bursagorus.com.tr
2021-10-12 21:02:12

Yönetim Gerçeği

Prof. Dr. Bekir Parlak

12 Ekim 2021, 21:02

“Yönetmek”...: Sihirli Kelime

“Yönetim”, olgusal anlamda insanlık tarihi kadar eski, çağdaş bir bilim dalı olarak ise görece yeni bir kavramdır. “İdare” olarak ta bilinen bu kavram, günlük yaşamda herkesin kullandığı en yaygın sözcüklerden biridir. Çünkü yönetim ve yönetmek kavramları hayatın içindedir. Üstelik bu kavram, her yerde, her zaman diliminde ve her tür iş ve faaliyette kendini göstermektedir. “Yönetim” hem birey ve grup, hem şirket ve kurum, hem de ülke ve devlet açılarından kritik değeri olan bir olgu ve kavramdır. İnsan gruplarının ve ekiplerin, şirketlerin ve devletlerin başarısında kilit konu yönetim ve yöneticidir.

Yönetmek, durumu idare etmekten çok daha öte bir konudur. Yönetmek, kendi bildiğini okumak değil, insanlarla beraber el birliği ve duygu birliğiyle hareket etmektir. Yönetmek, makam tutmak değil, makama değer katmaktır. Yönetmek, yönettiklerinin menfaatlerini gerektiği ölçüde kendi çıkarlarının önünde tutabilmektir. Yönetmek kaynakları israf etmek değil, kaynak yaratmaktır. Yönetmek, nalıncı keseri gibi hep kendine yontmak değil, olması gereken şekilde paylaşmayı bilmektir. Yönetmek, kendine savcı, yönettiklerine karşı avukat olmayı başarmaktır. Yönetmek, daima adaletle davranmak ve hakkı teslim etmesini bilmektir. Yönetmek, liyakatli olmayı ve liyakatli olanı bulmayı becerebilmektir. Yönetmek, her şeyden önce güven vermektir. Bu şekilde yönetmek fiili her yerde, her insan faaliyetinde ve her tür organizasyon için geçerli olmalıdır. Bu gerçekliği ve gerekliliği ister bir şirket, ister bir belediye, ister bir futbol kulübü, ister bir bakanlık, isterse de bir sivil toplum kuruluşu için düşünebilirsiniz.

Günümüzde “Yönetmek” Kritik Önemde

Günümüzde yönetmek, daha da önemli bir hale gelmiştir. Dünyada olup bitenler ortadadır. Doğal afetler, kıtlık ve açlık, kitlesel göçler, bölgesel çatışmalar, geniş çaplı kitlesel gösteriler, yoksulluk, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın doğurduğu olağan dışı sonuçlar, terörizm, insan elinden çıkan doğal olmayan felaketler, madde bağımlılığının had safhalara ulaşması, yaygın gelir adaletsizliği, dezavantajlı grupların gereksinimlerinin gereğince karşılanmaması, bölgesel ve küresel eşitsizlikler, dünya çapında yaşanan salgın hastalıklar, ekonomik ve finansal yüksek rezonanslı dalgalanmalar, bizleri bekleyen ve şimdiden öngörülen - öngörülemeyen daha nice küresel veya kıtasal ölçekli devasa sorunlar ve krizler iyi yönetmeyi, yani yönetim işini gereğince iyi yapmayı elzem hale getirmektedir.

Kovid-19 salgın sürecinde tüm dünya bunu bir kez daha görmüştür. Gencinden yaşlısına, okumuşundan okumamışına, yoksulundan varlıklısına artık her birey ve her toplum, daha iyi yönetilmeyi beklemektedir. Özelikle genç neslin bu beklentisi daha belirgin bir hal almaktadır. Şirketlerin daha iyi yönetilmesi, belediyelerin daha iyi yönetilmesi, okulların ve hastanelerin daha iyi yönetilmesi, bakanlıkların daha iyi yönetilmesi, diplomasinin daha iyi yönetilmesi ve topyekûn devletin ve her bir kurumun daha iyi yönetilmesine, tüm dünyada belki de şimdiye kadar insanlar hiç bu denli gereksinim duymamışlardır.

“İyi Yönetim”

İyi yönetim hakça yönetimdir, iyi yönetim paydaşça yönetimdir, iyi yönetim adil yönetimdir, iyi yönetim liyakatli ellerce yönetimdir, iyi yönetim insanı yani vatandaşı merkeze alan yönetimdir, iyi yönetim insanlara umut veren, gelecek için yol gösteren yönetimdir, iyi yönetim bireylerin yeteneklerini ortaya koyabilecekleri ortamları sunan yönetimdir, iyi yönetim kısıtlamalara yatkın olmak yerine kısıtlamaya gerek bırakmayacak ortamları oluşturan yönetimdir, iyi yönetim bireyleri özgürleştiren yönetimdir, iyi yönetim sesini çıkaramayanların sesi, nefesi kesilenlerin nefesi olan yönetimdir ve iyi yönetim insanı insan gibi yaşatan ve bunun için gereken koşulları sağlayan ve sürdüren yönetimdir. Küresel düzeyde kabul gören “İyi Yönetişim” (Good Governence) yaklaşımı da bunu önermektedir.

Farklı Biçimleriyle Yönetim

İnsanı yönetmek, parayı yönetmek, teknolojiyi yönetmek, süreçleri yönetmek ve zamanı yönetmek, yönetme olgusunun başlıca boyutlarıdır. Diğer yandan afet yönetimi, güvenlik yönetimi, kriz yönetimi, risk yönetimi, sınır yönetimi, göç yönetimi, enerji yönetimi, kent yönetimi, işletme yönetimi, portföy yönetimi, proje yönetimi, toplantı yönetimi gibi yönetimin birçok alt alanı bulunmaktadır.

Yaşamak, Yönetmektir…

Yaşam, bir anlamda yönetmektir. İnsanın olduğu her yerde yönetim olmaktadır. Yönetmek, liderlik yapmak, yürütmeyi sağlamak, yönlendirmek, sevk ve idare etmek, olaylara yön vermek, olguları etkilemek, eylem ve fikirleri birleştirmek, süreçlere hâkim olmak, değişimi yönetmek, iyileştirmek, geliştirmek, sonuç almak, sonuçları değerlendirip yeni karar ve politikalar oluşturmak ve bunlardan daha fazlası demektir.

Dolayısıyla yönetmek, liderlik yapabilmeyi, karar verebilmeyi, risk alabilmeyi, elini taşın altına koyabilmeyi, yetmediği yerde yüreğini ortaya koyabilmeyi, takipçilerini ve yönettiklerini etkilemeyi, yön vermeyi, motive etmeyi ve cesaretlendirmeyi, stratejik düşünebilmeyi, vizyoner bakış sergileyebilmeyi, daima daha iyisini istemeyi, ileriyi görebilmeyi, buna mukabil geçmişi ve anı da en mantıklı bir şekilde değerlendirebilmeyi gerektirir.

Yarınlarda Yönetim

Yönetim, bir meslektir, bir faaliyettir, bir bilim dalıdır, bir araştırma alanıdır, bir sanattır ve bir yaşam uğraşıdır. Apartman yönetiminden devlet yönetimine kadar uzayan sistem mantığı içinde birbirine bağlı birçok boyutu ve yönetim düzeyini kapsamaktadır. Bunun en tepesinde günümüzde Birleşmiş Milletler yer almaktadır. Bugün böyledir, ama yarınlarda bu kuruluşun yerini ne alacaktır bugünden kestirilmesi kolay değildir. Aynı şey devletler ve birçok kurum için de geçerlidir. Bilinen şudur ki, yarınlarda yönetim, bugünkü gibi olamayacaktır. Çünkü ne birey aynı birey, ne toplum aynı toplum, ne düşünceler aynı düşünce, ne sistemler aynı sistem, ne teknoloji aynı teknoloji, ne de devlet aynı devlet olacaktır. Tarım toplumundan Toplum 5.0 düzeyine ulaşmış insanlığın gereksinimi olacak devlet de, Devlet 5.0 olmak durumundadır. Biz buna “Dijital Devlet” ya da “Akıllı Devlet” (Smart State) diyebiliriz.

Geliniz gelecek makalemizi de buna ayıralım: Geleceğin Devleti, Devletin Geleceği…

Sağlıklı ve huzurlu günler temennisiyle…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.