banner52

banner78

16.11.2021, 09:35

Yeni Küresel Sorun: Mikroplastikler

Küresel plastik üretimi, insan yaşamını iyileştirmek için 1950 yılından bu yana oldukça artmış ve 2015 yılında yaklaşık 381 milyon tona ulaşmıştır. Ancak bu artış, küresel plastik kirliliğine neden olmuştur. Plastiklerin çok yönlülüğü, sağlamlığı, hafifliği ve düşük üretim maliyetleri küresel talebi körüklemektedir. Çoğu plastik, başlangıçta karada kullanılmaktadır ve atılmaktadır. Bununla birlikte, bazı okyanus bölümlerindeki mikroplastik miktarının 2030 yılına kadar iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu küresel sorunu çözmek için plastik bileşimini, fiziksel formlarını, kullanımlarını, taşınmayı ve mikroplastik oluşumunu anlamak oldukça önemlidir. Polimerik yapıları ve farklı habitatlar arasında kolay taşınması nedeniyle uzun süreli dayanıklılık, mikroplastikleri biyologlar ve çevreciler için yüksek endişe kaynağı haline getirmektedir. Başlıca ham polimerler arasında polietilen tereftalat (PET), poliüretan (PU), polistiren (PS), polivinilklorür (PVC), polipropilen (PP), polyesterler, polietilen (PE) ve poliamid (PA, naylon) bulunmaktadır.

Nasıl oluşurlar?

Mikroplastikler, ekosistemlere salınan birçok plastik bazlı ürünün dökülmesi ve bozulmasından kaynaklanan 5 mm'den küçük boyutlu plastiklerdir. Deniz ve okyanus, mikroplastikler için başlıca alıcı ortam olarak görülürken, tatlı sular ve karasal ortamlar ana kaynaklardır. Mikroplastikler, rüzgar ve okyanus akıntıları dahil olmak üzere taşınarak dünya çapında kıyı bölgelerinde ve su ekosistemlerinde çeşitli büyüklükteki oranlarda bulunabilir. Mikroplastiklerin oluşumunda birinci kaynak, kozmetik ve temizlik ürünlerinden gelen polimerik partiküller, plastik ürünlerin üretiminde kullanılan hammaddeler ve evsel atık su deşarjıdır. Atmosferik koşullar altında, örneğin mekanik bozulma ve UV ışığına maruz kalma gibi daha büyük plastik parçaların aşamalı olarak parçalanması ile çevreye önemli miktarda mikroplastik girişine katkıda bulunması, mikroplastiklerin ikincil kaynağıdır. Mikroplastikler okyanus tortullarında, kentsel ve kırsal alanlarda, tatlı sularda ve deniz sularında rapor edilmiştir. Çoğu rapor, su ortamlarında mikroplastiklerin biriktiğini ve bunun sonucunda canlı organizmaların mikroplastiklere ve bunların bozunma yan ürünlerine daha fazla maruz kaldığını öne sürmektedir.

İklime etkisi nedir?

Plastikler iklim değişikliğinde rol oynamaktadır. Üretimleri, mevcut küresel petrol tüketiminin yüzde 6'sını temsil etmektedir. 2015 yılında üretilen fosil yakıt bazlı plastiklerin yaşam döngüleri boyunca toplam küresel üretilen CO2'nin yüzde 3,8'inden sorumlu olduğu belirtilmiştir. Plastik üretimindeki büyüme karbon emisyonlarını geride bırakmaktadır ve kontrol edilmezse 2050 yılına kadar küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 15'ine katkıda bulunacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca, okyanus yüzeyindeki plastiklerin ayrışmasının, güçlü sera gazları metan ve etileni yaydığı gösterilmiştir; bu nedenle plastik kalıcı bir CO2 alıcısı değildir.

Akdeniz örneği

WWF’nin 2018’de hazırladığı rapora göre, Akdeniz’deki atıkların yüzde 95’ini plastik maddeler oluşturmaktadır.  Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları besin olarak tüketmektedir. Akdeniz’de bir km2’de 5 mm’den küçük 1,25 milyon plastik parça (mikroplastik) bulunmaktadır.

Akdeniz'deki mikroplastik konsantrasyonları artmaktadır, çünkü bu denizin Atlantik ile sadece sınırlı bir bağlantısı bulunmaktadır. Kızıldeniz ve Karadeniz de aynı nedenle dünyanın en kirli denizleri arasındadır. Okyanus akıntılarının yakınında bulunan ülkeler adeta plastiklerini ihraç etmektedir. İki ile beş yıl arasında süren bir yolculuktan sonra, Birleşik Krallık'tan gelen plastik atıklar, ıssız Arktik bölgelerine ulaşır. En uzak yerler bile plastikten kaynaklanan artan kirlilik seviyelerine maruz kalmaktadır.

Canlılara etkisi

Plastik atıklar,  çok uzun ömürlü ve dayanıklı oldukları için çevreye atıldıklarında uzun yıllar bozunmadan kalabilirler. Ayrıca mikroplastikler antibiyotikler, organoklorlu pestisitler,  hormon bozucular gibi toksik organik kimyasalları ve ağır metalleri adsorblayabilme yeteneğine sahiptir. Plastiklerin üretimi sırasında kurşun,  bakır,  kadmiyum gibi ağır metaller,  ftalatlar,  bisfenol A gibi toksik etkisi olan maddeler kullanılmaktadır. Bu plastiklerden pek çok etken ile koparak oluşan daha küçük boyuttaki mikroplastikler de aynı ağır metalleri ve toksik maddeleri içerir.  Mikroplastiklerin sularda bulunan çeşitli organik ve inorganik toksik maddeleri tutarak yüzeylerinde biriktirebilme özellikleri vardır. Yüzeylerinde tuttuğu bu toksik maddeleri canlılara taşıma potansiyelleri vardır. Mikroplastiklerin en belirgin toksik etkisi sucul ekosistem üzerinedir. Su kaynaklarında görülen çöplerin büyük çoğunluğunu plastikler oluşturmaktadır. Su kuşları (Albatros, martı), balık, midye,  kalamar gibi besin maddelerini tüketirken plastik parçacıkları da yutabilmektedir. Su kaplumbağaları da denizanasıyla beslenirken etrafını sarmalayan plastik poşetleri de yiyecek zannederek yanlışlıkla yutabilmektedir. Denizlerdeki mikroplastik yoğunluğunun artmasına bağlı olarak, avlanmış balık türlerinin sindirim sisteminde mikroplastik parçacıklarına rastlanmaktadır. Suda yaşayan canlıların çoğu, kolay parçalanabilir ve yutulabilir olmaları ve yiyeceği besine renk ve şekil bakımından benzemesi sebebiyle mikroplastikleri yiyecek zannederek kolayca yutabilir. Mikroplastiklerin ve bunlarla ilişkili kirletici maddelerin deniz ürünlerinden insanlara geçişini ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlama girişimi henüz bulunmamaktadır. Ancak, bu tür bir kirliliğin besin zinciri içine girmiş olduğunu artık herkes kabul etmektedir.

Nasıl yayılıyorlar?

Mikroplastikler, çevresel ortamlara insan eliyle taşınabilmektedir. Bunun yanı sıra tatlı su ortamlarında ve hatta çeşme sularında, soluduğumuz havada, toprakta, kutup bölgelerindeki buzullarda, insanın ulaşmasının zor olduğu dağ göllerinde, okyanusun kilometrelerce altındaki dip bölgelerinde görülmüş olması, mikroplastiklerin doğal süreçlerle de taşınabileceğinin göstergesidir. Kirliliğin boyutunun bu kadar kapsamlı olması nedeniyle başta Amerika ve İsveç gibi ülkeler tedbirler alarak yeni yasal düzenlemelerle plastik tüketimini sınırlandırmaya çalışmaktadır. Ülkemizde ise temel olarak mikroplastikleri hedef almasa da çevresel ortamlarda mikroplastik oluşumuna zemin hazırlayabilen plastik poşetlerin kullanımına sınırlama getirilmiş ve alışverişlerde kullanılan poşetler ücretlendirilmiştir. Plastik kirliliğinin, artık geri dönüşümle dahi başa çıkılamayacak seviyeye ulaşması, tek kullanımlık plastik ürünlerin kullanımı sonucunda ortaya çıkan kirliliğin hangi boyutta olduğunu ortaya koymaktadır. Mikroplastikler, çevreye homojen olarak dağılmayan özellikle karasal ve sucul ekosistemlerde yaygınlaşmış kirleticilerdir. Her ne kadar güncel çalışmalarda sucul ekosistemlerdeki mikroplastikler üzerine yoğunlaşılmış olsa da, karasal ekosistemler mikroplastiklerin sucul ekosistemlere taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Zira mikroplastiklerin kullanımı ağırlıklı olarak karasal ekosistemlerde olmaktadır. Örneğin;  toprağın içine giren mikroplastikler,  toprak içinde depolanabilir ve erozyonla başka bir yere taşınabilirler. Sonrasında da başka çevresel faktörlerle bozunabilir,  yeraltı sularına dahi sızabilirler. Toprak içinde yaşayan pek çok canlı da bu sızan mikroplastikleri vücutlarının içine alabilir. Köstebek, sincap gibi canlıların hareketi ile de mikroplastikler başka alanlara geçebilirler. Mikroplastiklerin bir diğer önemli çevresel etkisi ise,  kara ve deniz canlıları tarafından yiyecek sanılarak tüketilmeleridir. Mikroplastiklere maruz kalan canlıların büyümesi, üremesi ve sağ kalımlarına ilişkin önemli zarar gördükleri bilinmektedir.

Çevre dostu tüketim

Doğaya bıraktığımız her bir plastik parçası, belli bir süre sonra parçalanarak milyonlarca, hatta milyarlarca mikroplastik parçacıklarına dönüşebilmektedir. Söz konusu plastik parçacıkların boyutu ne kadar küçülürse küçülsün polimer özelliğini kaybetmemektedir. Bu yüzden,  son dönemde üzerine yoğunlaşılması gereken en önemli konu, çevresel kirleticilerden biri haline gelmiş mikroplastiklerin çevreye verdiği zararı, henüz kaynağındayken, çevresel ortamlar arasında taşınmadan önlemektir. Bunu gerçekleştirebilmemiz, öncelikle toplum olarak çevre bilincimizin, duyarlılığımızın ve farkındalığımızın artması ile mümkün olabilecektir. Rutin hayatımızda kişisel bakımımız için kullandığımız kozmetik ürünlerinde, temizlik için kullandığımız deterjan vb. malzemelerde, tekstil ürünlerinde ve çanta, ayakkabı, otomobil lastiği gibi pek çok tüketici ürünlerinde çevre dostu ürünleri tercih etmeliyiz. Yaşam tarzımızı genel bir revizyondan geçirerek, geri dönüşümü olan malzemeler kullanmaya özen göstermeliyiz. Mikroplastiklerin çevreye ve insana hangi boyutlarda zarar verdiği yapılan pek çok çalışmada gösterilmiştir. Mikroplastiklerin çevreye olan zararlarından dolayı Amerika, Yeni Zelanda, Tayvan, İsveç, Güney Kore gibi ülkelerde birincil mikroplastik kullanımına ilişkin sınırlamalar getirilmiştir. Mikroplastik kullanımı konusunda uluslararası eğilim, toplumda bir farkındalık oluşturarak mikroplastik oluşumunu kontrol altına almaktır. Fakat ülkemizde mikroplastik ve çevreye verdiği zararlara ilişkin çok az çalışma mevcuttur ve belli bir kısıtlama yoktur. En güncel olarak,  2019 yılında plastik poşet kullanımına sınırlama getirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, mikroplastiklerin çevre ve insan üzerine etkileri ile ilgili daha fazla çalışma yapılması, çevre sağlığı açısından gerekli önlemlerin alınması, bu konuda toplum bilincinin geliştirilmesi gerekmektedir.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 23 Kasım 2024
İmsak 06:23
Güneş 07:51
Öğle 12:55
İkindi 15:26
Akşam 17:49
Yatsı 19:12
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Pendikspor 13 18
12. Manisa FK 12 17
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 13 13
17. Las Palmas 13 12
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 14 9
20. Valencia 11 7