramı öncesinde ülke genelinde 604 ilçe ziyaretimiz tamamlanmıştı. Bayram sonrası yine Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda divan üyesi arkadaşlarımız, milletvekillerimiz, merkez yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan müteşekkil heyetlerle ilçe programlarını sürdürüyoruz. Meclis açılıncaya kadar kısmet olursa bu ilk tur ziyaret programlarını tamamlamış olacağız.

• Bursa’da gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?

Bursa’da bu programlar başlamazdan önce de biz, sayın milletvekilimizle (M. Hidayet Vahapoğlu) ilçe ziyaretlerini hiç ihmal etmedik. Birkaç tur ilçeleri ziyaret imkânı bulduk. Teşkilat mensuplarımız ve vatandaşlarımızla bir araya gelmeye vesile olabilecek organizasyonlara iştirak ettik. Memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki tüm bu çalışmalarda biz, alanda vatandaşımızla yüz yüze ve birebir ülke gündemini değerlendirme, geleceğe dair kanaatlerimizi aktarma, ülkemizin maruz kaldığı tehdit ve tehlikeleri dolayısıyla 2023 yılında gerçekleştirilecek olan seçimlerin çok ehemmiyet arz ettiğini lisani münasiple paylaşma imkânımız oldu.

• Bu programlar çerçevesinde sahadan ne tür mesajlar aldınız?

Vatandaşımızın bu konuda çok ciddi bir sorumluluk anlayışı içerisinde meseleleri takip ettiğini memnuniyetle müşahede ettik. Tabi ki günlük hayatımızda pandemiden sonra tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli alanlarda muhatap olduğumuz sıkıntılarımız mevcut. Ekonomide dar gelirli vatandaşlarımızın sıkıntılarını göz ardı etmek mümkün değil. Ama yine memnuniyetle ifade etmek isterim ki insanlarımız, bütün bu olumsuzluklara rağmen ülkemizin geleceğine dair umutlarını hiç yitirmeden bu problemlerin çözümünün mümkün olduğunu ifade edebilme, çaresizlik içerisinde bulunmadığını bizimle paylaşabilme ferasetini yine bu çalışmalarda ortaya koydu. Bu bence çok önemli bir husustur. Yani insanların umudunu yitirdiği, karamsarlık içerisinde olduğu, geleceğe dair ciddi bir güvensizliğin hâkim olduğu toplumlarda her türlü provokasyona açık zemini kollayanlar için uygun bir iklim demek olur. Ki hamd olsun biz de bu necip milletin asaletinden, ferasetinden, sağduyusundan her dönem olduğu gibi ülkenin içinde bulunduğu kritik şartlarda o feraseti sayesinde el yordamıyla bile olsa bütün algı operasyonlarına rağmen hakkı teslim ve ülkenin geleceğine sahip çıkma adına doğruyu bulduğuna şahit olduk. Bu dönemde de çok ciddi algı operasyonlarına rağmen Cumhur İttifakı’na vatandaşımız güveniyor. Ülkenin geleceğine dair samimiyet ve iyi niyetle bir gayret ortaya konulduğunu görüyor ve bunu bizimle paylaşıyor. Vatandaş aynı samimiyetle problemlerini ve beklentilerini de bizimle paylaşıyor.

• Vatandaşın ifade ettiği beklenti ve problemler Başkent’te bir karşılık buluyor mu?

Hamd olsun ülkemiz, içerde ve dışarda çok ciddi tehdit ve tehlikelerle boğuştuğu süreçte bile vatandaşımızın çözüm bekleyen problemlerine yönelik de ciddi bir gayret ortaya koyuyor. Uzun yıllara dayalı problem alanlarının çözüme kavuşturulmasına yönelik önemli adımlar atılıyor. Önümüzdeki süreçte atılacak yeni adımlara dair de ciddi hazırlıklar yapılıyor. Mesela özellikle siyaset kurumunun önemli aktörlerinin istismardan bir türlü imtina etmedikleri; ‘3600 Ek Gösterge’, ‘EYT’, ‘KYK Faizleri’ gibi pek çok konuya yönelik hükümetin yaptığı ve hayata geçirmek için de hazırlıklarını sürdürdüğü bir dizi uygulamalar söz konusudur. Ekonomi de de vatandaşımızın geçim sıkıntısını minimize edebilecek bir takım hazırlıklar yapılıyor.

• Vatandaşın MHP’ye yaklaşımı nasıl?

Alanda Milliyetçi Hareket Partisi’nin çok ciddi bir karşılığı var. Özellikle vatandaşımız; 15 Temmuz 2016 tarihinde devletimizin maruz kaldığı o ihanet kalkışması yaşanırken ülkenin geleceğine dair Sayın Genel Başkanımızın ortaya koyduğu feraseti ve samimi duruşu, Türk Milliyetçilerinin ülkenin bekası söz konusu olduğunda neleri göze alabileceğini, gösterdiği cansiperane duruş ve gayreti biliyor, takdir ediyor. O günden bugüne hiçbir karşılık beklemeksizin, kapalı kapılar ardından hiçbir pazarlık olmaksızın temel milli meselelerde, ülkenin iç ve dış güvenliğinde, terörle mücadelede Milliyetçi Hareket’in ve Sayın Lideri’nin kayıtsız şartsız mevcut hükümete desteğini görüp memnuniyetini de vatandaşımız ifade ediyor. 2023 seçimleri, Türkiye için bir kader seçimidir. Umudumuz; bu seçimlerde aziz milletimiz, ülkede bir krizin, kaosun ve kargaşanın yer bulmamasını temin konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek Sayın Cumhurbaşkanımızı ilk turda seçecek ve MHP’yi de güçlü bir grupla Meclis’te temsil imkânına kavuşturacaktır. Böyle umut ediyor ve buna dair samimi işaretleri görüyoruz. Bu çerçevede de biz, tüm teşkilat birimlerimiz ve mensuplarımızla önümüzdeki seçimlere hazırlanmanın ve oradan umut ettiğimiz neticenin temini konusunda da cansiperane bir gayret ortaya koyuyoruz.

• MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Eylül’de Bursa’da miting düzenleyecek. Bu program için hazırlıklar ve öngörünüzü paylaşır mısınız?

Bursa, geçmişten bugüne MHP Genel Merkezi’mizin yapmış olduğu ve ev sahipliğini üstlendiği bütün organizasyonlarda son derece başarılı olmuş bir ilimizdir.  Bu konuda ciddi tecrübeleri olan teşkilat yapımız var. Dünden bugüne çok uzunca yıllardır teşkilatların değişik kademelerinde emeği geçmiş çok güzide kadrosu olan bir şehirdir Bursa. 11 Eylül’de yapacağımız mitingin de geçmişte olduğu gibi yoğun katılımlı, gerçekten üst düzeyde bir heyecanın yaşanacağı bir miting olacağını umut ediyorum. Bu konuda başta İl Başkanlığımız olmak üzere bütün teşkilat mensuplarımız bu sorumluluk anlayışı içerisinde çalışmalarına başladı. Biz de Sayın Vekilimizle beraber, bu konunun hazırlıklarına müdahil olduk. Bize düşen hususlar konusunda yardımcı olmaya gayret sarf edeceğiz.

• MHP Genel Sekreterisiniz. Haliyle gündeminiz yoğun. Hem genel politikalar, hem iç ve dış gelişmeler açıklama ve beyanlarınızda yer buluyor. Peki, Bursa’nın sizin gündeminizdeki yeri nedir? Bir Bursa milletvekili olarak kenti nasıl takip ediyorsunuz?

Biz, Bursa milletvekilleriyiz. Partide tabi ki farklı sorumluluklarımız olabilir. Türkiye’nin temel gündemiyle ilgili gerek Bursa’da gerek diğer illerde ve ilçelerde Genel Merkezimizin organize ettiği programlara iştirak ediyor olabiliriz. Ama biz, yüreği hep Bursa’da atan insanlarız. Ben, çok uzunca yıllar Bursa’da siyaset yaptım. Parlamentoda yer aldığım günden bugüne hem geçmiş dönemdeki milletvekili arkadaşlarımızla birlikte hem de bu dönem Sayın M. Hidayet Vahapoğlu ile beraber Bursa’nın çözüm bekleyen bütün problemlerine öncelikli vakit ayıran, ilgi duyan ve gündeme taşıma konusunda da samimi bir gayret ortaya koyan yaklaşım içerisinde olduk. Kaldı ki bakın ‘2023’e doğru İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma’ programlarımıza tüm muhtarlarımız,  sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz iştirak etti ve bizi yalnız bırakmadı. O toplantıların bitiminde biz, tüm muhtar ve STK temsilcileriyle oturup birebir sohbet ettik. Kendi yerel sorunlarını bizimle paylaşmalarını müteakip Sayın Milletvekilimiz, pek çok konuyu Meclis’te soru önergeleriyle gündeme taşıdı ve çözüme kavuşması hususunda takipçi olduk. Biz, Bursa’dan hiç ayrı değiliz. Bursa’dan hiç ayrı düşmedik. Bursa Gündemini hep yakinen takip ettik.

• Örnek verir misiniz?

Biz, Meclis’te yer aldığımız dönem boyunca mesela Dağ Bölgesi’nin kalkınmada öncelikli yöreler statüsüne kavuşturulmasına yönelik birkaç defa kanun teklifi verdik. Biz; büyüyen, gelişen ve artık kabına sığmayan Bursa’da yeni ilçeler oluşmasını temin için çok ciddi çalışmalar ve hazırlıklar yaptık. Bunları kanun teklifleriyle Meclis gündemine taşıdık. Bu ve benzeri pek çok Bursa meselesini Meclis gündemine taşıyan, Bursa’dan hiç kopmayan bir anlayış içerisinde olduk. Belki benim Genel Sekreterlik görevinde bulunuyor olmam münasebetiyle daha çok genel konulara dair değerlendirme yapıyor olmam veya açıklamalarda bulunmamdan kaynaklı böyle bir değerlendirme yapılmış olabilir. Ki buna da saygı duyuyorum.

• Son olarak Cumhur İttifakı’nın adayı olarak seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın geride kalan süredeki performansını yorumlar mısınız?

Alinur Aktaş Bey bizim belediye başkanımız. Cumhur İttifakı’nın belediye başkan adayı idi. Seçimlerde biz, bütün teşkilat mensuplarımızla seçilmesi konusunda üzerimize düşen görevi yerine getirmenin gayreti içerisinde olduk. Dolayısıyla Alinur Aktaş Bey, belediyecilik konusunda tecrübeli bir arkadaşımız. İnegöl’de uzun süre belediye başkanlığı yaptı. Bursa’yı tanıyan, problemlerini ve önceliklerini bilen dolayısıyla sorumluluk emanet edildiği günden bu yana da gördüğümüz kadarıyla imkânlar el verdiği ölçüde bu problemlerin çözümü için samimi bir gayret içerisindeki çalışmalarına şahit oluyoruz. Ben, başarılı buluyorum. Henüz yerel seçimlere 2 yıl gibi bir süre var ve bu zaman içerisinde de vaat ettiği pek çok konuda da önemli adımlar atacağına samimiyetle inanıyorum. Samimi, çalışkan, gecesini gündüzüne katarak Bursa için fedakârlık anlayışı içerisinde ter döken gayret sarf eden bir kardeşimizdir.

• Güncel dış politik gelişmeler hakkında da kısa bir yorumlama yapar mısınız? Bilhassa Rusya ve Suriye ile ilişkiler bağlamında…

Türkiye Cumhuriyeti devleti, zor bir coğrafyada bulunuyor. Asırlardır herkesin iştahını kabartacak her anlamda potansiyele sahip çok müstesna bir coğrafyadayız. Bu coğrafya, hepimizin bildiği gibi çok kolay da vatan haline gelmedi. Dolayısıyla bu zor coğrafyada varlığını sürdürmek isteyen milletlerin, etrafındaki bütün ülkelerle iyi komşuluk ilişkilerine dayalı karşılıklı hak ve menfaatlerini koruyup gözeten bir anlayış içerisinde dış politika yürütmesi en tabi hakkıdır. Bu anlamda Rusya ile yürütülen ilişkilerin aklıselim, doğru ve uygun olduğunu düşünüyorum. Etrafımız ateş çemberine dönmüş vaziyettedir. Yani istikrarsızlığın hâkim olduğu bu coğrafyada herkesle kavga ederek problem üstüne problem yaşayabilecek bir atmosferde 80 küsur milyon insanın rızkını temin etmek, geleceğine dair sağlıklı hesaplar yapabilmek mümkün mü? Değil. Türkiye kendine yakışan, tarihi misyonu ve müktesebatına uygun bir dış politika yürütüyor. Son derece de başarılı. Türkiye, problemlerin üstesinden gelmeye muktedir bir ülkedir. Vatandaşımız müsterih, rahat ve emin olsun. Türkiye, yine ayağa kalkacak. Aslında Türkiye gerçekten kabuğunu kıran, bölgede lider ülke olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir hüviyet ortaya koymaya başladığı için da başı sıkıntıdan kurtulmuyor.  

BURSA’DAN KOPUK DEĞİLİZ!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu da Bursa Görüş’ü ziyaretinde kentin sorun ve ihtiyaçlarını yakından takip ettiklerini vurguladı: Bursa ile birlikte yaşıyoruz… Biz, Bursa’dan hiçbir şekilde kopuk değiliz…

---

MHP Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu, Bursa Görüş’e heyet olarak gerçekleştirdikleri ziyarette kendisine yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi.

• İzninizle aynı soruyu size de yöneltmek isterim. Bursa, MHP Bursa Milletvekillerinin ne ölçüde gündeminde yer alıyor? Bursa’yı nasıl takip ediyorsunuz ve neler yaptınız?

Sayın Genel Sekreterimin biraz önce ifade ettiği üzere salgından kaynaklı sıkıntılar döneminde biz teşkilatlarımızla beraberdik, dışarıya fazla açılamadık. Zaten mevcut devlet yönetiminin kararıyla birçok yer kapatılmıştı. Temaslar sınırlı hale getirilmişti. Ama biz, teşkilatlarımızla irtibatımızı sürdürdük. Normalleşmeyle birlikte bütün ilçelerimizi gezdik. Bütün belediyeleri ziyaret ettik. Muhtarlarla bir araya geldik, problemlerini taradık. Ve gündeme getirdik.

• Örnekler misiniz?

Örneğin Şevketiye’de bir sel oluyor. Tarım arazileri su altında kalıyor. Biz, bunu Tarım Bakanlığı nezdinde gündeme getiriyoruz. Vilayet nezdinde gündeme getiriyoruz. Ama maalesef ya medya duymuyor ya da bunu işlemiyor. Bir göletin yenilenmesi ve sulama kanallarıyla ilgili sorun iletiliyor. Biz DSİ nezdinde girişimde bulunuyoruz. Haftasında gelip proje uygulanıyor. Bir ilçemize hapishane yapımı söz konusu oluyor. İlçedeki AK Parti, MHP ilçe başkanları ile Belediye başkanı çıkıp geliyor. Genel Başkanımızın bilgisi ve izniyle bakanla görüşüyoruz ve bu konunun da yönünü değiştiriyoruz. En son Nilüfer Çayı konusunu gündeme getirdik ve ısrarla takip ediyoruz. Kısacası biz, Bursa ile ilgileniyoruz. Bursa ile birlikte yaşıyoruz. Bursa, şuan üretim ve ihracatta dördüncü sıraya geriledi. Bu kadar üreten bir kente gelen ve kentten giden maddelerin lastik tekerlekle taşınması mümkün değil. Dünyada böyle bir uygulama yok. Osmanlı’nın gördüğü, bizim ihmal ettiğimiz demiryolunun ve daha güçlü bir limanın yapılmasını sürekli gündeme getiriyoruz. Burada altını çizmek isterim ki bazı konuları ben gündeme getiriyorum ama biz iki Bursa milletvekili olarak diyalog halindeyiz. Meclis’te konunun gündeme gelmesinde benim imzam olabilir ama bilinmeli ki o sürecin ana fikrinde, gelişmesinde ve takibinde genel sekreterimin var. Biz, Bursa’dan hiçbir şekilde kopuk değiliz.

• Seçime doğru anket piyasası yine hareketlendi. MHP’nin anketlere ve anketçilere bakışı biliniyor. Anketlerle en manipüle edilen parti de MHP olarak görülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Anketle üzerinde en fazla oynanan siyasi parti MHP’dir. Niye? Dünyanın bütün ülkelerinde milli direnci temsil eden organizasyonların sürekli üzerine gidilir. Burada bir noktanın vurgulanması gerekiyor. Seçimler yaklaşırken Demirtaş ve o ekolün uzantıları, HDP’yi denge ve kilit partisi durumuna getirebilmek için belli argümanları piyasaya sürüyor. Kürtçü parti olarak HDP’nin karşısına Türkçü parti olarak bizi göstermelerini kabul etmiyoruz. Ama bunlar, onu yükseltirken bizi küçültmek zorundalar. Meral Akşener’i büyütürken bizi küçültmek zorundalar. Bir basın mensubu olarak Meral Akşener’in yayınlanan bütün görüntülerine dikkat edin; omuz hizasından etrafındaki 2-3 halkayı alacak şekilde çekim yapılıyor. Ve başkasının çekimine izin vermiyorlar.  Bir parti genel başkanı olarak 100-150 kişilik gruplara hitap ediyor. Bu bir algı operasyonudur. Bu operasyonda maalesef operasyonun unsuru olmayan medya kuruluşları da buna alet oluyor. Bunun farkına varılması gerekiyor.

Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin söylediği şudur: ‘15 Temmuz 2016’ya kadar ne söylediysem orada duruyor ve arkasındayım.’ Ama Türkiye’nin şuanda sıkıntıya girmemesi gerekiyor. Bizim en güçlü müttefikimiz dediğimiz ve bile bile birlikte hareket ettiğimiz Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve ABD’dir. ABD, bizim uluslararası nitelikteki temel anlaşmamız Lozan’ı imzalamamış bir devlettir. AB aynı şekilde… Meral Akşener de Selahattin Demirtaş da ve bunlara destek veren CHP de dâhil olmak üzere hepsi, Birinci Dünya Savaşı döneminde bölgeyi tanzim etmek üzere ileri sürülen Wilson prensiplerinin devamı niteliğindeki partilerdir.

• Bu ifadeleri biraz daha açar mısınız? Bir de MHP ile özdeşleşen ‘beka’ gündemi hakkında değerlendirme yapar mısınız?

Türkiye’den yeni bir takım ülkeler çıkarma hedefindedirler. Bu Ermenistan’ı genişletmek olabilir. Kürdistan devleti kurma çabası olabilir. Ama hangi Kürdistan? Ben, Şark’ta büyüdüm. İlkokulu Şırnak’ta tamamladım. Eruh ile Uludere’nin arasında bir ilçeydi o zamanlar. Eruhlu ile Uludereli veya Şırnaklı anlaşamazdı. Şimdi bunların hangisini birleştireceksiniz? Biz, beka derken sokakta rahat gezilince hiçbir şey yok sanılıyor. Doğru, 15 Temmuz’un ertesi günü millet işinin başındaydı. Ama ne oldu o gün? O neyin devamı idi? Türkiye 2023’ü görmeyecek diyen birileri gezdi. Bunlara çok dikkat etmek zorundayız. Bu bir vehim değil. 20 yılını bu konulara harcamış biri olarak söylüyorum; uykularım kaçıyor. Allah razı olsun ki Devlet Bahçeli gibi bir isim var. 15 Temmuz gecesi biz yanındaydık. 1 gün önce birbirlerini en fazla eleştiren iki liderden biri darbeye maruz kalıyor, diğeri diyor ki ‘biz, seçilmiş hükümetin yanındayız.’ Biz, dengeyi bozduk. Ben asker kökenliyim. Askerin içerisinde devletin yanında yer alan darbeye karşı olan kesimi cesaretlendirdik. Polisin içindeki darbeye karşı olanları da cesaretlendirdik. Bize güvenen, ‘MHP bu ülkenin sigortasıdır’ diyen vatandaş sokağa indi. Biz, dengeyi ve oyunu bozduk. Bunun için bize kızıyorlar. Türkiye’de aleyhine en fazla konuşulan lider Devlet Bahçeli’dir. Niye? Çünkü attığı bu adımlarla Türkiye Cumhuriyeti devletini ayakta tuttu. Şuan siyasi istikrar olduğu için vatandaş sokakta rahat geziyor, ticaretini yapabiliyor.

• 15 Temmuz demişken bir de son günlerde kamuoyuna yansıyan Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘Devlet Şeref Madalyası’ önerisi var. Bu konuda da bilgi verir misiniz?

Biz, taltif etmeyi fazla beceremeyen bir toplumuz. Biz hep dostumuzun zaaflarını görürüz. Hâlbuki iyi yönlerini ve hizmetlerini de takdir ve taltif etmemiz gerekir. Motivasyonu yüksek olan kişiler, daha da kaliteli ve nitelikli hizmet sunar. Bu sistemin işletilmesi gerekiyor.

ZİYARETE DAİR İZLENİM

MHP Lideri Devlet Bahçeli, şöyle diyor: “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben…” MHP’nin ilçe başkanından il başkanına, milletvekilinden parti genel sekreterine bu sözün felsefi derinliğinin içselleştirildiğini görüyoruz.

Kırılma noktası olan 15 Temmuz sonrasında iktidarın yanında konumlanan MHP’nin pazarlıksız ve herhangi bir talebi içermeyen ortaklık samimiyeti Türk siyasi tarihine geçmiştir.

Bugün olası bir iktidar ihtimali için bile masa kuran ve şart koşanların aksine Sayın Bahçeli’nin ‘ülkenin bölünmez bütünlüğü’ için sergilediği ve partisini yönlendirdiği ‘önce ülkem ve milletim’ çizgisi son derece kıymetlidir.

Bu çizginin önemi, kafasını kaldırıp ülkenin tüm sınırlarında yanan ateşi gören herkesçe fark edilmektedir. Milliyetçi Hareket’in Türkiye’nin geleceği açısından rolü ve misyonu taraflı tarafsız herkesçe bilinmektedir.

Bu rol ve misyona dair şuur, parti teşkilatlarının her kademesinde görülmektedir. Bilhassa Bursa’da uzun yıllar siyaset yapan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın deneyimli kimliği buna örnektir. Evet, Büyükataman Bursa’nın Başkent siyasetine kazandırdığı bir markadır. Ama daha önemlisi siyasi kariyerinin temiz, şaibesiz ve menfaat ilişkilerinden ari bir marka olmasıdır.

Bursa’da rant ilişkilerine bulaşmış, bireysel çıkarını toplumsal kazanımların önüne koymuş siyasi figürlerin aksine Büyükataman, ‘Önce ülkem ve milletim’ felsefesinin bir neferi olarak politika yapmaktadır.

Son 1 yılda MHP Bursa’nın gerçekleştirdiği birçok programa katıldım. Hem teşkilatlarca hem de vatandaş tarafından Büyükataman’a gösterilen saygı, sevgi ve güvenin kaynağının bu temiz siyasi profil olduğu açıktır.

Hem ülkede hem de Bursa’da ihtiyacımız olan temiz siyasettir. Bunun için vicdanlı, yetim hakkını gözeten, şehitler emaneti bu ülkenin her bir karışını kutsal sayan; bayrağı, vatanı, devleti ve milletiyle ülkemizin geleceğini inşa etmek adına çabalayan siyasi kimliklerin sayısını artırmalıyız.

Salt ideolojik tutunmalar, saplantılar ve önyargılarla şekillenen siyasi tercih ve yönelimler, bazen ülkelerin bir akıma veya akışa kapılmasına neden olabilmektedir. Bunun için özellikle günün küresel şartlarını gözeten bir siyasi okumayla tercih yapmak gerekir.

Bu bağlamda MHP belki de en tarihi dönemini yaşamaktadır. MHP İl Başkanı M. Cihangir Kalkancı, bir röportajımızda “Belki de tarihimizde ilk defa vatandaşa ne olmadığımızı değil de ne olduğumuzu anlatıyoruz” demişti. Bu son derece kıymetli tespiti ben de sahada gözledim.

Ekonomik şartlardan kaynaklı olarak iktidara tepkili görünse de vatandaş, sahada MHP ile kurduğu iletişimde çoğu zaman saygın ve samimi bir yaklaşım sergiliyor. İnegöl, Yenişehir, Yıldırım, Nilüfer ve Osmangazi’de katıldığım MHP programlarında yalnızca teşkilatların değil vatandaşın da MHP’nin çabasının ne olduğunu anlayabildiğini gördüm. Bu MHP adına çok kıymetli bir noktadır. Bu anlayışın yaygınlaşması için de sosyal önyargıların kırılması gerekiyor. Bu bağlamda Bursa’da MHP’nin potansiyelinin yüksek olduğu görünüyor.

Anketlerin aksine Bursa’da MHP, son seçimlerin üstünde bir sonuca çok yakın duruyor. Çünkü teşkilatların sahadaki çalışmaları, gayreti ve samimiyeti bu başarıyı hak ettiklerini gösteriyor.

---

NOT: MHP heyetinin yoğun ziyaret programı dolayısıyla 1 saatle sınırlı kalan programda heybemdeki tüm soruları yöneltemedim. Ama yine de sorularıma içtenlikle cevap veren Sayın Büyükataman ve Vahapoğlu’na teşekkür ederim. Ayrıca bu ziyareti organize eden başta MHP İl Başkanı M. Cihangir Kalkancı olmak üzere Başkan Yardımcıları Cemal Ersoy ve Sertaç Yurdacan’a teşekkür ediyorum.