Siyahlar giyinmiş, siyah gözlüklü, sürekli elindeki cep telefonu ile fısıltıyla konuşan, yanında çantasını taşıyan ondan daha genç, daha sıradan biri olan; uzun boylu, takım elbiseli biriyle tanıştım geçenlerde bir yerde. Adam önce çay içtiğim yerin önünde duran, hiç markasını bile bilmediğim ultra lüks bir otomobilden şoförünün açtığı kapıdan çıkıp, hızlı adımlarla kahveye girmiş ve yanımdaki masaya otururken arkasından gelen adamına, otomobilden bir şeyler getirmesini istemişti. Adam on dakika içinde, dünyanın çeşitli ülkelerinden o kadar çok sayıda yer ile telefon görüşmesi yapıp sürekli, tüketim mallarının ve hizmetlerin fiyatları ile ilgili konuşmuştu ki, elimde olmadan adamın konuşmalarını dikkatle dinlemeye başladım. Örneğin bir konuşmasında şunu soruyordu adam:
Hesapta bir hata olmasın. Rusya savaşta, orada enflasyon yüzde 14. Burada nasıl yüzde 50’nin üstünde olur?Hemen lafa girme ihtiyacı hissettim:
Olur beyefendi, burada olur. Biz bu enflasyona yıllardan beri çok alışkınız. Paradan sıfırlar filan atıldı, biz yine akıllanmadık.Ardından adam ile koyu bir muhabbete girdik:
Onu biliyorum ama yine de hesapta bir hata olmasını istemiyorum. Neden istemiyorsunuz. Enflasyonda bile bir adaletin olması gerekir. Bilirsiniz enflasyon, bir tür gizli vergidir. Haklısınız (oturduğum sandalyeyi iyice adamın masasına yanaştırarak konuşmayı sürdürdüm), ne iş yapıyorsunuz beyefendi? Fiyatlarla ilgiliyim. Günün mana ve ehemmiyetine uygun bir espri yapayım izin verirseniz, stokçu musunuz? (Hiç gülmeden) Yok ben değilim, (yanındaki adamı göstererek) stokçu o. Birlikte çalışıyoruz. Çok güzel, iyi de siz ne iş yapıyorsunuz? Benim adım Enflasyon, fiyat artışlarını yönetiyorum. Buna inanmamı beklemiyorsunuz herhalde. İster bekleyin ister beklemeyin, fiyatlarla ilgiliyim dedim ya size… Allah, Allah, hiç böyle birinin olacağı aklıma bile gelmemişti. Bizde gazeteler hep enflasyonu canavar olarak çizerler, dediğiniz doğru ise siz bizim bildiğimiz insanlara benziyorsunuz. Aynen öyle. Bakın Ukrayna’daki savaş hemen hemen bir aya ulaştı. Bilgisayar çip fiyatları arttıkça artıyor, petrol artıyor, mazot artıyor, sıvı yağ artıyor, şeker artıyor. Geçen gün küp şeker yoktu markette. (Gülerek ve yanındakini göstererek) İşte o işlere benim bu arkadaş bakıyor, ben daha çok fiyatların artış hızı ile ilgileniyorum. Hiç aklıma Bay Enflasyon ve yanındaki Bay Stokçu ile tanışacağım gelmemişti… Neden, aslında bütün gün bizle berabersiniz. Sizin ayrıcalığınız, bizi biraz daha yakından tanımak oldu. Yoksa sokaklarda bizim rolümüze soyunan milyonlarca insan var. Anladım… Siz öz hakiki enflasyon ile öz hakiki stokçusunuz. Biz küresel anlamda çalışıyoruz ve bu bizim nesillerden beri ailemizden gelen işimiz. Çok güzel, bu da bir işmiş herhalde… İş tabi, mağazaların önündeki kuyrukların uzunluğu ve kısalığı ile kim ilgilenir dersiniz, doğal olarak bunlarla da ben ilgileniyorum. Örneğin, etiket değişim hızı… Enflasyonu ölçen kurumlardaki hesaplamalar… Anladım siz genel olarak enflasyondan sorumlusunuz. Evet, ben aslında, “insanların acı çekmeden kazıklanmaları” konusunda yurt dışında doktora yapmıştım. Sonra Dünya Bankası’nda çalışmaya başladım. Ardından IMF’e girdim ve sonunda adımı değiştirerek “Enflasyon” yaptım.Adam hemen cebinden bir kart çıkararak bana uzattı. Kartın üstünde şunlar yazılıydı:
“Mr. Inflation
Global Manager of Inflatıon”
Adamın bir dolandırıcı olabileceği o anda aklıma geldi. Enflasyonun küresel yöneticisi neden bizim buralara gelsindi ki…
Kartınız çok etkileyici bayım, inanılır gibi değil. Ama açık konuşmam gerekirse, küresel çapta bu kadar önemli birinin bizim buralarda kahve içmesine pek anlam veremedim doğrusu. Vermeniz gerek. Çünkü siz dünya genelinde enflasyona karşı bu kadar duyarsız davranma konusunda, Dünya Bankası tarafında “en ziyade müsaadeye mazhar” örnek olay olarak seçildiniz. Doğal olarak Dünya Bankası bunu medyaya açıklamadı. Ben ülkenizde bu çerçevede görüşmeler yapıyorum. İnanın hemen burada konuştuğum bütün insanlar bana, benim enflasyonu yönettiğime inanmıyor. Bana enflasyon canavarından söz edenler oldu, enflasyonu karısı ile kaynanasının elbirliği ile oluşturduğunu anlatanlar oldu ama kimse enflasyonda benim parmağım olabileceğine inanmadı. Kafam iyice karıştı… Karışır tabi, çok yıllar önce bu ülkede köylerde genç kalmamaya başladı, hiç bunun nedeni araştırılıp bu sorun çözüldü mü? Ben o zaman da olayları izleyip, bu ülkede yavaş yavaş enflasyon için ne kadar uygun bir ortamın oluşmaya başladığını gece gündüz, bıkmadan usanmadan seyrettim. Mercimek ithalatı, saman ithalatı, muz ithalatı kararlarını ben hep sevinçle kutladım. O zaman siz neredeydiniz… Ne kadar dolusunuz bu konuda. İşim bu, işimi severek yaparım. Ne zaman biter bu enflasyon? Kolay bitmez. Saçmalamak yerine üretim yapmanız gerek. Enflasyonu önlemek için neler yapılması gerektiğini de bana sormayacaksınız herhalde, benim işim enflasyonu artırmak.O sırada Enflasyonun yancısı Stokçu masadan kalkıp, bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra masaya döndü ve şöyle dedi:
Kalkmamız gerek efendim. Raflardan hangi ürünlerin eksileceğini soruyorlar.Sonra ikisi hızla masadan kalkıp, arabalarına binip gittiler.
Evde anlattım ama Bay Enflasyon ve Bay Stokçu ile konuştuğuma kimse inanmadı.
Hem Enflasyon, hem de Stokçu galiba bizim aramızda yaşıyordu da bizim haberimiz yoktu…
VY 3 Yıl Önce
Çok güzel anlatmışsınız hocam
Namık Çıracıoğlu 3 Yıl Önce
Yıllardan beri aramızdalar, biz bunları çok iyi biliyoruz ama önlem alma ihtiyacı duymuyoruz; adeta bunlarla yaşamaktan zevk alır olduk, ve de hiç onlardan ayrılmak istemiyoruz.