“Ah bu dünyada sağlığa zararlı o kadar çok şey var ki…
Belki haklısınız sigara sağlığa zararlı ama tanklar, nükleer bombalar, silahlar…
Ben size daha o kadar çok sağlığa zararlı şey sayabilirim ki…
Geride bıraktığım sevdiklerim aklıma gelince, yakıyorum işte bir tane.
Yok ben Müslüm Gürses’i tanımıyorum. Arabesk sözcüğünün anlamını da bilmiyorum.
Ben sigara dumanının altında
Yana yana en sonunda kül oldum
Sen kibritin hiç yanmayan ucunda
Birinin hayatından geçmiş oldun.
Böyle mi diyor şarkıda? Güzel söylemiş, kimse o şarkıcı…”
“Anti-tank silahı, bana da bunu taşımak düştü işte.
Kader…
Bir sonraki savaşta denizci olacağım.”
“Büyüklerin ne yapmak istediklerini bir anlasak…
Durmadan konuşuyorlar, durmadan dünya barışından filan söz ediyorlar.
Ama şu yaptıklarına bir bakar mısınız?
Aç, susuz, soğukta sokakta kaldık.”
“Siz hiç tren istasyonunda uyumuş muydunuz?
Ben uyumamıştım.
İstasyonda uyuyanlar düşlerinde savaşın bittiğini görür mü?”
“Bir spor salonundayız. Yüzlerce kişi ile birlikte, burada yatacağız.
Siren seslerinden sonra nasıl buraya geldiğimizi ise inan hiç hatırlamıyorum.
Burayı da bombalamazlar, ölüp kalmazsak ararım yine.”
“Kendi aramızda konuşup durduk savaş çıkmaz diye.
Kimse savaşın çıkacağına inanmıyordu.
Ama bir anda sıcak evimizde otururken, kendimizi sarı bir naylon torba ve
kucağımda çocuğum ile yollara düşmüş bir sığınmacı olarak buldum.
Çok şeye sahiptim, şimdi hiçbir şeyim yok.
Bütün köprüler yakıldı, yıkıldı. Önümüzde tek, belirsiz bir gelecek kaldı.
O da eğer hayatta kalırsak tabi…”
“Yollar, torbalar, kuyruklar ve beklemek…
Savaş bu işte.
Her fırsatta çocuklara, onları koruma güdüsüyle sarılıp duruyorum.
O da bana sorup duruyor, ‘Anne ne zaman eve döneceğiz’ diye.
Nasıl söyleyeyim ona belki hiç dönmeyeceğimizi, dönemeyeceğimizi.”
“Ben yapmadım, kamyona topluyorlar…”
Namık Çıracıoğlu 3 Yıl Önce
Savaşlar olduğu sürece Hocam, siz daha çok yazarsınız bu güzel dizeleri/yazıları.