banner69

Prof. Dr. Görür: “Bursa’nın fay sistemi çalışacağı günü bekliyor”

Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşiye katılan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, önemli açıklamalarda bulundu.

YEREL YÖNETİMLER 15.02.2025, 18:28
Prof. Dr. Görür: “Bursa’nın fay sistemi çalışacağı günü bekliyor”

Bursa’nın depremselliğini ele alan Görür, “Bursa’yı tehdit eden fay sistemi, 7 ve üzeri şiddette depremler üretebilir. Kent, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin tam kucağında bulunuyor. Bursa’yı 10 senede depreme dirençli hale dönüştürülebiliriz. Yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim.” dedi. 

Bursa veya Marmara bölgesinin bir noktasında meydana gelebilecek bir depremin tüm Türkiye’yi etkileyeceğine vurgu yapan Naci Görür, “Olası bir Marmara depreminde, Marmara bölgesinin ekonomisi çöker. Marmara bölgesinin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz” diye konuştu. 

Osmangazi’yi olası bir depreme hazırlamak, deprem anında ve sonrasında yapılacakları planlamak adına çalışmalar yürüten Osmangazi Belediyesi, ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşi düzenledi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İş Sağlığı Uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kentin bileşenleri katıldı. 

Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ söyleşisi öncesinde Bursa Sinema ve Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Öğr. Gör. Alper Keskin tarafından Kahramanmaraş depremleri sonrası çekilen fotoğraflardan oluşan ‘Deprem Geliyorum Der’ adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, serginin açılışında yaptığı konuşmada, “Kahramanmaraş depremlerinin ikinci yılında, hayatını kaybeden 53 bin yurttaşımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşadığımız depremler ve kaybettiğimiz hayatlar, bizlere çok önemli dersler çıkartmamız gerektiğini söylüyor. Depremin acı gerçeğini hissettiriyor. Ancak üzerinden çok kısa bir süre geçtiğinde, toplum olarak her şeyi unutuyoruz. Bursa’da geçmiş yıllarda büyük depremler meydana gelmiş. Olmaya da devam edecek. Yerel yöneticiler, genel yöneticiler ve toplum olarak bu gerçeği sadece depremlerden sonra hatırlıyor olmamız, bir sonraki depremde aramızda birçok kişinin olmayışı anlamına geliyor. Biraz ürkütücü geliyor ancak gerçek bu. Yöneticiler olarak bizlerle birlikte vatandaşlarımızın da üzerlerine düşeni yapması gerekiyor ki depreme hazırlıklı olalım. Olası bir depremde can kayıplarını en aza indirelim. ”dedi. Başkan Aydın’ın konuşmasının ardından katılımcılar sergiyi gezdi. 

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, söyleşideki konuşmasına, Bursa için yapılacak en önemli şeyin kenti depreme dirençli hale getirmek olduğuna vurgu yaparak başladı. Bursa, depreme karşı dirençli hale gelirse depremin zararlarını minimum şekilde atlatır diyen Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem dirençli kent demek, bu demektir. Bugün Kaliforniya, Japonya, İtalya, Meksika, Çin, Tayvan’da depreme dirençli kentler var. Bizde her büyük depremde 50-60 bin kişi toprağa verirken, depreme dirençli kentlerde 3-5 kişi  ölüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Tayvan’da bizim kadar büyük bir deprem oldu. Yaşam değişmedi.  Biz de Güneydoğu’da deprem oldu, 2 senedir, hayat durdu. Bursa, depreme dirençli bir kent haline yerel yönetimlerce dönüştürülebilir. Bunu yapabilmek için merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş el ele, omuz omuza vermeli” diye konuştu. 

“Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme dönüştü”

Türkiye’de 1939, 1942, 1943, 1957, 1967, 1999, 2003, 2011, 2020 ve 2023 yıllarında yaşanan depremlerde 200 binden fazla insanının hayatını kaybettiğini dile getiren Prof. Dr. Görür, “Ne halk ne de yöneticiler bu depremlerden ders çıkardı. Bu depremler bizim kaderimizdir diye Allah’a iftira attık. Kendi dinimize iftira attık. Bizim dinimizde bilim Çin’de de olsa gidin alın denilmiştir. Bu inanıştaki bir dinde, insanların ölümü kadere bağlanamaz. Kendi cehaletimizin, bilim yoksunluğumuzun ve bilime dayalı yaşam tarzı sürmeyişimizin sonuçlarını çekiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, 2011 yılından sonra deprem konusundaki anlayışı değiştirmiştir, ancak tam anlamıyla değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2011 yılında, kentlerimizi depreme dirençli hale getireceklerini söyledi. Bu söylemden sonra kentsel dönüşüm çalışmaları başladı. Ancak onu da yanlış yaptık ve rantsal dönüşüme dönüştürdük” dedi.

“Bursa 10 senede depreme dirençli hale dönüşür”

Bursa’nın 10 senede depreme dirençli bir kent haline dönüştürülebileceğinin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, “İstanbul’u 25 senede depreme dirençli yapamadık; ancak Bursalılar 10 sene veya daha az zamanda kenti depreme karşı dirençli yapabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin birimleri ve yapılanması, kentlerimizi depreme dirençli yapmaya yeter de artar bile. Biz yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim. Bursa’yı depreme hazırlamak için merkezi yönetimden bir şey gelmesini beklemeyin. Mevcut sistemi çalıştırın. Halkı deprem konusunda eğitin. Halk deprem konusunda bilinçli değilse, Bursa’yı kesinlikle depreme karşı dirençli yapamazsınız. Halkımız barınma ihtiyacınız karşılamak için depreme dayanıksız olarak inşa edilen kaçak binalara yöneliyor. Bir Japon’u öldürsen dahi imara uygun olmayan bir bina yaptıramazsın. Biz de ise şehirler kaçak binalar ile dolu. Bursa’yı depreme dirençli yapmak için başlangıçta paraya da ihtiyaç yok. İlk olarak yapılacak iş masa başından kalkıp sahaya inmek. 6 kişi ile Bursa’yı dirençli hale getirebiliriz. Bu ekip, belediye başkanı, yönetim koordinatörü, halk koordinatörü, alt yapı koordinatörü, yapı stoku koordinatörü, ekosistem çevre koordinatörü ve ekonomi koordinatöründen oluşacak. Koordinatörler yapılan her işi yönetim koordinatörüne o da belediye başkanına bildirecek. Sonrasında belediye başkanı halka açık basın toplantısı yaparak; neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, hangi kurumların yardımcı olduklarını, hangi kurumların engellediklerini vatandaşa söyleyecek. Halk da hiç siyaset ve particilik yapmadan, mülkün sahibi olarak gözetim ve denetim işlerini yapacak. Eğer böyle olmaz diyorsanız, ebediyen bu ülke adam olmaz” ifadelerini kullandı.

“Bursa’nın ova bölümünün zemini çok çürük”

Kentler için tehdit fay sistemleridir diyen Prof. Dr. Görür, “Türkiye’deki depremleri oluşturan faylar 14 milyon sene önce var oldu. 14 milyon yıldır depremler bu ülkede devam ediyor. Milyonlarca sene daha devam edecek. Bursa’nın üzerinde yer aldığı fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilirler. Bursa, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin kucağında yer alıyor. Bursa’nın ova bölümünün zemini de çok çürük. Yer altı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verebilecek nitelikte. Yıllardır deprem olmuyor, bana bir şey olmaz demeyelim. Bu kenti deprem dirençli yapmaya konsantre olalım. Eğer fay zonu içerisindeyseniz, ya binanızı depreme dayanıklı yapacaksınız ya da sağlam bir zeminde oturacaksanız. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkar ve önüne çıkan her şeyi yok eder. Bu işin hiç şakası yok. Deprem her gün olmuyor ancak olduğu zaman da insanı öldürüyor. Deprem bir yerde bir sefer olmuş ise tekerrür periyodunu doldurduğunda muhakkak ki aynı yerde yeniden olur. Bu hiç kaçmaz” ifadelerini kullandı. 

“Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız”

Prof. Dr. Görür, konuşmasında şu ifadeler ile devam etti: “Merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş birlikte olmadığı sürece bir kenti depreme karşı dirençli hale getiremeyiz. Bu iş, sadece belediye başkanının iyi niyetiyle olacak iş değil. Bu hazırlık şöyle olmalı; merkezi hükümet, belediye başkanların önünü açacak bir yasa çıkartmalı. Kentleri deprem dirençli yapma adına çıkartılan bu yasada belediye başkanlarına tam yetki verilmeli. İkinci olarak, Bursa’nın bütün bilimsel veriler ile mikro bölgeleme çalışmasını yapmak lazım. Bursa’nın sınırları ele alınarak kent karelere bölünmeli. Bu karelerin ortasına en az 30 metrelik sondajlar yapılmalı. Elde edilen veriler doğrultusunda kentin depremselliği ve olası bir depremin etkisinin ne kadar olacağı hesaplanmalı. Bu çalışma en az iki yıl sürer. Mikro bölgeleme çalışması tamamlandıktan sonra tüm kentin tehlike haritaları ortaya çıkarılacak. Depremin şiddeti nerede daha çok olacak buna bakılacak, nerede azaldığı bilinecek. Zemin özellikleri ortaya çıkacak. Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız. Yerin altını bileceksiniz. Bunu bildiğiniz zaman belediye başkanı bir kentte nereye binaların yapılacağını, hangi bölgelerin tehlikeli olduğunu, kaç katlı binaların inşa edilmesi gerektiğini, nerelere yeşil alan yapılacağını bilir. İmar planlarını da bu doğrultuda hazırlar. Yapılara ruhsatı ona göre verir.”

“Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı”

Bir şehri depreme dayanıklı bir hale dönüştürmek için kanun çıkarılması ve mikro bölgeleme çalışmasının yanında bir de finansın gerekli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, “Evini depreme dirençli hale getirmek isteyen vatandaşlara, devlet kolaylık sağlamalı. Devlet bankaları ve özel bankalar uzun vadeli, düşük faizler vermeli. Bursa’yı depreme hazırlayan bir belediyeye depremin belli ölçüde yardım etmesi gerekir. İnsanların can güvenliği için yatırım yapılmalı. Kentlerin depreme dirençli hale dönüştürülmesinde yapı stoku meselesi önem taşıyor. Yöneticiler, kentsel dönüşüm yapmayı depreme hazırlanmak olarak değerlendiriyor. Kahramanmaraş depremlerinden sonra depremden etkilenen kentlerde içme suyu, kanalizasyon ve doğalgaz altyapısı çöktü. Eğitim ve üretim durdu. Hastaneler yetersiz kaldı. Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı. Depremden soran da yaşam devam etmeli” dedi. 

“Deprem bölgesinde kanser hastalıkları artış gösterecektir”

Deprem sonrasında ortaya çıkan molozların saklanmasının da hayati önem taşıdığına vurgu yapan Prof. Dr. Görür, “Deprem ekosistemin de düşmanıdır. Deprem yer altı suları da dahil bölgedeki her şeyi bozar. Bursa’da bir deprem olsa yıkılan bina sayısına göre milyonlarca ton moloz açığa çıkar. Kahramanmaraş depremlerinden sonra 300 bin ton moloz açığa çıktı. Bu molozlar iş makineleri ile taşınarak şehirlere yakın noktalara gömüldü. Bu molozların içerisinde asbest, kimyevi maddeler, her türlü metal, patlayıcı ve toksit maddeler bulunuyor. Bu molozların üzerine kar ve yağmur yağdı. Su ile temas eden bu zehirli maddeler süzülerek önce toprağa, sonra yeraltı sularına, daha sonra da göllere ve denizlere karıştı. İnşallah olmaz ama deprem bölgesinde ilerleyen yıllarda kanser hastalıkları, sayısı artacak. Bursa’da bir deprem olursa açığa çıkacak molozları saklayacak usulüne uygun yerler var mı? Bu molozlar izolasyonu yapılmış noktalarda depolanması gerekiyor. Bunun için de hazırlı olunmalı” diye konuştu.

“Marmara bölgesinin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker”

Prof. Dr. Görür, konuşmasını şu sözler ile sonlandırdı: “Bursa’nın ekonomisin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak iş dünyası depreme hazırlıklı mı onu bilmiyorum. Deprem sonrasında da üretimi devam ettirebilecek yapıya sahipler mi? Deprem bölgesindeki kentlerdeki iş insanlarının, olası bir depremin ardından da çalışmayı sürdürebilecek hazırlığa sahip olması gerekiyor. Bursa’nın iş dünyası depremden bir gün sonra da çalışıyorsa Bursa kendini çok çabuk toparlar. Ekonomisi yerle bir olmuşsa Bursa’da hayat durur. Güneydoğu’da depremden sonra üretim durdu. Deprem bölgesinin ayağa kalktığı falan da yok. Olası bir Marmara depreminde, Marmara bölgesinin ekonomisi çöker. Marmara bölgesinin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz. Bunu önlemek için de gerekeni henüz yapmış değiliz.”

Prof. Dr. Görür’ün konuşması, katılımcılar arasında büyük ilgi uyandırdı ve dikkatle dinlendi. Başkan Aydın, söyleşinin ardından Prof. Dr. Görür’e teşekkür plaketi takdim etti.

Yorumlar (0)
Namaz Vakti 18 Nisan 2025
İmsak 06:47
Güneş 08:18
Öğle 13:10
İkindi 15:31
Akşam 17:52
Yatsı 19:17
6
hafif yağmur
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Eyüpspor 30 50
5. Beşiktaş 29 48
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 29 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 34 69
2. Karagümrük 34 60
3. Erzurumspor 34 58
4. Gençlerbirliği 34 58
5. Bandırmaspor 34 56
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 34 49
12. Esenler Erokspor 34 49
13. Ümraniye 34 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 34 27
20. Yeni Malatyaspor 34 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Newcastle 32 59
4. Nottingham Forest 32 57
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Bournemouth 32 48
9. Fulham 32 48
10. Brighton 32 48
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 32 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 31 63
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 31 16