Geçen hafta öğretim üyesi bir arkadaşım bana, aşağıdaki web adresinde çıkan bir iş ilanını gönderdi, Fenerbahçe futbol takımı “veri analisti” arıyordu.
https://www.bundle.app/gundem/fenerbahce-futbol-takimi-icin-is-ilani-verdi-156ce663-e73e-487a-af13-36bb3395b62c
Şimdi söze nereden başlasak ki…
2017 yılında, Uludağ Üniversitesi’nde 41 yıl çalıştıktan sonra emekli olduğumuz günlere dönelim. 2018 yılında bir gün Mahfel’de otururken, bir telefon alıp Gebze Siemens’in organizatörlüğünde, İstanbul Hilton’a makine öğrenmesi kitapları yazarları toplantısına davet edildik. “Teşekkür ederiz, biz emekli ve işsiz biriyiz” diye telefonlara cevap verince, bizden bir CV istedi telefon eden genç. Bir iki gün sonra, başka bir sekreter bizi Fenerbahçe stadına çağırınca, o zaman olayı anladık.
Fenerbahçe bir üniversite kurmuş ama bir süreden beri de açmamış, açamamıştı. Hızla bir kadro kuruluyordu. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi de Silivri de restore edilen bir binada açılacaktı. Üniversite, Fenerbahçe Stadı’nın altındaki büyükçe bir odada çalışmaya başlamıştı.
Bize Silivri’de, kalmak için konak benzeri eski bir yapı da verildi. Deniz kıyısında başka bir daire tutup, Silivri’ye yerleşmiştik ki, takımda seçim oldu ve yeni başkan olarak Ali Koç seçildi. Ali Koç ise seçildikten sonra televizyonlarda üniversiteyi istemediğini, paranın olmadığını anlatmaya başladı. O günlerde eski başkan Aziz Yıldırım televizyonda, “Vefa Küçük bey üniversite kuralım dedi, ben de olur dedim” diye olayı anlattı.
Boşa geçen bir zamandan sonra üniversite Ataşehir’de açıldı ve biz toplam üç yıl gibi orada çalıştık. Ve galiba, “Veri Bilimi” adlı kitabı da orada çalışırken yazdık. Bu kitabın Türkiye’deki ilk veri bilimi kitabı olma olasılığı bile var. Daha da ilginci, o zamana kadar bazı maçlardaki paslaşmaları ağ olarak değerlendirip analiz eden, ağ bilimi (network science) çerçevesindeki bazı makalelerimiz de yurt dışında yayınlanmıştı.
İş ilanında istenilen özelliklere baktığımızda, Fenerbahçe’nin yine yanlış yaptığını görüp dayanamayarak bu yazıyı yazıyoruz.
Böylesine bir iş için “MS Office kullanmayı bilmek” gibi bu işin alfabesi bile olmayacak bir özelliği ararsanız, beyler siz yine yanlış yoldasınız.
İş ilanı vermeden önce bu konuyu önce üniversiteniz ile konuşacaktınız…
Yollarımız şimdi ayrılmış olsa da biz hala Fenerliyiz…
Bir telefon açıp yardım isteseniz, para mı isteyecektik sizden…
Bir gece rahmetli arkadaşım Ahmet Hatipoğlu ve eşlerimizle birlikte Mudanya’da bir balıkçıda yemek yerken, tanıştığım iki garsonun kollarındaki Fenerbahçe dövmeleri ve onların takım aşkları için bunu seve seve yapardım…
Silivri’de ev bulmama yardım etmek için koşturan Fenerli gençler için bunu yapardım…
Arkadaşım Vedat Fenerli olduğu için bunu yapardım…
Telefonda bana Fenerbahçe tezahüratı yapan, hiç tanımadığım Çanakkaleli Fenerbahçe taraftarları için bunu yapardım…
Tanımadığım, mağlubiyetle biten maçtan sonra ağlayan taraftarlar için bunu yapardım…
Yazık beyler, çok yazık.
Bu takımın öyle büyük, öyle içten ve öyle güzel bir taraftar kitlesi var ki, inanın bunu yaşamadan anlamak mümkün değil.
Onun için Fenerbahçe’yi yönetmek çok büyük bir sorumluluk.
Fenerbahçe, sadece taraftarlarını iyi bir şekilde değerlendirse neler olmaz ki…
Şu bir gerçek ki Fenerbahçe iyi yönetilmiyor.
Geldiği gibi eski yönetime yakın olan futbolcuları gönderip, bir süre sonra da geri alan bir yönetim olur mu hiç…
Oldu.
Üniversite açılmayacak denildi…
Açıldı.
Kim bilir bizim bilmediğimiz daha ne yanlışlar yapıldı…
Bu ülkede bir yönetim sorunu var. Açık konuşalım, çok biliyoruz ama doğru dürüst yönetmeyi bilmiyoruz.
Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyle.
Beşiktaş’ta da taraftar, “Paralar nerede?” diye bağırıp durdu, soruya cevap alındı mı…
Bursaspor’un hali deseniz içler acısı…
Muhalefetiyle, iktidarıyla yönetmeyi bilmiyoruz.
Televizyonlarda, yüzde 7 enflasyonun 7 kat olduğunu söyleyen vekiller konuşuyor…
Mudanya Üniversitesi açılmak için hala bekliyor…
Ne alaka?
Şu an ben yine evde sabahtan öğlene kadar “Synthetic Data” adlı bir kitabı bitirmeye çalışıp, öğleden sonra da yılların birikiminin üstüne çay içerek, işsiz biri olarak Mahfel’de oturuyorum.
Niye Amerika’ya kızının yanına gitmiyorsun diyenleri de duymamazlıktan gelerek, “Fener’in durumu nasıl?” diyorum…
Erhan 3 Yıl Önce
Bence, akilli insanlar gibi, Norvec e gel, diyecegim ama. Bende, issiz olup Mahfel e donnenin hayal lerini kuruyorum.
Six Sigma Uludağ 3 Yıl Önce
Merhaba Hocam, siz belki farkında değilsiniz ama sizi her yerde nasıl biri olduğunuzu anlatan öğrencileriniz var. Bunlardan biride benim. Üniversitede öğrenciyken dersleri çok sevmeyen biri olarak sizin dersinizi iple çekerdim. Altı Sigma kitabınızı askere bile götürdüm. Hatta Aselsan da uygulamaları ile ilgili çalışma yaptık, askerliğim bile vermiş olduğunuz değerli eğitimler sayesinde çok keyifli geçti . Yukarıda yine efsane bir yazı yazmışsınız. Yine her zaman olduğu gibi tespitleriniz doğru. Türkiye'de kurumsallaşma ve yönetim sorunu var. Toplum olarak iliklerimize kadar hissediyoruz maalesef. Mesela basit bir örnek olsun. Koyu bir fb liydim. Ancak artık ne maçları takip ediyorum nede kadrolardan veya fikstürden haberim var. Babamın bana verdiği emanetlerden biri olan takım tutma olayını bende aynı şekilde çocuklarıma yansıtamadım. Futbol sektörü ilerleyen zaman diliminde gençlerden beslenemediği için taraftar sıkıntısı yaşayacak. Bir gün Ekonometri veya İstatistik ülkemizde ne demek olduğu anlaşılırsa o zaman ancak her alanda değişim yaşayabiliriz. Kaleminize sağlık...