Tüm dünyadaki otomobil üreticileri, daha temiz ve sürdürülebilir bir alternatif olan elektrikli enerji modeline geçmektedir. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. (TOGG) ile elektrikli platform ve güç aktarma organları sayesinde Türkiye de elektrikli otomobil sektörüne hızlı bir giriş yapmaktadır.
Son 5 yılda, elektrikli ve hibrit teknolojide yüzde 400 büyüme gerçekleşmiştir. Bu durum, bu araçların bakım ve onarımı ile ilgili ihtiyaçları da önemli ölçüde artırmıştır. Motorlu taşıt ve tamir endüstrisinde çalışan profesyonellerin, bu artışlarla meydana gelen teknolojik gelişmeler ve bu araçlarda yürütülen kritik güvenlik önlemleri konusunda güncel bilgilere sahip olmaları gerekmektedir.
Elektrikli araçlar dünyada yeni bir dönüşüm unsuru haline geldi. Aslında elektrikli araçların tarihsel gelişimi biraz eskiye dayanmakla birlikte, özellikle maliyetin yüksek olması ve batarya şarj kapasitelerinin düşük olması nedeniyle ilk girişimler başarısızlıkla sonuçlanmış. Ancak elektrikli araçlar kısa vadede otomotiv sektöründe bilinenleri değiştirmeye aday bir ürün haline geldi. Özellikle emisyonsuz olmalarının çevreye katkısının yanı sıra düşük kullanım ve bakım maliyetleri gibi yakıtla çalışan muadillerinde olmayan çeşitli tasarruf imkânlarına sahipler.
Aslında elektrikli araçların tarihçesi 1830'larda İskoç mucit Robert Anderson'un ilk elektrikli aracıyla başlıyor.
1998'de çıkan ve başarısız olan EV1 General Motors'un ilk elektrikli otomobil girişimiydi. 20 yıl önce General Motors'un EV1 adlı elektrikli aracıyla test sürüşü yapmıştı. 1 milyar dolardan fazlaya mal olan aracın üretimi sonlandırıldı, 2 bin civarında üretilen otomobillerin neredeyse tümü parçalandı. EV1'in menzili çok düşüktür ve ortalama bir sürücü 80 kilometrede bir şarj etmek zorundaydı.
Günümüzde durum tamamen değişti. Batarya teknolojisindeki gelişmeler ve araçlardaki otonomluğun artması ile elektrikli araçların motorları, onları kontrol eden bilgisayarları, şarj sistemleri ve araç tasarımlarında büyük ilerlemeler sağlandı. Bataryaların menzilleri ortalama 500 km gibi bir seviyeye erişti.
Ancak belki de en büyük değişim maliyetlerde oldu. 10 yıl önce saatte bir kilovat enerji sağlayabilecek bir pilin fiyatı, bin dolar civarındaydı. Bugün bu oranlar en az 10 kat düşerek 100’e indi.
Bu noktadan itibaren artık içten yanmalı motorla çalışan otomobillerle her açıdan rekabet edebilir hale geldiler.
Günümüz pilleri eskiye kıyasla daha fazla enerji depolayabiliyor ve kullanım ömürleri de daha uzun.
Geçen yıl Çinli pil üreticisi CATL, otomobiller için kullanım ömrü bir milyon mil (1,6 milyon kilometre) olan ilk pilini tanıttı.
Önümüzdeki yıllarda araçlarda karbon salınımı ile ilgili kısıtlamalar, elektrikli araç teknolojilerini otomotiv endüstrisindeki en avantajlı araçlar haline getirecek.
Temelde elektrikli ve hibrid olmak üzere 2 türü olan elektrikli araçlarda, özellikle hibrid araçlarda birden fazla tür mevcuttur. Elektrikli araçların türleri şunlardır:
Tamamen elektrikli otomobiller (BEV) Hibrit otomobiller (HEV) Hafif hibrit otomobiller (MHEV) Plug-in hibrit otomobiller (PHEV) Yakıt hücreli otomobiller (FCEV)Bu kadar çeşitliliğin olması, adeta fosil yakıtlı araç teknolojilerine her açından bir alternatifin de mevcut olduğunu gösteriyor. Bu noktada, gelecekte birçok farklı teknolojinin kombinasyonlarını görmemizin de muhtemel olacağını söyleyebiliriz.
***
Pazar Potansiyeli
Motor teknolojisinde Henry Ford'un 1913'te kurduğu ilk üretim bandından bu yana yaşanan en büyük devrimin ortasındayız. Üstelik tahmin ettiğinizden çok daha hızlı olacak gibi gözüküyor. Pek çok otomotiv uzmanı kritik eşiğin aşıldığını ve elektrikli araç satışlarının çok kısa bir sürede benzinli ve dizel araçları geçeceğini düşünüyor.
Büyük otomobil üreticileri de aynı fikirde. General Motors 2035'te tüm araçlarını elektrikli yapacak, Ford 2030 itibarıyla Avrupa'da yalnızca elektrikli otomobil satacak, VW ise 2030 itibarıyla satışlarının yüzde 70'inin elektrikli olacağını öngörüyor.
Bu geçici bir akım veya çevreci imajı yaymak için yapılan bir ‘yeşil göz boyama’ değil.
Dünya çapında pek çok hükümetin petrol ile çalışan araçların satışının yasaklanacağı tarihleri açıklaması bu süreci hızlandırdı.
Fakat içten yanmalı motorun sonunu kaçınılmaz kılan şey bir teknolojik dönüşüm. Ve teknolojik dönüşümlerin veya yıkıcı inovasyon olarak adlandırılan süreçlerin çok hızlı gerçekleşme gibi bir eğilimi vardır. Elektrikli araçlar sadece bir motor teknolojisinden ibaret değil. Araçlardaki otomasyonu veya otonomluğu da içeren ve araba yerine adeta yürüyen bir bilgisayar yapan bir teknoloji.
Peki, bu ne kadar hızlı olacak?
2020 yılında salgın nedeniyle araç satışları yüzde 20 azalırken elektrikli araç satışları yüzde 43 arttı. Ekonomistler 2025'te satılan her beş arabadan birinin, 2030'da ikisinin ve 2040 satılan her aracın elektrikli olmasını bekliyor. Kullanım arttıkça doğal olarak fiyatlarında düşmesi kaçınılmaz hale gelecek.
***
TOGG’da Durum Nasıl?
Bursa Gemlik’te yapımı devam eden yüzde 100 elektrikli yerli ve milli aracımız TOGG’da durum gayet iyi gidiyor. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş geçtiğimiz günlerde BTSO’nun organize ettiği bir online toplantı ile Otomotiv sektör temsilcileri, üniversiteler ve bilişim kümelenmesi üyeleri ile bir araya geldi. Toplantı yapılan çalışmaların gayet yerinde ve planlanan zamanda gittiğini gösteriyor. Benim gördüğüm kadarıyla TOGG aracı üretmenin yanı sıra, yerli bir yan sanayi oluşturmak için de eş zamanlı bir gayret içinde. Bu gelişmeler memnuniyet verici.
TOGG yatırımına her iki üniversitemiz de ciddi katkılar koymak üzere adeta bir yarış içindeler. Bursa Uludağ Üniversitesi hem Teknik Bilimler MYO hem de Gemlik Asım Kocabıyık MYO’da “Hibrid ve Elektrikli Araçlar” ön lisans programları açtı. Hatta Teknik Bilimler MYO ilk mezunlarını 2022 haziran ayında vermiş olacak. Gene Bursa Uludağ Üniversitesi, benimde üyesi olduğum “Otomotiv Çalışma Grubu” kurdu. Bizzat BUÜ Rektörü Prof. Dr. A. Saim Kılavuz’un başkanlık ettiği bu toplantılarda farklı disiplinlerden pek çok akademisyenin katılımı ile ciddi kararlar alındı “Hibrid ve Elektrikli Araçlar” yüksek lisans programının açılması, bu toplantılarda alınan kararlardan birisi. BUÜ BAP’da bu konudaki projelerin desteklenmesi kararı alındı. Hatta bu hafta gerçekleşen Bursa Uludağ Üniversitesi açılış töreninde de TOGG CEO’su Gürcan Karakaş ana konuşmacı olarak davet edildi. Bu durum, BUÜ’nün bu konuya verdiği ehemmiyeti gösteriyor.
Benzer olarak Bursa Teknik Üniversitesi de bazı faaliyetler yürütüyor. Hibrid ve Elektrikli Araçlar Araştırma Merkezi kuran BTÜ, bu alanda çeşitli webinarlar düzenleyerek farkındalık oluşturuyor.
***
Bu Alanda Mesleki Eğitimin Önemi
Elektrikli araçların tasarımı geleneksel araçlardan oldukça farklıdır ve diğer araçlara göre daha fazla risk içermektedir. Elektrikli araçlara ilişkin riskler pil değişiminden, yüksek gerilim güvenlik cihazlarının (anahtarlar veya fişler) çıkarılmasından ve bileşenlerin değiştirilmesi sırasında ortaya çıkan riskler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu nedenle, herhangi bir elektrikli veya hibrid araçta onarım veya bakım yapmadan önce teknisyenlerin bu konuda eğitim alarak uzmanlaşmış olmaları gerekmektedir. Bu eğitimler, yüksek voltajlı araçlarda çalışırken teknisyenlerin güvenliğini sağlamak ve tehlikeleri tanımlamak için gerekli becerileri öğretmek, onarımların ve rutin bakım kontrollerinin zararsız olarak nasıl yapılacağını özetlemek için oldukça önemli bir gereksinimdir.
TOGG tarafından Türkiye’nin yerli otomobil üretiminin 2022 yılında başlayacağı açıklanmıştır. Ancak elektrikli araçların henüz Türkiye’de yaygın olmaması sebebiyle bu alanda kalifiye edilmiş eleman sayısı da yeterli düzeyde olmamasına neden olmaktadır. Elektrikli otomobil sayısının önümüzdeki yıllarda giderek artması beklenmesi sebebiyle bu alanda uzman Teknik personel ihtiyacı her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır.
Bu açıdan BUÜ tarafından açılan ön lisans programları, bu alanda çalışacak nitelikli insan kaynağı açısından önemli bir çözüm sunacaktır. Ancak özellikle servis ağlarından daha fazla personel ihtiyacı vardır. Bu konuda Ayrıca BTSO Eğitim Vakfı BUTGEM ve BUÜ Teknik Bilimler MYO ortaklığı ile gerçekleştirilecek bir AB projesi ile BUTGEM’de Yeni Nesil Araç Teknolojileri (Elektrikli, Hibrit, Otonom) alanında Sektörel Mesleki Eğitim ve Öğretim Yeterlilik ve Geliştirme Merkezi kurulmasını ve mevcut eğitim altyapısının güçlendirilmesi çalışmalarının ilk adımları atılmıştır. BTSO Eğitim Vakfı-BUTGEM ve yüksekokul tarafından ortak yürütülecek bu çalışma ile sanayinin ve işgücü piyasasının ihtiyacı olan nitelikli işgücünün yetiştirilmesi amaçlı atölye ve laboratuvar alt yapısını yeni nesil araç teknolojileri alanında güçlendirecektir.
Meslek lisesi öğretmenlerinin yeni nesil araç teknolojileri alanında kapasitelerinin güçlendirilmesi amacıyla karma eğitim modelinin (Teorik-uygulamalı-işbaşı) uygulanacağı bu projede, Yeni Nesil Araç teknolojilerine ait Hizmet içi eğitim materyalleri yenilikçi yaklaşımlarla (AR/VR/XR özelliğinde) hazırlanacaktır. Bu eğitimler modüler sertifikalı eğitimler olarak açılacaktır. Sertifikalı eğitimlerin TBMYO-BUTGEM ortaklığı ile yürütülmesi hedeflenmektedir.
Bu proaktif girişimlerin bu alanda insan kaynağı problemine hızlı bir çözüm getireceğini düşünüyorum ve bundan dolayı her iki kurumu da tebrik ediyorum…