banner69

09.11.2021, 11:48

Türkiye’deki Kentleşme: Dünü Bugünü

Türkiye’de Kentleşmenin Serencamı…

Kentleşme, ülkemizde 1950’lerde hareketlenen sanayileşme ile birlikte “itici, iletici ve çekici faktörlerin” etkisi paralelinde kırdan kente artarak devam eden iç göçün tetiklemesiyle belirgin bir hal almış, 1960’lı ve 1970’li yıllarda hızlanmış, 1980’li ve 1990’lı yıllarda en önemli sosyal, ekonomik ve siyasal gündem maddelerinden biri olmuştur. Kentler, özellikle de büyük yerleşim merkezleri bu dönemde yoğun göçü tolere edebilecek alt ve üst yapı imkanlarından mahrum oldukları için, sağlıksız bir şekilde büyümüş ve toplumsal sorunların merkezi ve menşei olmuştur.

Cumhuriyet idaresinin “modernite projesi” olarak baktığı kentleşme, yönetilebilir bir politika olmaktan çıkmış ve kentlerimizdeki ironik dual yapı ve durumlara adeta boyun eğilmiştir. Bunun yanında kent toprağı bir rant kaynağı haline getirilerek, “anomik kentleşme” karakterinde “hormonal büyüyen metropoller”, yöneticilerimizi içinden zor çıkılır hallere düşürmüştür.  Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusumuzun sadece dörtte biri kentlerde yaşarken, bugün dörtte üçü kentlerde dörtte biri kırsal alanlarda yaşamaktadır. Ne ki kentlerimizle birlikte dertlerimiz de büyümüş ve bunların büyüklüğü oranında da çözümler üretme sorumluluğu omuzlarımıza yüklenmiştir.

2000’li yıllar ise iktidar değişikliği ve politik istikrarın belli bir dönem sağlanmasıyla kentlerimizin gerek fiziki durumlarında ve gerekse sosyo-kültürel ortamlarında biriken ve artık taşınması iyice zorlaşan sorunlar yumağına siyasi iradenin köklü ve kalıcı çözümler üretmek maksadıyla yasal ve kurumsal düzenlemeleri hayata geçirdiği bir zaman kesiti olmuştur.

Kentleşmede Bugün İtibariyle Genel Durum

Türkiye kentleşmeye devam etmektedir. Bugün büyükşehirlerin kapsadıkları alanlar dikkate alındığında kentleşme oranımız yüzde 90’ı aşmış durumdadır. Yetmiş yıldır süren bu hareket hızını bir ölçüde kaybetmiş olsa da hali hazırda kırsaldan kentsel alanlara, küçük kentlerden büyük kentlere, doğudaki kentlerden batıdaki kentlere iç göç sürmektedir. Bilhassa Batı Anadolu’daki büyükşehirlere ve Güneydoğu Anadolu’daki büyükşehirlere doğru gerçekleşen nüfus hareketi sürmektedir. Bunlara bir de yurt dışından gelen göçleri ve mülteci akınını da ilave edersek durum daha da yoğun bir görünüm sergilemektedir.

Büyükşehirlerimiz, Batı bölgelerimizdeki yerleşim merkezlerimiz ve güneydeki sınır illerimiz başta olmak üzere, Türkiye’de kentleşme sürmektedir. Kentlerimizin alanları, nüfusları ve barındırdıkları toplumsal unsurların çeşitliliği artmaktadır.

2000’li Yıllardaki Düzenlemeler ve Getirdikleri

Günümüzde yerel yönetimlerde ve kentsel politikalarda radikal ve rasyonel düzenleme gereksinimlerinin devam ettiği, kent yönetimlerinde yapısal ve işlevsel etkinliğin sağlanmasına yönelik yasal ve kurumsal değişikliklere gitme ihtiyacının kendini yeniden hissettirdiği söylenebilir.

Bu alanda yakın geçmişte (2004-2012 yılları arasında ve devamında) kanun ve yönetmeliklerin art arda yayımlandığı bilinmektedir. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi, 2005’de çıkarılan 5393 sayılı Belediye Yasası, yine 2005’de çıkarılan 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası, aynı yıl çıkarılan 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasası öncü ve dönüştürücü yasalar olmuştur. Bu süreçte çıkan yasalardan ikisini burada konumuz açısından değerlendireceğim. Bunlardan biri de siyasal, idari, iktisadi ve toplumsal gündemimizde geniş yankı bulan iki kanunun özellikle dile getirilmesi gerekir.  

İlki Türkiye’nin genelinde ve bilhassa afet riski yüksek şehirlerde gecikmiş bir kamusal politika ve uygulama aracı olan kentsel dönüşümü amaçlayan, 2012’de çıkarılan ve kısaca 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak bilinen Kanundur (Kanunun tam adı: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun). Aynı yıl (2012’de) Uygulama Yönetmeliği de yayımlanan bu politika ve prosedür, Türkiye açısından devrim niteliği taşıyan ve insanımızın şehirlerde güvenlik ve esenlik içinde yaşamalarını sağlayacak dev bir adımdır. Halen çalışmaları devam eden bu süreç 2030’lu yıllara kadar gündemden düşmeyecektir. Bu yeni düzenlemeler ve ardından yapılan düzletmeler sayesinde ilmi yöntemler izlenerek ve etkili işbirlikleri çerçevesinde yürütüldüğünde kentlerimizin adeta gömlek değiştirmesini temin edebilecektir.

İkinci düzenleme ise yine 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanan ve Mart 2014 yerel yönetim seçimleriyle geçerlik kazanacak olan kısaca adına 6360 sayılı Yeni Büyükşehir Yasası” denilebilecek olan Kanundur.  Optimal alan ve nüfus yönetimine odaklanan, kıt ekonomik kaynakların etkin ve verimli kullanımına katkı sağlama potansiyeli olan, bu yasal düzenleme, mahalli idarelerde metropol belediyeleri hacmini de aşan “büyük alan yönetimi”nin ülkemizdeki ilk örneği olacaktır.

Yasalar Yetiyor mu? Ya Uygulama Ne Durumda?

En iyi yasalar gereğince ve yeterince uygulanmadığında işlevsiz kalabilir. Bu temel bir gerçekliktir. Yukarıdaki yasaların gerektiği şekilde uygulanması halinde pek çok kentsel sorun çözüme kavuşmuş olabilirdi. Sözü edilen bu önemli yasal düzenlemelerin ve bunların öngördüğü faaliyetlerin devam edeceği ve tüm bu çalışmaların kentlerimizin daha yaşanılır, güvenli ve sağlıklı mekanlar olmasına yardım edeceği umulmaktadır. Tam bu noktada Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ve kent yönetimi ve politikalarında uygulaması elzem olan, aynı zamanda yeni Büyükşehir Yasası’nın da bu anlamda bir fırsat sunduğu “bütünleşik kentsel gelişme” mantığını da zihni ve fiili enstrümanlarıyla hayata geçirmenin zamanı gelmiştir.

Bu mantık öncelikle bir zihni dönüşümü gerektirmekte ve il bütünlüğündeki yeni metropollerle, bunların dışındaki il merkezi belediyelere kapsayıcı ve entegre bir yönetim, planlama ve denetim anlayışıyla yaklaşmayı önermektedir. Bunun ilk ve en önemli adımı ise bütünsel nitelikte ve vizyoner bakış açısıyla hazırlanacak olan “Kent Vizyon”ları ve “Kent Anayasaları”dır.

Kent Vizyonu ve Kent Anayasası

Kent Vizyonları, bir metropolün veya kentin, insan ve mekan eksenlerinde tümünü, tüm sektörlerini ve işlevlerini, bugününü ve geleceğini, fırsat ve olanaklarını, zayıf ve güçlü yanlarını, mukayeseli üstünlüklerini, avantaj ve dezavantajlarını analiz ederek geleceğe dair ortak bir temel görüş oluşturma girişimi ve bu girişimin diğer kent plan ve belgelerine ışık tutacak ana bildirgesi niteliğindedir. Bir nevi şemsiye bir plandır. Kent Vizyonu ve Kent Anayasasından oluşan ana plandan sonra stratejilerin, proje ve programların ortaya konulacağı il bütünlüğünde bir “stratejik plan” hazırlanmalıdır.

Bu iki temel çalışma, il çevre düzeni planına, sektörel master planlara, imar planlarına, uygulama planlarına ve daha alt planlama ve projelendirme çalışmalarına yön vermeli ve onları ihata etmelidir. Burada şu önemli hususun altını çizmek gerekir; Kent Vizyonu ve Kent Stratejik Planı, bir imar planı ya da fiziki planlama değildir. İmar planları, çevre düzeni planı gibi planlama türleri, özünde mekansal planlamaya dönük birer fiziki plan enstrümanlarıdır. Vizon planları ise diğer tüm planlara ilham veren, gelecekte gidilecek yönü gösteren, insan-mekan ekseninde kenti tüm değişkenleriyle içeren bir temel bakışı ifade eder.

Kalkınmanın Anahtarı Sağlıklı Kentsel Gelişme

Ülkemizin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal birçok sorununun sebebi olan, aynı zamanda bu sorunların da bir sonucu durumunda bulunan kentsel nitelikli sorunların çözümü, Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalkınmasını daha rafine bir içeriğe kavuşturacak ve hızlandıracaktır. Kentsel kalkınma, ulusal kalkınmanın en önemli referansı ve dinamosudur. Kentlerdeki sorunların çözümü, refah, güvenlik ve adaletin tesisinde birinci derecede önemlidir.

Kentlerimizdeki sıkıntı ve darboğazların giderilmesi, her şeyden önce politikacıların, yerel yöneticilerin, akademisyenlerin, bürokratların, mimarlar, şehir plancıları, inşaat mühendisleri ve ilgili diğer meslek uzmanlarının ve sivil toplumun müşterek, disiplinli, iyi niyetli ve gayretli çalışmalarına bağlıdır. Bu çalışmaların bilimsel perspektifte ve sistemli bir şekilde yürütülmesi gerekir. Kente ve kentleşmeye dair kamu politikalarının oluşturulması ve kararlılıkla yürütülmesi, bu kesimlerin ve tüm toplumsal birimlerin sorumluluğundadır.

Türkiye’nin çağı yakalaması, topyekün kalkınması ve bölgesel bir güç merkezi haline gelmesi için kentlerindeki sorunları ivedilikle ve istikrarlı bir irade ile çözmesi lazımdır. Bunda siyasi irade kadar,  kentsel sorunlara yaklaşım tarzı ve oluşturulan karar ve stratejilerin niteliği ve yeterliliği de önemlidir. Ulusal siyaset ile yerel siyasetin uyumlu işbirliği ve karşılıklı desteğin verilmesi bu anlamda önem kazanmaktadır. Yaşam kalitesi yüksek şehirlede yaşamamız “sürdürülebilir kentsel gelişme”yi başarmamıza bağlıdır. Çevreye uyumlu, doğa dostu, yeşil kent konseptine ulaşmış, yenilenebilir enerjilerle beslenen, tarımsal arazilerin korunduğu, güvenli, huzurlu, estetik ve kimlikli şehirler, geleceğimizin teminatı olacaktır.

Son söz: Türkiye şehirleşme sorunlarını çözmeden, tam olarak kalkınmış ve sosyo-ekonomik yönden ileri düzeye ulaşmış bir ülke olamayacaktır.

Haftaya bu konuyu Bursa açısından değerlendireceğim.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 07 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 47
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Kasımpaşa 29 41
8. Göztepe 28 39
9. Gaziantep FK 28 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 32 54
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 32 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Ahlatçı Çorum FK 32 47
8. Amed Sportif 32 47
9. Ümraniye 32 46
10. Keçiörengücü 32 45
11. Esenler Erokspor 32 45
12. Boluspor 32 45
13. Iğdır FK 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Şanlıurfaspor 32 37
18. Manisa FK 32 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. M.City 31 52
6. Aston Villa 31 51
7. Newcastle 29 50
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 30 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Girona 30 34
14. Osasuna 29 34
15. Valencia 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 29 27
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16