bursagorus.com.tr
2022-01-18 08:48:56

Geri Belediyeleştirme

Sedat Yalçın

18 Ocak 2022, 08:48

Küresel Ekonomi 1980’li yıllardan başlayan ve 2000‘li yıllara kadar devam eden bir özelleştirme rüzgârı ve etkilerini uzun yıllar yaşadı. Hantallaşmış Kamu İktisadi Kuruluşları ve onların ürettikleri zararlar kamu bütçelerinde büyük açıklar oluşturuyordu. Verimsizlik, teknolojik gelişmelere ayak uyduramama, modern üretim ve pazarlama süreçlerindeki başarısızlık ve gizli işsizlik (gereksiz istihdam) gibi nedenler, devletlere Özelleştirme gündemini dayatmış idi.

Özelleştirme daha çok merkezi hükümetlerin gündeminde olmakla beraber, yerinden yönetim ilkelerini benimseyip, birçok temel hizmeti ilgilendiren başlıklarda yerele yetki devreden ülkelerde, yerel yönetimlerin de gündemini oluşturdu, özelleştirme rüzgârları. Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ve ABD de daha önce Belediyeler tarafından yürütülen birçok kamu hizmetinin yürütülmesi işleri özelleştirilmeye başladı. Belediye şirketleri tarafından yönetilen Gaz, Elektrik, Su, Çevre, Ulaşım, Atık, Kültür-Turizm vb. birçok başlıkta kamu hizmeti protokollerle özel şirketlere devredildi. Burada amaçlanan Belediye nezdinde verimli çalışamama, altyapı yatırımları için gerekli finansmanın bulunamaması, teknolojik uyum sorunları, hizmeti daha ucuza mal etme vb. sebeplerdi.

ÖZELLEŞTİRMELER MEMNUNİYET OLUŞTURMADI

Avrupa’da Belediye şirketlerinin kendilerinin yürüttüğü Gaz, Elektrik Ulaşım, Su, Konut ve Atık Yönetimleri başta olmak üzere birçok belediye hizmetini özelleştirirken kamuoyuna yapılan vaatler ve avantajlı durumların zaman içerisinde oluşmadığı görüldü. Hizmetleri yürüten özel şirketlerin çalışanların sosyal haklarına saygılı olmadığı, belediyenin istihdam hedeflerine ters düştükleri, hizmet fiyatlamalarının eskisine göre artış gösterdiği, çevre hassasiyetlerinin bulunmadığı ve en önemlisi özelleştirme şartı olan hizmet kalitesini iyileştirecek altyapı yatırımlarını yeteri kadar gerçekleştirmedikleri ortaya çıktı. Elektrik, Su, Metro ulaşımı ve Temizlik başlıklarında sorunlar yaşandı.

Diğer taraftan temel kamu hizmetleri konularında özel şirketlerin eksiklikleri, daha önce bu hizmetleri yapan belediyelerin kusuru gibi algılandı ve toplumsal tepkiler oluştu. Çünkü bazı alanlarda toplum alışılmış yaşam kalitesinin gerisine düşmek istemiyordu. Bu durumun seçimle işbaşına gelmiş belediye yönetimlerinin şehirlerinde demokratik kontrolü kaybetme riskini de beraberinde getirdiği anlaşıldı.

Bir başka boyut İklim Değişikliği kapsamında Avrupa şehirlerinin yürüttükleri yol haritalarında Enerji kaynaklarının, Su yönetiminin, Ulaşım, Konut yapımı ve Çevre hizmetlerindeki inisiyatifin belediyelerin ellerinden çıkmış olduğunun görülmüş olmasıdır. Karbon azaltma taahhüdünde bulunan kentlerin, bu hedeflere ulaşmada kullanacakları araçları özelleştirmiş olmaları, belediyeler açısından büyük handikap olarak algılanmıştır.

ÖZELLEŞTİRMEYİ TERSİNE ÇEVİRMEK

Son yıllarda Almanya enerji sektöründe yoğun şekilde özelleştirme sözleşmelerinin iptal edildiği ve elektrik dağıtım şebekelerinin yeniden belediye şirketleri bünyesine alındığı (Geri Belediyeleştirme) görülüyor. Birçok Avrupa kenti bu konuda referandum yoluyla halkın onayını alıyor. Almanya‘nın iklim değişikliği taahhütleri kapsamında sadece altyapı yatırımları için asgari 40 milyar Euro harcama yapacağı öngörülüyor. Yerel politikacılar bunun ancak kamu mülkiyeti kapsamında başarılabileceğinin farkına varıyorlar.

Ülkenin Geri Belediyeleştirme çabaları birçok kent ve kasabada büyük kampanyalar ile devam ediyor. Bu arada kömür santrallerinden elektrik üreten şirketlerin yenilenebilir enerji yatırımlarına karşı olan dirençleri dolaylı yollardan devam ediyor. Kömür lobileri kendileri için çıkartılmak istenen Karbon vergi tasarısını Alman parlamentosundan geçmesini engelleyebildiler.

İtalya’da Roma Belediyesinin Turizm ve Kültür hizmetleri, Londra Belediyesinin Metro Elektrik Şebekesi işletmesi, İngiltere Somerset Belediyesi IBM firması ile yaptığı IT hizmetleri, Almanya Berkamen Belediyesi Atık Toplanması ve Temizlik işleri, Hannover Belediyesinin altyapı ve kamu binalarının işletilmesi işi ile Hamburg ve Berlin Belediyelerinin Elektrik şebekesi işletme işleri ile ilgili Özelleştirme protokolleri başarılı olunamadığı ve toplumda memnuniyetsizlik oluşturduğu gerekçeleri ile iptal edildiler. Adı geçen Belediyeler gerçekleştirdikleri Geri Belediyeleştirme uygulamaları ile daha kârlı ve yüksek kalitede hizmet verme ortamı da oluşturdular.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Geri Belediyeleştirme kavramının Avrupa da bir trend haline gelmesi, özelleştirmenin tarafı olan özel şirketlerin olaya insan odaklı değil doğrudan Kar amaçlı bakmaları nedeniyledir. Aslında bir tepki hareketidir. Bu verilerden hareketle temel kamu hizmetlerin özel sektör eliyle yürütülmesinin kar kaygıları ile hizmet kalitesini düşürdüğünü ve iyi organize olmuş şeffaf kamu kurumları eliyle yürütülmesinin daha doğru olacağı gerçeği ile yüzleşildi.

Avrupa’da yaşanan Geri Belediyeleştirme sürecinin ülkemiz açısından da izlenip değerlendirilmesi, elektrik ve doğal gaz fiyatlarının zirve yaptığı dönemlerde bu kurumların kar değil kamu yararını önceleyecek yapıların mülkiyetinde olması, yani kamuya geri dönmeleri konusu tartışılmalı mı?

Ne dersiniz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.