bursagorus.com.tr
2022-08-02 11:06:16

Yanlış Eğitilen Kayıp Nesiller Konusu!..

Sedat Yalçın

02 Ağustos 2022, 11:06

Vehbi DİNÇERLER, Metin EMİROĞLU, Hasan Celal GÜZEL, Avni AKYOL, Köksal Toptan, Nahit MENTEŞE, Nevzat AYAZ, Turhan TAYAN, Mehmet SAĞLAM, Hikmet ULUĞBAY, Metin BOSTANCIOĞLU, Necdet TEKİN, Erkan MUMCU, Hüseyin ÇELİK, Nimet ÇUBUKÇU, Ömer DİNÇER, Nabi AVCI, İsmet YILMAZ, Ziya SELÇUK ve Mahmut ÖZER.

Yukarıda belirtilen çok değerli isimler,12 Eylül 1980 darbe dönemi sonrası kurulan ve günümüze kadar görev yapan sivil hükümetlerdeki Milli Eğitim Bakanları listesidir. Listenin başında yer alan Sn. Vehbi DİNÇERLER 14.12.1983 tarihinde göreve başlamış. Yani o tarihten bu yana yaklaşık 39 yıl geçmiş. İsimleri belirtilen sayın bakanların sayısını 20 olarak belirlediğimizde, her bir bakanın görev süresi ortalama olarak 1,9 yıl olarak hesaplanabilmektedir. Genellikle koalisyon hükümetleri eleştirilirken bakanların görev sürelerinin kısalığından bahsedilir ve tek başına iktidar olmak için seçmenden bu gerekçelerle oy istenirdi. Ancak yukarıdaki tablo yaklaşık 19 yıldır tek başına iktidarını sürdüren mevcut hükümetinde, koalisyon hükümetleri gibi 19 yılda 8 Milli Eğitim Bakanı değiştirerek benzer bir görüntü ortaya koyması, sorunun başka yerlerde olduğunun işareti olarak algılamak gerekiyor. Dolayısı ile bu tercihler nedeniyle eğitim sistemimizin çıktıları olarak kabul edebileceğimiz çocuklarımızın ulaştıkları yetkinlik ve beceri düzeyleri üzerinde ne tür etkiler oluşturduğu konularını bu yazıda ele almaya çalışacağım.

NASIL BİR NESİL İSTİYORUZ?

Milli Eğitim Bakanlarının göreve geldiklerinde önlerine gelen eğitim müfredatı ile nasıl bir nesil yetiştirmeliyiz sorusunu muhtemelen kendilerine sormaları beklenir.

Toplumun gelecek nesillerini oluşturacak çocuklarımız ve gençlerimizin önlerinde onları bekleyen emsalleri olan dünya çocukları ve gençleri ile gelişecek bir rekabet durumu söz konusudur. Diğer taraftan ülkemiz ekonomisinin ihtiyacı olan işgücü yetkinliklerinin belirlenmesi ve o talebi karşılayabilecek vasıfta eğitim planlaması ihtiyacı gündeme gelecektir.

Eğitim planlamasının bir ülkenin gelecek nesillerinin dünya rekabet ligindeki konumlarını belirleyecek yegâne anahtar olması konunun önemini daha da artırıyor. Yeni nesillerin kendi ülkelerinin temel veri setini öğrenmeleri, tarihlerini, bulundukları coğrafyanın önemini, ülkelerinin sahip olduğu ya da karşı karşıya bulunduğu avantaj veya riskleri bilmesi doğal olarak eğitim planlamasının içerisinde yer alacaktır. Toplumun talebi ile de uyumlu olarak isteğe bağlı bir değerler eğitimi de moral değerlerimiz açısından önemlidir. Yeni nesillerin iyi vatandaş olmaları, topluma ve vatandaşı olduğu devletine aidiyet duygusunun gelişmesi de önemli bir diğer başlıktır. Tüm bunları planlarken çocuklarımızın birer birey olmalarının hedeflenmesi, tüm düşünce ve inançlara karşılıklı saygının esas olduğunun öğretilmesi, tek tip toplum yerine özgürlükler ve saygı temelinde toplumsal bütünlüğe hizmet eden anlayışların aidiyet duygularını geliştireceği bilimsel bir gerçekliktir. Diğer taraftan öğrencilerin araştırma ve sorgulama yeterliliklerinin geliştirilmesi ve çocuğun düşüncelerini özgürce ifade edebilme kapasitesinin oluşumu eğitim sisteminden beklenen en temel konulardır. Baskı, korkutma ve benzeri uygulamalar yerine çocuğun ruh dünyasına uygun, ona sempatik gelecek uygulamalarla eğitim dünyası ile tanışmaları, onların gelecekleri açısından çok önemlidir.

Dünya uygulamalarında Okul Öncesi Eğitimden başlayarak tüm kademelerde öğrencinin yaşına uygun yetkinlikleri edinip edinmedikleri izlenmekte ve potansiyel rakip devlet öğrencileri ile mukayese edilmektedir. Yetenekli öğrencilerin üzerinde hassasiyet ile durulmakta ve sürekli izlenmektedirler. Bu başarılı öğrencilerin ileride Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora aşamalarına kadar yönlendirme süreçleri devreye girmektedir. Yanlış yönlendirilen ya da yanlış eğitilen çocukların kayıp nesil olarak, düşük performansları ile hayat boyu zorluk yaşadıkları tespiti söz konusudur.

EĞİTİMDE UZUN VADELİ VE ESNEK BİR PERSPEKTİF GEREKİYOR

Yoksul ülkelerin ekonomilerinde daha çok emek gücü ve doğal kaynaklar etkilidir. Kalkınma süreçlerinde zenginleşmek için fabrikalar, köprüler, yollar ve barajlar inşa edilir. Kalkınma dönemlerinin belirli aşamalarına gelince artık insan aklı, becerisi ve bu sayede ürettiği bilim ve teknoloji önemli hale gelir. Günümüzde artık kalkınmanın sürükleyicisi yeraltı kaynakları ve fiziksel sermaye değil, İnsani Gelişme ve Yetkinleşme, Bilim-Teknoloji-İnovasyon ile siyasal, ekonomik, toplumsal kurumlar ve kurallar olmuş durumdadır.

Ülkemizde Eğitim istatistiklerine bakıldığında Okul Öncesi Eğitim çağındaki çocuklarımızın okullaşma oranları, 3-5 yaş grubunda yüzde 28, 4-5 yaş grubunda ise yüzde 37 olduğu görülmektedir. Dünya çocukları ile eşit şartlarda yarışabilmenin olmazsa olmaz koşulu olan okul öncesi eğitimdeki eksikliklerimizi hızla tamamlamamız gerekiyor. Ailesi eğitimli olmayan ve kendisi de okul öncesi eğitim alamayan bir çocuğumuzun, bu şartları oluşturan diğer bir öğrenci ile arasında 15.000 kelime fark oluşabildiği ve uzun yıllar bu farkın kapatılamadığı bilimsel olarak belirlenmiş durumda.

Ülkelerin refahı bakımından önemli olan konjonktürel gelişmeler değil, uzun dönemli süreçlerdir. Güncele dair sorunlar ne kadar yakıcı olursa olsun, uzun vadede varmak istediğimiz yere ilişkin bir yol haritası olması gerekir. Kanımca Milli Eğitimimizin zorluğu uzun vadeli böyle bir perspektife sahip olmaması nedeniyle bakanların görev süreleri ile sınırlı ve sonradan takip edilmeyen projeler demeti geçmiş nesiller üzerinde uygulanmak durumu söz konusu olmuştur. Bu yapboz politikaları maalesef hep tartışılmıştır. İnsan kalkınmanın hem öznesi, hem de hedefidir. Kalkınma hamlemiz için 21. Yüzyıla uygun beceriler ve yeterliliklerle donatılmış insan kritik önemdedir. İnsan kaynağının verimliliği ve kalitesi ile kişi başına düşen milli gelir arasında da güçlü bir ilişki söz konusudur.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.