banner52

banner78

İklim Kriziyle Mücadele İçin Ortak Hareket Çağrısı

Nilüfer Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen, Walk2COP27 Zirvesi’nde akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, çiftçiler ve özel sektörden isimler, Türkiye’de iklim değişikliği ve mücadelesini, iklim değişikliğinin tarıma etkisini konuştu.

YEREL YÖNETİMLER 25.10.2022, 14:01
İklim Kriziyle Mücadele İçin Ortak Hareket Çağrısı

İklim kriziyle mücadeleye dikkat çekmek amacıyla 2022 yılını İklim Yılı ilan ederek çalışmalarını bu doğrultuda yürüten Nilüfer Belediyesi, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği

Taraflar Konferansı’na (COP27) giden yolda iklim krizi ve olası çözümlerin paylaşılması için kitlesel katılımlı uluslararası bir girişim olan Walk2COP 27’ye ev sahipliği yaptı. İklim kriziyle mücadele konusunda dayanışmayı genişletmek, daha geniş kitlelere ulaşmak ve sivil toplumun sesini hükümetlere duyurmak için seçilen dünyadaki 12 kentten biri olan Nilüfer’de, Türkiye’de iklim değişikliği sorunları, çözümleri, iklim değişikliğinin tarıma etkisi konuşuldu. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de yer aldığı zirveye, Walk2COP27 Lideri Sam Baker de, çevrimiçi katıldı.

            Çevre duyarlısı çok sayıda vatandaşın izlediği etkinlik kapsamında iki ayrı oturumda gerçekleştirilen panele ise; Özyeğin Üniversitesi İklim Elçisi Vera Pöhrenk, Change.org İklim Ekibi İletişim Uzmanı Nil Ormanlı Balpınar, TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. N. Kamil Salihoğlu, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Farge Organik’ten İhsan Burak Alsan ve Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri A.Ş. Kurucusu Tülin Akın katılarak, iklim kriziyle mücadele konusundaki görüş ve çözüm önerilerini paylaştı. 

            Walk2COP27 Zirvesi’nin açılışın konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, dünyada 12 ülkede, 12 kentin ev sahipliği yaptığı Walk2COP27 etkinliklerini önemsediklerini belirterek, iklim krizi sonuçlarına yönelik endişelerini dile getirdi. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın sorumluluğunu paylaştıklarını ifade eden Başkan Erdem, “Küresel ısınmanın etkilerini hepimiz yaşıyoruz. Bugün bütün dünyada en büyük endişe kaynağı ekonomik kriz olarak görünüyor. Ama aslında insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorun iklim değişikliği. Önlem almazsak bir sonraki adımda kuraklıkla ve üretimi etkileyeceği için kıtlıkla karşı karşıya kalacağız. Bu sorun, sadece 12 ülkenin sorunu değil. Küresel bir sorunla karşı karşıyayız ve zamanımız daralıyor. Öyleyse tüm dünyanın, tüm devletlerin harekete geçmesi gerek. Bu gezegende yaşayan, aynı topraktan beslenip, aynı havayı soluyan her bireyin, doğaya karşı, gezegene karşı sorumluluklarını fark etmesi gerek. O nedenle Walk2COP 27’nin taraflarının artmasını ve bu duyarlılığın tüm dünyaya yayılmasını diliyorum. Bugün ekonomisinden taviz vermek istemeyen her ülkenin, yarın daha büyük sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacağını görmesi gerek” diye konuştu.

            Küresel bir sorunun çözümü için küresel bir farkındalık gerektirdiğine dikkat çeken Başkan Turgay Erdem, Nilüfer’de bu konuda özel çaba sarf ettiklerini dile getirerek, bu çalışmalardan örnekler verdi. 27 yıl önce ilki gerçekleştirilen taraflar konferansından bu güne iklimin çok değiştiğini söyleyen Başkan Erdem, “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin Altıncı Değerlendirme Raporu’na göre; 1990’a göre atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 59 artmış durumda. Türkiye’nin de 1990-2020 arası sera gazı emisyonlarının yüzde 138 arttığı düşünülürse, sorumluluğumuz daha da artıyor. Görüldüğü gibi sorun giderek büyürken çözüm de aynı oranda zorlaşıyor. İklim krizi hepimizin sorunu. O nedenle bırakın devletleri, belediyeleri, her bireyin bu konuda sorumluluk hissetmesi gerek. Toplumun her kesimi yaklaşan krizin farkına vararak sorumlu davranmalı” diye konuştu.

            COP27’yi, uzmanlarla birlikte ele alıp güncelleme yapmak istediklerini belirten Walk2COP27 Lideri Sam Baker de, iklim krizinden duyduğu endişeyi dile getirdi. İklim değişikliğinin zorluklarının herkese hatırlatılmasının önemini vurgulayan Baker, “Pandemi, ardından yaşanan savaş, enerji ve enflasyon sorununu beraberinde getirdi. Daha zorlu süreçler karşımıza gelecek. İklim değişikliği, siyasi kutuplaşmaya da neden oldu. Biz, bu kutuplaşmayı istemiyoruz. İklim krizi hiçbir siyasinin ya da ülkenin tekelinde olmamalı. Paris Anlaşması’na rağmen artan zorluklar olsa da, sıcaklık artışını elde tutmalıyız. Artık fiziksel bağlamda harekete geçmeli ve alanda bir şeyler yapmalıyız. Sıcaklık azalımı ve adaptasyon, herkesin odak noktası olmalı. Bunun için de projelerin hayata geçirilmesi lazım. Bunun için ciddi finansman ihtiyacı var. COP27 için kitlesel bir katılım ön görülüyor. Kitlesel örgütlenme, dayanışmanın yaygınlaştırılması ve eylemlerin gerçekleştirilmesini çok önemsiyorum. Burada yerel yönetimlerin yaptığı çalışmalar da önem arz ediyor” dedi.

            Açılış konuşmalarının ardından “Türkiye’de İklim Değişikliği Zorlukları ve Cevapları” başlıklı ilk oturuma geçildi. Wire Türkiye Lideri Yasemin Somuncu’nun moderatörlüğündeki oturumda BUÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Salihoğlu, iklim değişikliği konusunda yapılanların sadece kendi başına yeterli olmadığını, ekonomik yapının da olması gerektiğini söyledi. İklim krizi, ilk olarak hayatın gerçekleriyle yaşanmadığı için kolay anlaşılamadığını belirten Salihoğlu, sanayi devriminin ardından bu etkilerin çok hızlı görünmeye başlandığını ifade etti. İklim krizini enerjiye ulaşım ve hammaddeye ulaşım olarak iki ayrı başlıkta özetleyen Salihoğlu, “Biz ancak suya, gıdaya ulaşmadığımızda ve doğrudan afetleri yaşamaya başladığımızda bu söylenenler kıymetli olabilir ama bu geç olacak” şeklinde konuştu.

            Sorunun kaynağının, sorunun çözümü olamayacağı görüşünü paylaşan Prof. Dr. Salihoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu an karar alıcılar, büyük hükümetler, devletler sorumlu tuttuğumuz devletler karar alıcı mekanizmanın başında. Yani tok açın halinden anlamaz. Hükümetleri sorumlu tutuyoruz, onların karar almasını bekliyoruz, sorunu oluşturan kaynak, sanayinin ta kendisi. Taahhütlerle geldiğimiz noktada hiçbir yere varamadık. Sorumluluğu şirketlere, kişilere şahsileştirmek zorundayız. Tek bir fabrikanın ürettiği karbon emisyonu, yaklaşık olarak o kentte üretilen kişisel karbon emisyonundan fazla.”

            Raporlara göre iklim krizinin tartışmasız sebebinin insan olduğunu hatırlatan Nil Ormanlı Balpınar da, insanlığın çok kısa sürede gezegeni bu hale getirdiğini söyledi. İklim krizinin, biyoçeşitlilik krizini de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Balpınar, Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadele konusunda atılan adımlara değindi. Bu adımların altının doldurulması gerektiğini söyleyen Balpınar, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini oluşturması için 2030 yılına kadar yüzde 35 mutlak emisyon azaltım hedefi vermesi gerektiğini ifade etti.

TÜRKONFED olarak dijital, yeşil ve toplumsal dönüşüm üzerine yol almayı hedeflediklerini belirten TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya da, iklim değişikliğini, Türkiye’nin beka meselesi olarak gördüklerini söyledi.

            Sıfır emisyon hedefi için düşük karbonlu büyüme stratejisinin her alanda öncelik haline gelmesi gerektiğini belirten Kaya, “Tasarruf, verimlilik ve enerji dönüşümü ile minimize ettiğimiz enerjiyi, yenilenebilir ve alternatif kaynaklardan sağlamak gerekiyor. Yeşil dönüşümün her bir halkası, sağlam bir ekosistem zincirinin oluşmasına bağlı. Bu zincirin en önemli halkalarından biri olan KOBİ’lerin gelişimi olmadan yeşil dönüşüm olması mümkün değil. KOBİ perspektifinden katkıda bulunacak politika önerilerini firmalar düzeyinde farkındalığın artırılması ve bilgi paylaşımı, teşvik ve regülasyon, finansman ve eğitim olarak dört ana başlıkta belirledik” diye konuştu.

            İklim değişikliğiyle mücadele konusunda sürdürülebilir finansman eksikliğinin olduğuna değinen Özyeğin Üniversitesi İklim Elçisi Vera Pöhrenk de, “Yeşil dönüşüm için finansmana ihtiyaç var. Hepimizin değişime katkısı var. Hepimizin bireysel olarak yapabileceği bir şeyler var ancak kurumsallık bağlamında daha fazla çözüm ve öneri yapılabiliyor. Asıl çözüm finanstan geçiyor. Türkiye ve dünyanın yeni dönüşüme ve gelişime adapte olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

            Panelin ikinci oturumunda, “İklim Değişikliği ve Tarım” konusu ele alındı. Bursa Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’un moderatörlüğünü yaptığı oturumda, iklim değişikliğinin tarıma etkisi ve çözüm önerileri konuşuldu. Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri A.Ş. Kurucusu Tülin Akın dünyanın gıda ihtiyacının yüzde 80’inin çiftçiler tarafından karşılandığını vurgulayarak, çiftçilerin de iklim değişikliğinin etkilerinden fazlasıyla etkilendiğine dikkat çekti. Tarımsal üretimde ekim, dikim ve hasat zamanlarının değiştiğini söyleyen Akın, bu durumun köyden kente göçü de beraberinde getirdiğini belirtti. Dünyada suyun yüzde 70’inin tarımda kullanıldığına dikkat çeken Akın, çiftçilere teknolojik olarak su yönetiminin alıştırılmasının, toprak düzenleyicisini sulamayla birlikte yapılabilmesinin dünyanın geleceğine doğrudan etki edeceğini söyledi. Akın, “Dünyayı kirleten ve yönetenler, büyük zirvelerde toplanıp sadece sorunlardan bahsediyor. Çözüm önerileri sunmuyor ya da uygulamıyor. Bana göre çözüm, çiftçilere kolay kullanabileceği tarım teknolojilerini uygun maliyetle sunmak olduğunu düşünüyorum. Hep birlikte hareket etmemiz lazım” dedi.

            Biyoçeşitliliği hedefleyen, toprak sağlığını artırmaya yönelik organik tarımla üretim yaptıklarını söyleyen Farge Organik’ten İhsan Burak Alsan da, bu sayede toprağın verimini artırarak, daha değerli ve verimli toprak elde etmeye çalıştıklarını söyledi. Alsan, “Dışarıdan girdilere en az seviyede ihtiyacı olan bitkileri yetiştirmeye odaklanıyoruz. Biz bu işe ilk başladığımızda bize gülenler, şehirden köye taşınmış eğlence arıyor diyenler şimdi bizden nasıl tarım yaptığımızı öğrenmeye başladılar. Değişimin parçası olmak gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

            Tarımın, kendi içinde çözümü barındıran bir sektör olduğunu vurgulayan Alsan, “İklim, su, enerji, gıda krizine baktığımızda tarımın çok önemli yeri var. Yanlış tarım yöntemleri bu krizlerin daha da beslenmesine neden oluyor. Sürdürülebilir tarım çok önemli. Krizlerin önlenmesinde önemli aktör olur. Yeşil gübrelemenin çiftçiler tarafından bilinmemesi büyük sıkıntı. Tarımsal üretimimiz suya bağımlı hale gelmiş. Endüstriyel tarım modeli aynı uyuşturucu bağımlılığı gibi. Toprak bağımlı hale gelmiş. Dış girdi olmadan çiftçiler üretemez hale gelmiş. Çiftçilerin eğitilmesi, tüketicilerin türetici olması gerekiyor. Lokal üreticiler desteklenmeli” ifadelerini kullandı.

            Karbondioksit salımını gerçekleştiren en düşük sektörlerin başında tarım ve biyoçeşitlilik sektörü olmasına rağmen, küresel iklim değişikliğindeki salınımlardan ve doğal afetlerden en çok etkileneceklerin başında da tarım ve biyoçeşitlilik sektörü olduğunu vurgulayan BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy da, dünyanın beslenmek için mi yoksa daha fazla kazanmak için mi üretmeye karar vermesi gerektiğinin altını çizdi. Aksoy, “Tarım paydaşlarının artık daha çok sesini çıkarması gerekiyor. Bazı alışkanlıkları değiştirmeliyiz. Bizi yönetenleri iyi seçmemiz lazım. Biz eğer küresel iklim krizinde küresel ısınmayı 2 santigrat derecenin altında tutmazsak, gelecek kuşaklarımız beslenme sorunuyla karşılaşacak. Karbondioksit miktarının artışı bitkilerde azot alımını ve protein üretimini engellediği için kaliteli üretim de yapılamıyor. Her şey birbirine bağlı. Hükümetlerin aldığı azaltım senaryoları bana iki yüzlü geliyor” dedi. Aksoy, Nilüfer Belediyesi’nin tarım gıda ve iklim alanında yaptığı çalışmaları da paylaştı.

            Walk2COP27 Zirvesi’nin kapanışında söz alan Sam Baker, “Şimdi eylem zamanı” diyerek, birlikte hareket etmenin, eğitim ve farkındalık çalışmalarının önemine vurgu yaptı.

İklim değişikliği konusunda sorunların ve çözüm önerilerinin belli olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de, “Artık eyleme geçme zamanı. İklim için hemen şimdi diyoruz. Her geciktiğimiz gün dünyanın aleyhine işliyor” diye konuştu.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 21 Kasım 2024
İmsak 06:21
Güneş 07:49
Öğle 12:55
İkindi 15:27
Akşam 17:50
Yatsı 19:13
12
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7